Bölüm Beş - Merhamet

677 48 44
                                    


بسم الله الرحمن الرحيم



                                                                            Bölüm Beş - Merhamet



"Aç kızım elini, yavrum açsana elini. Aaaa elini açmıyor." diyerek elimi açmama engel olan annemi boş gözlerle izledim. Biraz oynadıktan sonra beni ortaya koydukları sandalyeye oturtup etrafımda ahin yaparmış gibi ellerindeki şeylerle dönmelerine ve benim de uslu bir kız gibi durmama rağmen bu yaptıkları sinirlerimi bozsa da sadece göz deviriyor, annemin kendince aldığı bu zevkten mahrum kalmaması için katlanıyordum. Şimdi ise elimi kınalamak için durup benim ellerimi açmamı istediklerinde ben daha açamadan ellerimi tutan annem, elimi açmaya gönüllü olmama rağmen açmamam için sıkı tutmuş, bu da yetmezmiş gibi benim açmadığımı söylüyordu. 

Herkesten çıkan yalancı hayret nidası ile, bu kadarına da pes yani, dememek için zor tutuyordum kendimi. Gülüşerek bize bakanları umursamadan sessizce konuştum. "Allah rızası için annem, ne yapıyorsun sen? Ya elimi açmamı istemeyi bırak, yahut da açmamı engelleyen elini çek. Tiyatro mu yapıyorsunuz, benim niye haberim yok? Ayrıca hepiniz de çok kötü oynuyorsunuz, demedi deme."

"Seher, yavrum ben sana hamile iken acaba rûkuda fazla eğildim de sen bir sarsıntı falan mı yaşadın karnımdayken?"

"Vallaha senden her şey beklenir anne. Geçen belim ağrıyor dedin, baktım namazda bir eğilmeler..." Sözlerimi bitirmeden araya annem girdi. "Seher, altın alana kadar sakın elini açma, tamam mı?"

"Neden?"

"Yavrum sen anneni dinle işte, şimdi nedenini anlatmakla uğraştırma beni."

"Tamam."

"Bak şimdi çekeceğim elimi, sakın açma tamam mı?"

"Beynimde hasar var da anlama kapasitem mi düşük? Tamam dedik ya kadın." Tam elini çekecek olan annem ile, "Bir dakika bir dakika," diyerek durdurdum onu. 

"Neyin altını bu? Kim verecek?"

"Seher, güzel kızım sen sadece altın verilene kadar elini açma, gerisini ben hallederim."

"Tamam ama kırışalım." Göz devirip sabır istemesi ile etrafımdaki kadınlara baktım. Elini usulca çeken annem ile diğerleri de bana imayla, "Aç kızım ellerini." demeye başladılar. Tabii ki açmadım. "Şimdi açsın bakalım." diyen Zehra'nın sesi ile ona baktığımda çantasından altın çıkardığını gördüm. Anneme verir vermez gülerek bana dönen annem, elimi açmamı isteyince açmadım. Birkaç defa daha söylemesine rağmen açmayınca bu sefer herkesten sahici hayret dolu nidalar işittim. Bana kaşları çatık bakan annem, "Açsana kızım elini." deyince omuz silktim.

"Neden açmıyorsun?"

"Sen dedin ya açma diye."

"Ben sana altını görmeden açma dedim."

"İyi ya altını görmeden dedin, kaç tane olduğunu söylemedin. Hem bir altının nesini kırışacağız?" Bana hayret dolu gözlerle baktı. "Allah'tan kork Seher, o kadar mehir aldın hala doymadı mı gözün? "

"O vakit neden bana altın olmadan elini açma dedin?" Kafasını olumsuz yönde salladı. "Ben bunu adettendir diye söyledim. Şimdi aç elini, daha diğerine geçince ona da altın koyacağız."

RAZIYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin