20. Bölüm

58 7 2
                                    


Sonraki günler o kadar hızlı geçmişti ki 1 hafta nasıl bitmişti anlayamamıştım. Yine bir veda günü gelip çatmıştı.... Yine önceki gibi herkes beni yolcu etmek için toplanmıştı...

Herkesle vedalaşmıştım. Bu sefer ağlamıyordum. Eskiye oranla daha iyiydim... Bu durumu kabullenmiştim. Belki Emir'i tamamen sevmekten vazgeçemezdim ama ona dost gibi davranmayı birazda olsa başarabilmiştim. Aramız bu hafta iyiydi... Bu benim için en büyük teselliydi.

Evet onu tekrardan görünce, onu sevmekten vazgeçemeyeceğimi anlamıştım. Ama çabalayacaktım. Belki bir kaç ayımı, belki de bir kaç yılımı alacaktı bu ama olacaktı elbet bir gün...

Herkesle vedalaştıktan sonra bir tarafta Emir ve Mert'le de vedalaşmış birlikte annemlerin yanına tekrardan geçmiştik.

Ben- baba gidelim mi? 1.5 saatim kaldı uçağa.

Babam- tamam kızı....m derken Mert araya girmişti

Mert- Kemal amca izin verirseniz bu sefer biz Emir'le bırakmak istiyoruz?

Ben- Mert. Gerek yok sağolun..

Beni duymamış gibi Babama ısrar eder bir şekilde bakmaya devam etmişti.

Babam- hımm... Tamam olur oğlum. Demiş sonra bana dönmüştü.
Demek Prensesimle burada vedalaşacağız.. Allah'a emanet ol yavrum. Kendine çok dikkat et. İnince aramayı unutma sakın.

Ben- unutmam babam merak etme demiş. İki yana açtığı kollarının arasına hızla girmiş, ona sıkıca sarılmıştım.... Sizi çok seviyorum babam. Sizde Allah'a emanet olun, kendinize dikkat edin lütfen.

Babam- sağol yavrum demiş başıma öpücük kondurmuş birbirimizden uzaklaşmıştık. Annemle de uzunca sarıldıktan sonra da Mert ve Emir'le birlikte oradan ayrılmıştık...

Mert arabayı uyarılarıma rağmen çok hızlı kullanmış, normalde 1 saat süren yolu, yollarında boşluğuyla yarım saatte bitirmişti... Gelirken son sohbetlerimizi ederek gelmiştik. Ama hala birbirimize anlatacak o kadar şeyimiz vardı ki... Mesela Mert hoşlanmaya başladığı bir kızdan bahsetmiş. Gelişme olursa haber edeceğini söylemişti. Onun adına da çok sevinmiştim... Ama yine de kim olduğunu söylemediği için, o kişi acaba ben miyim diye tedirgin de olmuştum...

Havaalanın içinde kafeterya alanına geçip oturmuştuk. 1 saat boyunca burada olacaktık.

Onlara beklemenize gerek yok gidin dememe rağmen uçak kalkana kadar yanımda olacaklarını söylemişlerdi. Beni yalnız bırakmadıkları için aslında mutluydum. Belki şuan tek kalmîş olsaydım, sevdiklerimden ayrıldığım için yine üzgün olacaktım. Gerçi onlardan ayrıldıktan sonra yine üzgün olacaktım ama en azından 1 saat daha mutluluğum devam edecekti...

Kahvelerimizi içerken sohbetimize devam etmiştik....

Bir süre sonra Mert;

Mert- Ben sizi biraz yalnız bırakayım. Bence konuşmanız gereken çok fazla şey var. O sırada arabadan da bir şey almam gerekiyor gidip onu da almış olayım demişti..

Ben- Mert ne konuşacağız ki gitme! Demiştim. Emir ise hiç araya girmemiş sanki Mert'in bunu demesini bekliyormuş gibiydi... Emir'le yalnız kalmayı normalde isterdim ama gider ayak onunla kötü ayrılmak istemiyordum. Çünkü konu onu sevmeme gelirse tartışacaktık.... Yalnız kalmamak daha iyiydi...

Ben- Emir bir şey söylesene?

Dememişti. Zaten Mert ben onu söylerken çoktan kalkıp çıkışa doğru hızla yürümeye başlamıştı...

Aşk YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin