Suratıma çarpan yağmur damlaları koşma şiddetimden dolayı hiç hafif hissettirmiyordu. Bütün vücudum şu an ki kovalamacadan ötürü uyuşmuş gibiydi bu yüzden acı hissetmiyordum ama dikişlerimin patladığına emindim.Kafamı arkama çevirdiğim de üniformalarıyla koşan üç polisi görmemle kahkaha atarak önüme döndüm. Bu kadar takip edecekleri bir şey yoktu ortada alt tarafı telsizlerini almıştım. Aslında aklımda bu yoktu. Kavga çıkardığım mekanda, mekan sahibi polis çağırmıştı fakat polis sadece beni uyarmıştı. Bu kabul edilemez bir şeydi. Bende telsizlerini alıp, kaçmıştım.
Yaklaşık yirmi dakikadır durmadan koşuyordum. Artık yorulmuştum ve karnımdaki sızı kendisini belli edecek boyuta ulaşmıştı. Arkama baktığımda hala polislerin orada olduğunu gördüm ve hala mesafenin aynı kaldığını. Telsizde bir tuşa bastım. Koştuğum boş sokakta arkamdaki polislerden birisinde cızırtı çıktı. Vay be tekte bulmuştum.
"İki sokak sonra sol yapacağım beni orada kıstırmak için bu soldan birisi girsin yoksa yakalayamayacaksınız. Tamam." diyerek kahkaha ile arkama döndüm. Şaşkınlıkları suratından okunan polislerden biri o sokağa girdi. Vay be bu karakol sakinleri beni şaşırtıyordu.
Önüme dönüp iki sokak sonraki sola yaklaştığımda kısa bir an girmemeyi düşündüm. Ama hem acıkmıştım hem de yorulmuştum. Siktir edip hızla sokağa girdim ve sokağın bitişindeki tek yola doğru koştum, tekrar sol. O kısmı da döndüğümde önümde duran polis ile sırıtmamı büyüttüm.
"Aaa polis kahretsin yanlış sokak." alayla konuşmamla arkama döndüm ve iki polisin sonunda bana yaklaşmış olduğunu gördüm.
"Aaa burada da polis, lanet olsun adamım." diyerek seslice güldüm.
Arkamdan gelen polis memuru öfkeyle ensemden tutup kafamı eğdi. Önümdeki polis memuru ise elimden telsizi şiddetle çekip aldı. Polislere kalmadan ben ellerimi arkamda birleştirdim. Sonunda o soğuk metali bileklerimde hissetmiştim. Uzun uğraşlar sonucu kelepçelenmiştim. Beni doğrultup ağır ağır yürümeye başladılar.
"Mahmut arabayı kap gel." yanımda kolumdan tutan polisin bunu demesiyle kafamı ona çevirdim. Nefes nefese kalmıştık hepimiz. Tek farkımız ise onlar öfkeli ben ise neşeliydim.
"Memur bey eğer açsanız köşede çok güzel bir pilavcı var gidelim mi oraya?" dememle enseme bir tokat yedim. Piç herifin eli de ağırmış.
"Kes sesini sikmiyim belanı."
"Tamam ya söz sizi yirmi dakika koşturduğumu söylemeyeceğim kimseye." alayla sırıtarak iki polis memuruna da baktım. "Hasbünallah." çekip önlerine döndüler. Bunlarda epey sevimsizdi amına koyayım.
Saçlarımdan akan sular önce suratımı sonra üstümü ıslatıyordu. Karakoldan içeri girmiş nezarethaneye doğru gidiyorduk. Herkes bize bakıyordu. Sebebini tahmin edebiliyordum. Galiba telsizi çaldığımı biliyorlardı. Yanımdaki iki adama pilavcıya gitmediğimiz için kızgındım. Bu sebeple boğazım açılsın diye önce öksürdüm sonra derin bir nefes çekip yüksek sesle bağırdım.
"Valla iş yok bunlarda, bitmiş. Koskoca yirmi dakika koşturdum hala da yakalayamadılar en sonunda dedim beni köşede sıkıştırın. Ben taktik vermesem onu da yapamayacaklardı. Telsiziniz ben de kalacaktı."
Kimse bu atağı beklemiyordu, suratlarındaki ifadeden belliydi. Gülerek yanımdaki adama eğildim, "Valla memur bey pilavcıya götürseydiniz şu an sizi övüyor olurdum." dedim. Öfkeyle kolumu sıkıp, "Yürü!" dedi.
Bok çuvalı misali parmaklıklar ardına fırlattı beni. Alt tarafı iş yok dedim ne bu sinir bu celal. İleride diyeceklerimi, yapacaklarımı bilseler herhalde ağzımı yüzümü sikerler.
Sonunda özgür olan bileklerimi önüme getirip, ovdum. Tişörtün ucundan kaldırıp yarama baktım. Sikiyim kötü gözüküyordu. Yani normaldi sonuçta bu olalı üzerinden yirmi saat ya geçmişti ya geçmemişti. Gözlerimi acıyla yumup kafamı arkamdaki duvara yaslandım. Umarım kimseyi yanıma almazlardı canım bu denli acırken ifadesiz durmam zorlaşırdı.
Birkaç dakika ya geçmişti ya geçmemişti kapalı gözlerimin ardından onun sesini duydum.
"Anahtarı ver." Hafif uzaktan gelen sesle gözlerim aralandı. Adımlarını duyuyordum bu sefer hızla bana doğru geliyordu. Ve bingo! Görüş alanıma girdi. Parmaklıklardaki kilidi açıp içeri girdi ve ardından geri kapattı. Elinde sağlık çantası vardı.
Bu adam beni net hatırlıyordu. Artık emin olmuştum.
Yanıma yaklaşıp önümde eğildi. Tişörtüme elini uzattı ve kaldırdı. Görüntü karşısında suratını buruşturdu. Elini kaldırıp yaramın üzerine getirirken "Dokunulmaktan hoşlanmam." diyerek konuştum.
Kafasını kaldırıp keskin kahvelerini gözlerimle buluşturdu. Sert bakıyordu. Sikiyim bu sertte sikişirdi. Zamanı değil, o ufaklığa çok yakınken bunları düşünmenin zamanı değil. Bakışlarım kahvelerden dudaklarına kaydı tam dudaklarına da yükselecekken ondan ses yükseldi.
"Yaralısın ve ben bu yarayı elimden geldiğince temizleyeceğim."
Bir şey demeden öylece dudaklarına baktım. Sağlık çantasından bir şeyler çıkartıp yaramla ilgilenmeye başladı. Yaptığı dokunuşlar kasılmama sebep oluyordu. Seksi severdim fakat sikiştiğim kişilerin elleri, başlarının üzerinde dururdu. Elletmezdim kendimi. Bu adam ise karnımı resmen okşuyordu. Midem hem açlıktan hem de ellenmekten ötürü bulanmaya başlamıştı. Aklımı bundan uzaklaştırmak için oradan hiç çıkmayan başka bir şeye yaklaştım. Dün yaptığı şeyin nedenine. Bunu sormanın tam zamanıydı.
"Sen dün orada mıydın? Nereden paket hakkında bilgin oldu da alıp sakladın? En önemlisi neden yaptın bunu?"
Ardı ardına sıraladığım sorular karşında birkaç saniye eli havada öylece durdu. Daha sonrasında boğazını temizleyip söze girdi.
"Oradaydım. Arabayı kurcalarken torpidoda ben buldum. Neden yaptığımı tahmin edebildiğini biliyorum. Tıpkı şu an da yaptığım şeyi tahmin edebildiğin gibi."
Hasiktir. Resmen itiraf etmişti amına koyayım. Ben bu kadar erken ve açık sözlü olacağını tahmin etmemiştim. Üç ay falan inkar eder diye düşünüyordum.
Aptal aptal suratına baktığımı fark edip gözlerimi ondan ayırdım. Sikiyim ifadesizlik gardımı da indirmiştim.
Midemden gelen gurultu ile bakışlarım o tarafa yöneldi. Zamanı mıydı şimdi amına koyayım.
"Aç mısın?" diye sormasıyla sadece kafamı evet anlamında salladım.
"Bende açım. Yakınlarda pilavcı var. İşlemler bitsin gider, yeriz."
Tekrardan sadece kafamı sallamakla yetindim. Dilimi mi yutmuştum ne bu suskunluk, bilmiyordum.
Şu an tek düşündüğüm nohut pilav artı ayrandı.
•
Abi bu çok hızlı oldu amına koyayım. Bundan sonraki evre sikiş zaten. Topuğuma sıktım resmen.
instagram:@/mortelysi0n
•
18.3.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALASKAR • |BxB|
General FictionBir polis memuru ile nezarethanenin sürekli müdaviminin hikayesi |Halaskar: Kurtaran, kurtarıcı kişi.| • 14.3.22