Bölün On Üç - Tevafuk

460 32 17
                                    





بسم الله الرحمن الرحيم





Yorgundum, gözlerim kapanmak adına direniyorlardı. Kıldığım sabah namazından sonra seccadeye uzanmıştım. Tüm gece ağlayan bebeğim vesilesi ile uykusuz kalmıştım. Gündüzleri ise Kübra'yı yalnız bırakmamak adına uyanık kalıyordum. Uyku düzenim tamamen bozulmuş, kilo vermiştim. İşten yorgun gelen Ömer'i iyi olduğuma inandırmaya çalışıyor, uykusunun bozulmaması adına bebeğimiz ağlar ağlamaz odadan çıkıyordum. Ömer zor bir işte çalışıyordu, Allah göstermesin uykusuz kalırsa kaza geçirme olasılığı yüksek olurdu. 

Derin bir nefes alıp tavanı izledim. Beş dakika uyumak için gözlerimi kapattım. Uykuya bile dalmama izin vermeyen bebeğimin sesi ile gözlerimi aralamak zorunda kaldım. Kalktım, yatağın üzerindeki bebeğimin yanına uzandım. "Senin benimle derdin ne güzel kızım, uyumak nedir bilmez misin? Zaten sen olayı baştan yanlış anlamışsın. Bak minnoşum gündüzler değil, geceler uyumak içindir. Gündüz uyuyup gece uyutmuyorsun sen." Hâlim kendisine komik gelmiş olacak ki gülümsedi. Dayanamadım, güldüm. Kucağıma alıp pışpışlamaya başladım. 

Sonunda uyuyakalan bebeğimi yatağına yatırıp mutfağa geçtim. Ömer için hazırladığım kahvaltıyı toplayıp bizim için yeniden kurdum. Kübra uyuyor olmalıydı, şu bir haftalık süreçte uyku probleminin olduğunu anlamıştım. Bu yüzden o uyanana kadar oylana oylana sofrayı kurmaya başladım. Sofrayı kurmayı bitirince dağılan salonu topladım, pijamalarımla olduğumu fark edince banyoya girdim ve üzerime güzel bir şeyler geçirdim. Mutfağa geçtiğimde Kübra, sofraya oturmuş dalgınca yeri izliyordu. "Günaydın çiçeğim." diyerek sıcak çayı aldım ve bardaklara doldurmaya başladım. "Günaydın." 

Gece yine uyuyamamış olmalı ki göz altları simsiyahtı. Yok saydım, birlikte kahvaltı etmeye başladık. Kahvaltının ardından Kübra ağlayan bebeğimle oynarken ben de kalan işlerimi halletmeye başladım. Yorgun hissediyordum, aklıma Ömer geldi. Kim bilir o da çalışırken ne kadar çok yoruluyordu. Kocamı özlemiştim, derin bir nefes aldım. Gelmesine daha saatler vardı. Tabii bir de bizi birbirimizden ayırmaya yeminli bir kızımız vardı. 

İşlerimi bitirir bitirmez biraz uyumak adına koltuğa uzandım. Ne kadar uyudum bilmem, beni namaz için uyandıran Kübra ile kıldık. Bebeğim uyumuştu, biz de birlikte kek pişirip çay demledik ve balkona geçtik. Kübra'nın yüzünden dinmeyen hüzün ile derin bir nefes aldım. Sevdiklerini ölümle kaybetmişti, uykusunun kaçması normaldi ama kendisine bu kadar zulmetmemeliydi. "Hayat devam ediyor." Gözlerimin içine baktı. "Ölenler olduğu gibi doğanlar da var ve bu kıyamete kadar sürecek. Daha çok ölümler göreceğiz, çok ölümle sınanacağız ama her seferinde 'O'dan geldik yine O'na döneceğiz' diyerek hayata dönmeye çalışacağız. Bizim kötü olmamız, kendimize zulmetmemiz ölüleri geri getirmez." 

Gülümseyip yere baktı. "Bilmek ile uygulamak aynı değil. Ben de biliyorum lakin bilmek yetmiyor. Ya da ben yettiremiyorum." Tekrar gözlerimin içine baktı. "Sen hiç aşık oldun mu?" Aklıma gelen Ömer ile sessiz kaldım. "Aşk öyle birkaç cümle ile anlatılacak bir kelime değil. Hele de aşık olduğun adam Ahmet gibi biriyse. " Yanaklarını ıslatan yaşları sildi, derin bir nefes aldı. "Ben ona göre değildim, o Allah'a düşkün biriydi. Ben ise giyinmeyi seven, aklı havada genç bir kızdım. Gözlerini kaldırıp gözlerime bakmazdı, gerekmedikçe tek kelime etmezdi." Sertçe yutkundu. "Etrafımdaki erkeklerden farklıydı, gözlerime bile bakmazdı ama bana karşı sanki fütursuzca bakan erkeklerden daha saygılıydı. Sadece," Bir süre sessiz kaldı. 

"Sadece evlilik görüşmesi yaptığımız o gün." Derin bir nefes aldı. "Sadece o gün ilk defa gözlerimin içine baktı ve ben ona aşık oldum." Yanaklarını sildi. "Belki o bana hiç aşık olmadı, belki de benim duygularım için evlenmek istedi bilmiyorum... Benimle evlenmeyi nasıl ve neden kabul etti bilmiyorum. Ben ona bakmaya  bile çekinirken, adı geçince bile titrerken o benimle neden evlenmek istedi bilmiyorum." Sessiz kaldı, içini çekti. "Bir kere olsun sizli bizli konuşmanın dışına çıkmadık. Sayılı saniyeler dışında göz göze dahi gelmedik, hep gözlerimin içine bakmasını bekledim. Ama olmadı.. Gerekmedikçe benimle tek kelime etmeyen o adamın, sevdiğim adamın ölüm haberini aldım." 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RAZIYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin