Medya: Giray Duru
•
Duyduğum melodi ile elimi telefona uzatıp yandan tuşuna basıp sessize aldım. Gözlerimi ağırca açıp birkaç kere kırptım. Yüz üstü uzandığım yatakta sırt üstü döndüm. İki elimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum. Daha sonrasında yüzümü sıvazlayıp tamamen ayılmaya çalıştım. Kafamı yan tarafa çevirip komodinin üzerinde duran paketi aldım ve içinden bir dal çıkarıp yaktım. Dudaklarıma götürdüğüm sigara ile derin bir nefes çektim ciğerlerime.
Karakoldan sabah güneş yeni yeni doğarken elimi kolumu sallaya sallaya çıkmıştım. Askar'ı en son sorgu odasında görmüştüm. Etrafa bakınmıştım ama görememiştim. Kimse şikayetçi olmamıştı, başkomiserde uğraşmayacaktı benimle yani Ayça komiserin, sorgu odasındaki kadının, söylediği buydu. Uyuşturucu paketi de kayıtlara geçmemişti. Pantolonumun arka cebinde öylece duruyordu.
Eve geldiğim gibi uyumuştum. Dayak, üstüne bıçaklanma birde artı olarak saatlerce karakolda tutulmak bedenimi yormuştu. Ayrıca vücudumdaki sayısız yaraya bir diğeri daha eklenmişti. Yaklaşık on iki yaşından beri sürekli olaylara karışırdım ve bazılarının bedenime bıraktığı izler vardı.
İlgiyi sevdiğimi zannetmiyordum ama sürekli olay çıkarıyordum. Önceden yani lisedeyken annemin radarına girmek için yapıyorum zannediyordum ama hayır, bu yüzden yapmıyordum. Bir şekilde intikam alıyordum, dünyadan. Çocukluğum için. İnsanları huzursuz edip, olay çıkarıyordum. Üstüne ayırmaya gelenleri yoruyordum. Olaya dahil olmaması gereken herkesi sokuyordum ve zamanlarından çalıyordum. En zararsız intikam yöntemi işte.
En azından bana yapılan gibi davranmıyordum.
Onların evine, parasıyla sikişmeye gidip azgınlığımı atmama rağmen evdeki tatlı sarışın oğlanı sevme bahanesiyle taciz etmiyordum. Sadece zamanlarını çalıp, huzursuz ediyordum.
Aklıma gelen şeyle boştaki elimi karnıma götürüp yaramı yokladım. Çok dağınık yatardım ve dikişlerim genelde uyurken patlardı. Yarama bakılması için, tüm ısrarlarıma rağmen, polis inatla beni hastaneye götürmüştü. Bir sürü insan ellemişti bedenimi. Tamam, üç kişi ellemişti. Bir polis bir hemşire bir de hemşire yardımcısı fakat bu yine benim için fazlaydı.
Çoğu zaman yaralarımı kendim sarardım çünkü bana dokunulmasını sevmezdim. Yüzümü tiksintiyle buruşturup doğrulmak için hareketlendim, duş almalıydım.
Fakat hala aklımı kurcalayan bir neden vardı. Bu sebeple yeni bir sigara yakıp tavan izleme mesaime geri döndüm.
O gün doğum günümde kulüp çıkışı gördüğüm kişiyi belki bir daha görürüm diye birkaç kere gitmiştim oraya. Aşık olduğum için falan değildi ama yatmak istemiştim o kişiyle. Dudakları çok güzeldi. Arada sırada aklıma düşerdi. Güzel bir seks sonrası veya öpüşme sonrası 'Acaba onunla nasıl olurdu?' diye düşünürken bulurdum kendimi. Bunca yıl sonra karşımda onu görmek beni şaşırtmıştı fakat bir o kadar da heyecanlandırmıştı.
Odamın kapısının açılmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım. Kapıdan bana bakan kadına kaydı bakışlarım. Üzerinde her zamanki gibi ultra mini bir elbise ve elinde ise kocaman çantalarından vardı.
"Hafta sonu yokum. Paran var mı?" Gözlerime bile bakmadan konuşan kadınla günlerden cuma olduğunu anladım. Bu sıralar o kadar mı uzaktım dünyadan?
"Hafta sonuna yetecek kadar yok." dememle birlikte elini çantasına atıp birkaç iki yüzlük banknot çıkardı. Odaya biraz girip kapının yanındaki tekli koltuğun üzerine bıraktı ve arkasını dönüp dışarı çıktı.
Demiştim zaten. Yedirir, içirir, cebimden paramı eksik etmez ama şefkat denilen o şeyin annem dediğim kadında olduğunu zannetmiyordum. Defalarca eve kan gölü olmuş kıyafetlerimle gelmeme rağmen normal bir insan yaralanmış gibi olurdu tepkileri. Önceden en panik hali bu zanneder, şefkati sonunda tattığımı düşünürdüm ama eski evlerimizden birinde karşı komşumuz kalp krizi geçirirken de aynı tepkiyi verdiğini gördüğümde dank etmişti. Kadın için yoldan geçenden pek bir farkım yoktu.
Elimdeki sigaradan son nefesi çekip yanımdaki küllükte söndürdüm. Sonrasında yataktan doğrulup, ayaklandım. Odadan çıkıp banyoya ilerledim ve kısa bir duş alıp banyodan çıktım. Belime bağladığım havluyla lavabonun üzerindeki aynadan kendi aksime baktım. Suratımdaki sırıtma büyürken gözlerim kısıldı.
Eğlenmemin tam vaktiydi.
•
Gelir belki dediğim için attığım bir kısa bölümdü. Bu kitap nasıl ilerler kaç bölüm sürer hiçbir fikrim yok. Öyle akışına bırakıyorum.
Fakat yazdıkça farklı ve karanlık kurgular geliyor aklıma.
instagram:@/mortelysi0n
•
17.3.22

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALASKAR • |BxB|
General FictionBir polis memuru ile nezarethanenin sürekli müdaviminin hikayesi |Halaskar: Kurtaran, kurtarıcı kişi.| • 14.3.22