4.Bölüm: Boş Sayfalar

548 222 136
                                    

Takip edip, bölümü oylayarak destek olursanız sevinirim. (Afra'ya şans dilemeyi unutmayın.)

Keyifli okumlar dilerim...


Hayatınız kötüye gittiğinde gözlerinizi kapatın, gökyüzüne bakıp göremediğiniz tek bir kayan yıldızdan binlercesini hayal edin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatınız kötüye gittiğinde gözlerinizi kapatın, gökyüzüne bakıp göremediğiniz tek bir kayan yıldızdan binlercesini hayal edin. Her birine bakarak aynı dileği dileyin. O kayan yıldızlardan biri mutlaka sizi harekete geçirir, en güzel şeyler hep bir kıvılcımla başlar.

Yüzüme vuran güneşi yok etmek için elimi karşıya siper ettiğim sırada gözüm boş bileğime takıldığında kaşlarımı çatıldı. Bilekliğim neredeydi? Ayağa kalktım ve yatağın üstünü aramaya başladım. Akşam bileğimde olduğuna eminimdim, ne olduysa uyurken olmuş olmalıydı.

Yatağın üstüne geri çıktım, odayı üstün körü süzdüm ama yoktu. Son çare yatağın altına bakmak için kafamı eğdiğim de yatağın kıyısında bana sırıtan bileklikle göz göze geldim.

Bunu kaybetmediğim için sevinebilirdim ama bir terslik vardı, bilekliğimin taşı parlıyordu.

İpinden tutup havaya kaldırdım ve yatağa uzanıp ona dokundum; sıcaktı, parlıyordu ve evet yine tetikte olmam gerekiyordu. Bu bilekliğin el yapımı olduğu çok açıktı ama ortasındaki taş ne tür bir maddeydi, işte benim kafamı da kurcalayan tam olarak buydu.

Isıyı hiç umursamadan bilekliği bileğime geri taktım ve odadan çıkmak üzere ayaklandım. Kapıyı açacağım sırada gözüme ellerim takıldı, eldivenlerimi takmayı unutuyordum. Odanın içinde dört döndüm ama masanın üstüne koyduğum beyaz eldivenlerim ortalarda yoktu. Sonra bulabileceğimi düşünerek bavulumdan diğer bir beyaz eldiven takımımı aldım.

Odanın kapısına ilerlerken eldivenlerimi takıp ellerime oturması için parmaklarımı birbirine geçirdim. Aşağı inmek için merdivenlere yönelmiştim ki bir ses dikkatimi çekti, ince bir sesti, sanki ağlıyordu. Bu evde benden başka tek genç kız Pınar'dı. Bunu biliyordum. Dün ona ne olmuştu da böylesine bir duruma düşmüştü acaba?

Benden haz etmiyor olabilirdi belki ama etrafta kimse yoktu, onu duyan tek kişi bendim. Yani, belki de şu an yalnız kalmak istemiyordur? Birinin yanında olmasına ihtiyacı varsa yanında olabilirdim.

Aşağı inmekle Pınar'a bakmak arasında kaldığımda, bir bakar inerim, diye düşünerek sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Karşısında durduğum kapının ardını görebilirmiş gibi bir süre öylece baka kalmıştım. Sertçe boğazımı temizleyip odanın kapısına vurdum.

"Hani ağrısı çok olmayacaktı!" sözlerine karşılık diyecek bir şey bulamadığımdan yavaşça kapıyı araladım. Yatağın uç kısmında oturuyordu, burnunu çekti, "Canım yanıyor."

Vücudunu şöyle bir süzdüğümde sol kolunun alçıda olduğunu gözümden kaçmamıştı, dokunmaya kıyamaz bir şekilde alçının üstünü sıvazlıyordu. Canı yanıyor olmalıydı.

ÖLÜMÜN BEKÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin