Mert, ben manzarayı izlerken kafetaryaya gitmiş iki simit ve iki çay ile geri dönmüştü;Çaylarımızla birlikte simitin birazını yedikten sonra kalan simitlerimizi martılara atmıştık.
+Mert
-hıı?
+Sen 21 yaşındasın dimi? Benden bir sınıf altta olduğuna göre öylesindir sanırım.
-yok 21 yaşında değilim. 23 yaşındayım.
+Aaa gerçekten mi? Ben seni 21 zannediyordum hep.
-2 ay önce 23 yaşına girdim.
+ 2 ay önce mi kaçında?
-1 mart... Neden sordun?
+Emir'in de doğum günü 2 ay önceydi. 23 şubat...
-unutmamışsın.
+Evet nasıl unutabilirim ki. O benim ilk arkadaşım, ilk dostumdu ve ilk...
-ve ilk ne?
+Boşver... Geride kaldı. Hep sen soru soruyorsun. Sen anlat, 23 yaşındayım dedin, üniversiteye geç mi başladın?
-yok geç başlamadım. Bu benim 2. Üniversitem. Yurtdışında 2 yıl okuyup döndüm.
+Ne güzel sevindim...
Uzun bir sessizlikten sonra vapurla giderken bir anda Kız kulesine yaklaşmaya başlamıştık.
+Mert niye bu tarafa gidiyor? Demiştim gergince
-Kız kulesine. Diyince üzülmüştüm.
-ne oldu?
+Üzgünüm Mert ben oraya da çıkamam...
-neden yoksa burası da mı arkadaşınla gitmek istediğin bir yerdi?
+Evet....
-çok özür diliyorum Hazal bilmiyordum. Buraya kadar gelmişken umarım beni kırmaz çıkarsın? Galata kulesine arkadaşınla çıkarsın artık? Hı?
+Ama olmaz ki.... Birbirimize söz vermiştik... Derken gözlerim dolmuştu.
-ama burda inmemiz gerekiyor Hazal. Biz indikten sonra diğer bekleyen yolcular binip gidecek. Diğer vapur 1 saat sonra gelecek biletimiz de o saate alındı.
+Israr etsek istisna yapmazlar mı?
-hayır sanmıyorum...
+Peki tamam. Demiş birlikte istemeyerek de olsa son üç yıldır, bir gün Emir ile geleceğim diye çıkmadığım ve onunla gelmeyi hayal ettiğim kız kulesine bir başkasıyla çıkmıştım.... Kendimi içten içe Emir'e ihanet etmiş gibi hissediyordum.
-özür dilerim bilseydim başka yere giderdik.
+Nereden bilebilirdin ki... Dedikten sonra mahzun bir şekilde gözlerimi yere devirmiştim.
-Bir teklifim var.
+ne? Diye sormuştum ilgisizce
-biliyorum olmaz ama beni o arkadaşınmış gibi düşünsen? Nasıl olsa ondan haber alamıyorsun, belki bu hayallerinizi artık gerçekleştiremeyeceksinizdir. Benimle sanki oymuşum gibi düşünerek, onunla olan hayalini gerçekleştirmiş olursun.
+Saçmalama Mert.. Nasıl seni onun yerine koyayım derken gözlerine bakmıştım.
Gözleri sabit bir şekilde gözlerimdeydi. Gözlerini kırpmadan gayet kararlı bir şekilde bana bakıyordu... Benimde kararlı olduğumu anlaması için tekrar konuşmuştum.
+ Bu Emir ve benim hayalimdi. Başkasını onun yerine koyamam. Üzgünüm arkadaşım olsan da seni de onun yerine koyamam... Demiştim gözlerimiz hala birbirindeydi. Söylediklerime hiç bir tepki vermemişti. Yüz ifadesi aynıydı. Bir süre öylece durduktan sonra başka bir yöne bakmış sonra yüzünü tekrar bana çevirip tekrardan konuşmaya başlamıştı.
-o sana nasıl hitap ediyordu?
+Neden soruyorsun
-öylesine... Söylesene birbirinize nasıl hitap ediyordunuz?
+O bana yıldızım diyordu, kızdırdığım zamanlarda gıcık diyordu, ben de ona güneşim, ona kızgınken de huysuz diyordum. Demiştim gözlerim yeniden dolmuştu.
-Yıldızım.... Demek Demişti... gözlerimin içine bakarken... İçimde hissettiğim tuhaf bir şeyler vardı... Emir'le aramızdaki sırlarımızı tek bilen, tek onunla ilgili bana soru soran, onunla ilgili konuşabildiğim tek kişi Mert'di.... Emir'le aramdaki sırları bir bir Mert'e söyledikçe, bir yandan Emir ile ilgili birisiyle konuşabildiğim için mutlu olurken bir yandan da aramızdaki sırları bilen başka birileri de olduğu için ona ihanet etmiş gibi hissediyordum...
+Evet.... Neyse Mert bir daha bana Emir hakkında bir şey sorma...
-neden? Ondan nefret mi ediyorsun?
+Ona biraz kızgınım, nefret etmiyorum tabiki... Ondan nasıl nefret edebilirim ki. Ama konu bu değil, onunla aramda olan sırları sana daha fazla anlatmak istemiyorum... Onunla benim aramda özel kalsın istiyorum.
-Gerçekten gıcık birisin.... Ne var bunda yani... Arkadaşız sonuçta değil mi? Hem aramızda geçen her şey yine sadece ikimizin arasında kalacak bundan emin olabilirsin...
+Biliyorum kimseye söylemezsin ama ben söylemek istemiyorum. Aslında daha önce hiç kimse Emir ile ilgili bana soru sormuyordu, onun hakkında birileriyle konuşmak beni çok mutlu ediyor ama fazla detaya girmek istemiyorum.
-anladım peki demişti... Surat ifadesinden bozulduğu belli oluyordu.
Kız kulesinde birlikte yemek yedikten sonra vapura binme saatimiz de gelince vapura binip tekrar Eminönü'ne dönmüştük. Oradan da yurda. İkimizde o konuşmadan sonra epey sessizleşmiştik... Beni bindiğimiz taksiyle yurda bıraktıktan sonra gitmişti...
Gece saat 11'e gelirken, uyumak için yatağıma uzandığımda, Mert aklıma gelmişti. Mesaj atmıştım.
+Mert uyudun mu?
-bu saatte mi uyumadım tabiki. Neden?
Onun uyanık olduğunu anlayınca mesaj atmaya devam etmek yerine hızlıca aramıştım. İlk çalışında telefona cevap vermişti.
+Mesajla uğraşmak yerine arayayım dedim ama çok sesli bir yerdesin sanırım. Konuşamayacaksan mesaj atabilirim?
-sorun değil, bekle sessiz bir yere geçiyorum
+Tamam
-sakin bir yere geçtim. Buyur ne için aramıştın?
+Bugün biraz buruk ayrıldık. Aklıma takıldı. Bana çok kızdın mı?
-kızmıştım ama mesajını görünce geçti kızgınlığım... . Derken arkadan bir ses gelmişti. "kimle konuşuyorsun?" Demişti arkadaki ses...
Arkadaki sese cevap vermek yerine benimle konusmaya devam etmişti..
- Bir daha Emir' den bahsetmem
+Sevindim. Tamam o halde.
-tamam Hazal görüşürüz kendine iyi bak.
+Görüşürüz sende kendine iyi bak.
Diyip telefonu kapatmıştık. İçim rahatlamıştı. Telefonumu komudinin üzerine koyup uyumuştum...
~~~~ Bölüm Sonu 06.03.2022 Pazar 18:05~~~
Size bir sır vereyim mi? 🙈 Aşağıya yazdım bile 😍❤️
*Emir'li bölümlere çok az kaldı 🥳😍❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yeniden
General FictionÇocukluğum onunla geçmişti. Birbirimizden bir an olsun ayrılmazdık, ta ki babamın şirketi iflas edip başka bir şehire küçük bir kasabaya yerleşene kadar... İstanbul'dan ayrılıp Muğla' ya yerleştikten sonra onunla olan arkadaşlığımız mektup arkadaşlı...