5. Bölüm - Aktifim Ben

2.5K 129 13
                                    

Medya: Haldun Askar Çetinler

Yaramı temizledikten sonra yanımdan gitmişti. Bir saate işlemlerin biteceğini söylemişti.

O gittiğinden beri kusmamak için derin derin nefesler alıyordum. O kadar fazla temas etmiştiki düşündükçe midem daha da bulanıyordu.

Uzandığım yerden doğrulup ayağa kalktım. Küçük alanda volta atmaya başladım. Aklımı başka şeylerle meşgul edersem kusmazdım.

Geçen gün izlediğim maçın kritiklerini yaparken anahtarı sesi ile koridora doğru döndüm. Kilidi çevirip kapıyı açan adama baktım. Kıvrık kirpiklerinin arkasında duran kahveleriyle gözlerime baktı. "Çıkalım." dedi. Kafamı kısaca sallayıp açtığı kapıdan çıktım fakat onu görmemle durulan miden tekrardan dönmeye başladı.

"Önce bir tuvalete girsem iyi olur." dememle kafasını sallayıp tuvaletlere doğru ilerledi.

Açtığım kapıdan içeri hızla girip bir kabine ilerledim ve kilitledim. Karnımdaki yara olan yeri tutarak eğildim. Eğilmemle kusmam bir oldu. Midem de ne var ne yok çıkmıştı. Yandaki peçeteden çokça koparıp ağzımı sildim ve alafrangaya fırlattım. Şifona basıp kabinden çıktım. Lavabo tezgahanın üzerindeki aynadan yansımamla karşılaştım. Bok gibi durmayı beklerken hafif hastalıklı durmanın suratıma yakıştığını fark ettim.

Aklıma kapıda pilavcı için beni bekleyen adamın düşmesiyle sırıtıp, elimi yıkadım. Bu adam net sert sevişirdi.

Sonu pilavcı olan ıssız sokakta ikimizde sessizce yürüyorduk. Aramızdaki boy farkı yan yanayken biraz daha belli oluyordu. Aslında çok fazla değildi ama yine de vardı.

Kafamı ona çevirip suratını daha detaylı incelemeye başladım. Adamın suratı kusursuzdu. Hiç bir leke yoktu. Sakalları bile dümdüz geliyordu. Sanki taranmış gibilerdi. Saçları dalgalıydı. Kafasındaki siyah bereyle saçları ensesinde toplanmıştı. Takmasa da olurdu.

Kolumdan tutup çekmesiyle bedenim onun bedenine yapıştı. İrkilip gözlerimi ondan ayırdım ve önüme çevirdim. O an çöp konteynerini fark ettim. Adamı izlemekten bodoslama konteyneri dalıyordum.

Kolumdaki elini koluma sürterek aşağı indirdi. Parmaklarıyla elimin üzerinde bir yol çizer gibi hareket ettikten sonra temasını kesti.

Kafamı eğip kısacık parmaklarıma baktım. Hem dokunduğu için midem bulanmıştı hem de dokunuşu bu kadar kısa kestiği için karnıma kramp girmişti. Bedenim kendiyle çelişiyordu amına koyayım.

"Dikkatli yürü." demesiyle kafamı ona çevirdim. Sırıtarak konuştum.

"Sen böyle sürekli emreder misin?" Kafasını hafifçe bana çevirip gözlerimizi birleştirdi.

"Ederim."

"Sürekli emrettiğin kişilerle kıyaslama beni komiserim."

Bakışları dudaklarıma kaydı. Uzunca orada oyalandı. Suratımdaki sırıtma gitmişti. Dudaklarım düz bir çizgi halini aldı. İhtiyaçmış gibi hissedip dilimle alt dudağımı ağzımın içine yuvarladım, sonrasında üst dişlerimi geçirdim. Bu hareketimle seslice boğazını temizleyip önüne döndü.

Pilavcıyı görmemle bende bu saçma çekimden kurtulup oraya doğru daha hızlı ilerledim. Küçük taburelere oturmadan önce siparişimizi verdik. Saatin geç olmasından ötürü biz ve üç beş masa ötemizde dört kişi vardı.

Garsonun önümüze getirdiği biber turşusu ve salatalık turşusundan birer birer ağzıma atmaya başladım. Çok lezzetliydi anasını satayım.

"Kaç gündür yemek yemiyorsun?" diye kinayeyle konuştu. Koca bardaktaki ayrandan kocaman yudum aldım ve elimin tersiyle dudaklarımı sildim.

"Sizinkileri beni tutuklamadan iki saat önce yedim."

"O kadar erken mi? Dünden beri bir şey yememiş gibi dolduruyorsun ağzına turşuları." Suratımdaki sırıtma büyüdü, dilimi köpek dişlerimde gezdirip konuşmaya başladım.

"Komiserim ne çabuk unuttunuz? Dün gece de sizin misafirinizdim. O tutuklamayı kastediyorum." dediğimde ağzı şaşkınlıkla açıldı.

"Manyak mısın oğlum niye yemek yemiyorsun."

Omuz silktim sadece. Üşeniyordum ne yapayım? Birde unutuyordum.

Pilavların gelmesiyle birkaç dakika sessizce yemeğimizi yedik fakat benim aklımda milyon tane soru vardı. Ayrandan bir yudum alıp yutkundum. Dudaklarımı yalayıp, konuşmak için araladım.

"Hatırlıyorsun beni ama nasıl?" dediğimde kafasını pilavdan kaldırıp gözlerime baktı.

"Çarpıştıktan sonra suratın hafızamda kaldı." Cümlesinin devamı olur diye bekledim ve gözlerine baktım. Öylece sustu. Manyak ha bu.

"Ee bu mu yani. Niye kaldı? Beş yıl niye unutmadın beni?" dediğimde kafasını sağ tarafa doğru eğip süzdü beni. Siktir, amına koyayım buna da azmazsın.

"Unutabileceğim bir surata sahip değilsin ama leş gibi alkol kokmana rağmen çok rahat aldığım kokunu, parfüm alırken fark ettim. E parfümü de alınca her kullandığımda seni hatırladım."

Kokumu kullanıyormuş herif. Bu kesin sevişirken de benim parfümü sıkıyordur karşısındakine. Kafamı anladım der gibi salladım ve devam etmesini bekledim.

"Birkaç kere araştırdım ama imkansıza yakındı seni bulmam ayrıca karakoldakileri bu işe sokmak istemedim. Çünkü fazla dedikodu yapıyorlar. Geçen yıl ise polis arkadaşımdan kendi karakolundaki belalı çocuğu dinliyordum. Tipini tarif ettiğinde dört yıl önce çarpıştığım kişiye benzettim. Çocuğun dosyasına baktığımda ise o olduğundan emin oldum."

Lan bu bir yıldır beni tanıyormuş. Kaşlarım çatılırken kaşığı tabağın yanına bıraktım.

"Niye haber vermedin? Bir yıldır tanıyormuşsun. N'aptın, sapık gibi uzaktan gizli gizli mi izledin?" dediğimde suratında yamuk bi gülümseme oluştu.

"Karşılaşacağımızdan emindim ayrıca uygun zaman değildi ki karşına çıkmadım, değil mi?"

"Şimdi ben senin karşısına çıkmış oldum. Uygun zaman gelmiş olmadı?" dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.

"Annen ev için emlakçı gezdiğinde burayı önermesini isteyen bendim. O emlakçı bu taraftaki evlere bakmıyordu bile. Ayrıca oturduğunuz ev amcamın evi. Remzi Çetinler." İşaret parmağı ile kendini işaret etti. "Haldun Askar Çetinler." Göz kırpıp konuşmasını bitirdi.

"Sen harbiden sapıkmışsın."

"Hayır sadece beş yıldır kaderi bekledim gelmediğini anlayınca ben el attım."

"Yaptığın şeyi edebi konuşup güzelleştirmeye çalışma."

Kahkaha atıp elleriyle masada ritim tuttu. Hayvan gibi iyiydi de ha.

"Sen niye unutmadın beni?" Umursamazca omuz silkip, konuşamaya başladım.

"Dudakların çok iyiydi. Arada, nadiren öpüştüğümde aklıma geliyordun fakat sikiştiğimde de çokça aklıma geliyordun." Suratında asılı kalan gülümseme büyüdü. Alt dudağını ısırıp kafasını aşağı yukarı salladı.

"Güzel." diye mırıldandı. Ne hayal ediyordu bilmiyorum. Ona bakınca efendi-köle ilişkisi bile görüyordum. Kedi kulağı falan. Kendi düşüncelerime suratımı buruşturup, konuşmaya başladım.

"Aktifim ben." Ne? Lan bunu demeyecektim ben. Tamam aktifim ama altta da olduğum oldu. Hay sikiyim.

Tekrardan kahkaha atıp olduğu yerde ağırca ayaklandı. Bedenini hafifçe öne eğip gözlerime baktı.

"Arada bir sürmene izin veririm."

Ben smut yazamam. Yazmadım hiç amk. Pls help

instagram:@/mortelysi0n














23.3.22

HALASKAR • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin