7.Bölüm - Kaşınma

2.1K 121 2
                                    

Medya: Haldun Askar Çetinler

Yine buradaydım. Parmaklıklar ardında.

Askar'ın evine gittiğimden bu yana bir ay geçmişti. Buraya ise bir ayda sekizinci gelişimdi. Bu sefer alkollü araç kullanıp Nazım abiye zor çıkarttığım için getirilmiştim. Bizim buranın trafik kısmındandı Nazım abi. Pilavcıya gitmiştik birkaç kez, oradan tanışmıştık.

Yeni olduğunu bildiğim polis ise üç kere birilerini aramam için diretmişti. Neyse o da zamanla alışırdı bana.

Saatlerdir buradaydım. Ne gelen vardı ne de giden. Askar olsa net yemek getirirdi bana ama onunda izin günüymüş herhalde Cem abi öyle dedi. Sürekli değişiyordu izin günleri.

Cem abi ise başkomiserdi. Yeğeninin burnunu kırdığım lavuk gitmişti bu karakoldan. Siktirsin gitsin pezevenk. Cem abi zaten çok daha iyi birisiydi. Onunla da bir kez pilav yemiştik. Fanatik olması dışında problemim yoktu.

Kafamı arkaya atıp duvara yasladım. Gözlerimi yumdum yorgun bir şekilde. Biraz da bu şekilde saçma sapan düşüncelerle boğulabilirdim. Mesela dudaklarım arasına aldığım Askar'ın dudakları gibi. Hayali bile içimi gıdıklıyordu. Kim bilir gerçeği nasıl hissettirirdi.

Aslında onu da düşünmek istemiyordum. Şu an hiçbir şey düşünmek istemiyordum.

Acaba bir metre derinliğindeki bir çukura gömülsem, kazıyarak çıkabilir miydim?

Duyduğum ayak sesleriyle saçmalamayı kestim ve gözlerimi aralayıp gelene baktım. O gelmişti. Uykusundan uyandığını şişmiş gözlerinden anlayabiliyordum. Elinde anahtarla kapının kilidini açıp bir adım geri çekildi. Hiçbir şey demedi. Bende hiçbir şey demeden çıktım oradan.

O önden ben arkasından arabasına doğru ilerledik. Peşinden geldiğimin bilincinde olup arkasına bile bakmadan sürücü koltuğuna geçti. Ağır adımlarla yolcu koltuğuna oturdum. Sessiz bir şekilde evine doğru ilerliyorduk. Sanki adam öldürdüm amına koyayım, niye konuşmuyorsa? Rahatsız oluyordum bu sessizlikten. Bu yüzden bozmaya karar verdim.

"Yerin bir metre altına gömülsem, kazıyarak çıkabilir miyim?" Gözlerim kapalı kafamı koltuğa yaslamış bir şekilde usulca konuştum.

Aradan birkaç dakika geçti. Derin nefes çekti içine. Bundan öncesinde sürekli karşısına ağzım yüzüm dağınık geldiğim için kızıyordu. Bu yüzden bu sefer alkolden tutuklanmayı seçmiştim. O da herhalde dayak yemediğim için kızmıyordu bana ya da uykusu vardı bilmiyorum.

"Eğer altı yedi dakika nefesini tutabilirsen pratikle belkide çıkarsın ama ilk girişinse ölürsün."

"Hmm..." diye mırıldandım sadece. Denemeliydim bir gün.

Evinin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu. İçinden çıkıp bildiğim yere doğru ilerledim. Bu daireye ikinci kez gelişimdi ama göğsümde sanki defalarca gelmişim hissiyatı vardı. Anahtarla kapıyı açmasını bekleyip, kapı açıldığında önce o, sonra ben içeri girdik. Hiç beklemeden mutfağa ilerledi, elinde birayla oradan çıkıp bu sefer de yatak odasına doğru ilerledi. Kapının önünde dikilmekten vazgeçip peşinden yatak odasına gittim.

Sokak lambasının aydınlattığı odada yatağın içine girmiş üstsüz bir şekilde sırtını başlığa dayayarak oturuyordu. Gözleri bendeyken ağır ağır birasını yudumluyordu. Gözlerimi ondan ve çıplak gövdesinden alıp dolabına ilerledim. Arkamdaki adamı umursamadan altımdaki pantolonu çıkarıp siyah bir şort alıp giyindim. Üzerimdeki hırkayıda çıkarıp kısa kollu tişörtümle kaldım. Yatağa yanına girip bağdaş kurarak oturdum. Elimi birasına uzatmıştım ki geri çekti.

"Versene." diyerek tekrardan uzattığımda yine geri çekti.

"Hayır. Yeterince içmişsin zaten." demesiyle gözlerimi devirdim. Tekrardan uzandığımda çıplak kolumdan tutup geri çekti beni. Hızla kolumu çekip elini ittim.

"Sormadan dokunma bana."

Kafasına diktiği birayı bitirip yandaki komodine koydu. Hafifçe bana doğru dönüp gözlerimizi birleştirdi.

Üzerinde hiçbir şey yoktu ve bu dikkatimi dağıtıyordu.

Gözlerimi gözlerinden ayırıp çenesinden boynuna doğru inceleyerek ilerledim. Boynunda geçmek üzere olan bir kızarıklık vardı. Yakın zamanda sevişmişti demek ki. Yutkunduğu sırada adem elması hareket etti. O da güzeldi, ısırılası duruyordu. Oradan ağırca köprücük kemiklerine sonrasında da göğüslerine doğru süzdüm. Hiçbir şey söylemeden sessizce beni izliyordu. Parmağımı kaldırıp göğsüne dokundum.

"Bende burada iz bırakacağım." dedim boynundaki ize ithafen.

Dudaklarında hafif bir kıvrılma oldu ama kısacıktı. Gözlerine baktım birkaç saniye, karşı çıkacak hiçbir tepki görmeyince yavaşça üzerine doğru eğildim. Dilimi çıkartıp göğüs ucunu yaladım.

"Güzelmiş." diye mırıldanıp tekrardan yaladım. Dilimi ayırmadan etrafında döndürdüm. Hafifçe dişlerimi sürtüp öpücük bırakmaya başladım. Hissiyat hoşuma gittiği için bu sefer sertçe dişlerimi geçirip ucunu geriye doğru çekip bıraktım. Yanında duran eli anında saçlarıma gidip sıkıca kavradı. Kafamı geri doğru çekip gözlerimizi birleştirdi.

"Kaşınma."

Omuz silkip kafamı tekrardan göğsüne doğru eğdim. Islak ıslak emip öpücüklerimle kurutuyordum. Arada uyuz olsun diye dişlerimi geçiriyordum. Ellerim ise iki yanımda öylece duruyordu. Aslında sıcacık teninde dolaşmak için çırpınıyorlardı ama şu an değildi. Şu an bunu yaparsam sikilen olurdum. Ben ise sikmek istiyordum.

İz çıkacağına kanaat getirip kafamı kaldırdım. Islak dudaklarımı emerek gözlerine baktım. Zorlanıyordu. Güzel, daha çok zorlanacaktı.

"İyi geceler." diyip arkamı döndüm ve yüz üstü yattım. Arkamda ki adam ise derin nefes verip yatağın içinde hareketlendi ve yatar pozisyona geçti.

"Uyandığımda burada ol."

Bunu o gün gittiğim için söylüyordu fakat o gün nasıl gittiysem bugünde gidecektim.

Vasat.

Kelimenin tam anlamıyla olan bu.

Umarım çömezliğimi burada atarım yoksa Dalgalara Direndim'de sıçarım.

instagram: mortelysi0n










18.4.22

HALASKAR • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin