3. Bölüm

22 2 0
                                    

Kahire' nin soğuk yüzü

Uyandığımda Kahire'nin soğuk yüzü beni karşıladı. Karanlık çökmüştü ve babam başucumdaki berjerde oturmuş beni izliyordu. Uyandığımı anlayınca " günaydın, kusura bakma seni uyurken izlemeyi ne kadar özlediğimi hatırladım o yüzden burdayım." Açıklama yapmasına gerek yoktu ama yinede telaşlı hali beni güldürmüştü. Minik sırıtışımın altından " tamam baba önemli değil, bende sıcak bakışlarını özlemişim." En tatlı gülümsemesiyle bir bakış atıp " hadi Aşağıya" deyip kapıdan çıktı.
Hemen kalkıp aşağı inmek istedim ama odadaki bir tablo dikkatimi çekti. Çok ustaca ve ince ayrıntıyla yapılmış bu tablo ve altındaki -Ş- imzası bu pekte yabancı birinin çizmediğini gösteriyordu. Tablodaki gözler çok tanıdık geliyordu. Sanki hep gördüğüm gözler gibiydi. Pek üzerinde duramadım hemen aşağı indim. Bu ev çok büyük ve bir o kadarda sıradışıydı. Iki taraflı olan evin büyük kısmında Hamada ailesi yaşıyordu, diğer tarafta da babam ve artık ben. Babam ve Muhammed ortaktan çok kardeş gibiler. Aynı evde yaşamalarına şaşmamak lazım gelirdi. Büyük salonda herkes beni bekliyordu. Aman Allah'ım!..
Sanki büyük mısır tanrısı RA için hazırlanmış bir masa vardı karşımda. Fast- food yemekten ev yemeklerini özlediğimi hatırladım bir anda. Yuvarlak masa Etrafında herkes bana bakıyordu. Afra güzel gülüşü ile " buraya gel canım" deyip boş sandalyeyi gösterdi. Hiç beklemeden oturdum. Şafi sol tarafımda Afra sağ tarafımda oturuyordu. Kitlenmiş gibi kaldım birkaç dakika. Şafii'nin "Şifa, uykunu alamadın galiba?" değişiyle irkildim. " Yoo aldım, uykumu aldımda ama burası biraz soğuk ya da bana öyle geliyor." titreme tutmuştu "Haklısın" yarım dakika bekledikten sonra "alışman zaman alacak ama bir dakika" deyip masadan kalktı, herkes kendi halindeydi. Yıldırım ile Muhammed , Nisficihan'la Anura sohbete dalmıştı Afra ise onları dinliyordu. Bir an için unutulduğumu hissettim lakin omzumda beliren el beni kendime getirdi. Elin sahibi Şafii idi!.. Elinde bir şal "al bunu omzuna at. Biraz olsun ısınırsın" dedi "teşekkür ederim çok naziksin" diyebildim. Ipeksi konuşması ve baş döndürücü kokusu beni benden almıştı. Gecenin tek yıldızı benmişim gibi ilgi tekrar bana dönene kadar Şafii'nin güzel kokusunda kaybetmiştim kendimi.
Buradaki ilk izlenimlerim çok olumlu oldu. Yalnız Şafii'nin bana olan bakışları daha çok ilgimi çekiyordu. Sanki yıllardır beni tanıyormuş gibi bakıyordu. Bu beni rahatsız etmiyordu ama ilgimi çekiyordu. Kalabalık aile ortamına Alışık olmadığım için herkes hep bir ağızdan konuşunca odaya dolan uğultu başımı ağrıtıyordu. Gece evin güzel kızlarının kahkahası ile son bulmuştu.

Buz gibi AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin