8.Bölüm - Krem Şort

2.1K 146 10
                                    

Medya: Giray Duru

!!Bölümde sadece şiddet var. Rahatsız olanlar okumadan geçebilir.
-
İstikrarlı bir şekilde iki kişi her bölüme oy veriyor. Bunun için teşekkür ederim ama yorumda yaparsanız tadından yenmez çünkü bana eleştiri lazım veya gaza getirecek birkaç söz..

İki arkadaşımla sahilde, arabanın kaputuna oturmuş çekirdek bira yapıyorduk. İkisi tamamen boş yaparken ben susmakla yetiniyordum. Bugün ters günümdeydim. Yataktan da ters kalkmıştım. O terslikle annemin işi bırakma kararından vazgeçtiğini öğrenmiştim. Çok başarılıymış, yüzde yüz zam yapmışlar falan filan...

Seziyordum bir boklar olacaktı ama ne zaman. Gözlerimi karşımdaki denizden alıp etrafta gezdirdim.

İlk gördüğümde emin olamadığım için tekrardan baktım, uzunca. İçim karanlıkla dolmaya başlamıştı sanki. Vücudumdan bir ürperti geçti ve anı hissettim.

Bu oydu. Annemle tüm geceyi geçirip, odadan çıktığında ise sanki yaşadığı anlar yetmemiş gibi tüm açlığıyla bana doğru yürüyen adamdı.

Kafamı ağırca sağa yatırdım. Elimdeki çekirdekleri yere attım. Tüm vücudumda onun ellerini hissediyordum. Beş yaşıma dönmüştüm. Annemin uyuduğu ve bizi duymadığı o bir saate gitmiştim.

Kendime hakim olamıyordum. Gözlerimi ondan çekemiyordum. Yıllar ondan çok az şey götürmüştü. Teninin düzlüğünü ve saçının siyahlığını... Onun dışında on sekiz yıl önce nasılsa şu an da öyleydi.

Adını hatırlamıyordum. Yaşını hatırlamıyordum. Nereden geliyor veya nereye gidiyor hatırlamıyordum. Sadece hafızamda dolaşan görüntüler ve kulaklarımdan gitmeyen 'bu oyunu tüm çocuklar oynar' sözlerini hatırlıyordum.

Adımlarım benden habersiz sürücü koltuğuna doğru ilerlemişti. Gözlerim hiçbir şeyi görmüyordu sadece aynı sahne dönüp duruyordu. Eski bir ev, eski bir halının üzerinde duran ben, krem şortum, turuncu tişörtüm ve saatinin vücudumda bıraktığı serinlik...

Eğilip koltuğun altındaki levyeyi aldım. Öyle sıkı tutuyordum ki sanki demir elimde büzüşecekti.

Yanında iki kadın, indiği arabanın sürücü kısmında bir erkek vardı başka kimse yoktu. Hızla ona doğru ilerledim. Sırtı bana dönüktü bu yüzden ıslık çalıp yüzünü dönmesini sağladım. Gözlerimiz birleştiği an levyeyi kaldırıp suratına indirdim.

Ne olduğunu anlamadan yere yığıldı. Kısacık bir süre durup yığılan bedenini izledim. İçime dolan karanlık bu görüntüden sonra acı değil zevk vermeye başlamıştı.

Boştaki elimi de levyeye sarıp omzuna doğru vurdum. Yetmemişti. Tekrardan arkaya doğru kaldırıp hızla bacağına vurdum. Yetmiyordu. Hızla kaldırıp onun bedenine geçiriyordum.

Kadınların çığlıkları, çocukların ise 'yapma Giray' diye bağırışları kulaklarımda uğulduyordu. Kimseyi görmüyordum karanlığım etrafımızı sarıp, derinleşmişti. O derinlikte sadece ikimiz vardık.

Elimdekini yere atıp arka cebimden çakıyı çıkarttım. Bir dizimi kırıp üzerine eğildim ve sağ elini sıkıca tutup dizimin altına yerleştirdim.

"Sen kimsin?" diye ağzından burnundan akan kanların izin verdiği kadarıyla konuşmaya çalışan adamın gözlerine baktım zevkle. Cevap vermedim çünkü hatırlamazdı. Ben ilk değildim eminki sonuncu da değildim. Bu yüzden çakıyı açıp sağ elinin işaret parmağının üzerine bastırdım. Sol elimle çenesini sıkıca tutup kulağına doğru eğildim.

"Daha bisiklete bile emniyetsiz binemeyen çocuklardan zevk aldığın için yapacağım bunu." diyerek fısıldadım.

Çakıyı bastırarak ileri geri hareket ettirdim. Karşımda çığlık çığlığa bağırıyordu.

Sol tarafımda beş yaşındaki ben ve o vardı. Sikinin parçalayacağını bildiği için hangi parmağını sokması gerektiğini düşünüyordu. Oyun diyerek bana seçtiriyordu. Hatırladıkça hırsım arttı. Parmağını daha da büyük bir zevkle kesmeye devam ettim. Şimdi sokamazdı. Ne krem şortlu çocuğa ne de diğer krem şortlu çocuklara...

Kimse bir şey yapmıyordu. Kimse beni engellemiyordu. Elimdeki bıçağın zemine değdiğini hissettiğimde gözlerimi yüzünden çektim ve eline baktım. Kesilmişti. Asfalt kan olmuştu. Bu görüntü içime ferahlık getirmişti. Karanlık dağılmıştı.

Bıçaktaki kanı onun üzerine silip katladım ve arka cebime koydum. Yerden parmağı aldım ve yavaşça ayağa kalktım. Önümdeki denize doğru ağır adımlarla ilerleyip tüm gücümle elimdekini denize doğru fırlattım. Birkaç saniye durup gökyüzünün siyahlığını üzerinde taşıyan denizi seyrettim ve derin bi' nefes çektim ciğerlerime.

Arkamı dönüp elini tutan adama bakıyordum. Küfürler savuruyordu etrafa. Onun arkasındaki adam ise karşısına, çocuklara doğru bakıyordu. Kafamı onlara çevirdiğimde silah tuttuklarını gördüm. Demek bu yüzden kimse bana dokunmamıştı.

Yavaşça arabaya ilerleyip ön kapıyı açıp, yolcu koltuğuna oturdum. Tüm tersliğim gitmişti. Şimdi çok daha iyiydim.

Bu bölüm biraz karanlıktı çünkü Giray'ı çocuksu bir eğlenceyle karakola düşüyormuş gibi yazdığımı hissettim. Bölüm aslında nasıl biri olduğunu göstermek içindi.

-

Dalgalara Direndim kitabım için spotify da playlist hazırladım. Nevtelen de Dalgalara Direndim adıyla bulabilirsiniz.

instagram: mortelysi0n














19.4.22

HALASKAR • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin