8

320 35 0
                                    

Ne demiştim size gönlümce gezmek mi geri alıyorum o kelimeyi. Sooyoung'u ne kadar sevsem de kız bildiğiniz alışveriş delisi resmen gitmediğimiz mağaza, görmediğim sokak kalmadı. Bende kendimi alışveriş delisi sanırdım.

"Sooyoung sence de bu son olmasın mı? "

Sooyoung elinde tuttuğu mavi elbiseyi yerine koyup bana döndü

"Neden?, ne oldu? "

"Acıktım ben"

Dediğim ile biraz durdu sonrasında o da gülümseyip

"Galiba bende acıkmışım"

Sooyoung alacağı bir kaç şeyi aldıktan sonra karnımızı doyurmak için küçük bir restauranta geldik. Onun için bu restaurant bir efsaneymiş başta beni  buraya getirmekte kararsızdı ama benim ısrarım sonucunda gelmiş bulunduk.

"Sooyoung burası efsane bir yermiş!"

Gerçekten abartmak için demiyorum ama burası gerçekten aşırı iyi ortamı geçtim yemekler mükemmel acaba aşçıyı bizim eve mi alsam.

"Değil mi?, Abim ile ben ne zaman dışarı çıksak yolumuz buraya düşer."

Elimde tuttuğum çatal ve bıçağı sakince yerine koydum. Burda ne kadar süre yaşacağım bilmiyorum belki de asla geri dönmem ama o zamana kadar iyi yaşamak istiyorum. Sooyoung abisinden bahsederken ne kadar mutlu, sevecen ve bir o kadar hayranlık beslesede bende sadece KORKU hakim sürüyor.

Prensin yanında ne kadar dik dursam da ona karşı korku beslemiyorum, ya da Jackson'a da öyle ama jimin öyle değil diğerleri ne kadar beni öldürmüş olsalar da pimi çeken kişiydi ona karşı ayrı bir kinim hayır daha doğrusu korkum vardı.

"Ya öyle mi, sizin adınıza sevindim çok güzel abi kardeşsiniz"

Sooyoung dilimlediği eti migdesine gönderip dudaklarını büzdü.

"Aslında ne kadar onunla yakın olsam da bir o kadar uzaklaşıyoruz galiba"

Tek kaşımı kaldırıp sorarcasına baktım. Zaten Sooyoung da çok geçmeden devam etti.

"Daisy abimi değiştiren birisi var ya da birileri"

"Nasıl yani?"

"Nasıl desem sana abim önceden böyle etrafa sert ya da duyarsız değildi. Şimdi beni bile umursamıyor derdi varsa bile benimle paylaşmalı değil mi?"

Okuduğum novel de jimin ne kadar ikinci erkek olsa da onun değişimine ya da duygularına çok önem verilmiyordu. Aslında jimin prens ve Julia'nın birleşmesini sağlayan yoldu sadece.

"Belki de abin aşık olmuştur Sooyoung, yani onun için değişiyordur"

Sooyoung elinde tuttuğu bardağı hızla masaya koydu.

"Sinir oluyorum Daisy, çıkarcı para düşkünü bir kıza aşık zaten kız bunu kullanıyor ama bizim ki farkında bile değil. Abim için ne yapabilirim bilmiyorum bile."

Sooyoung un elini tutup gülümsedim, onu anlayabiliyorum sevdiği bir insanın yok olmasını istemiyor, abisini bir araç olarak değil de seven birinin olmasını istiyor.

"Eminim yakında abin düzelir"

Sooyoung da elimi hafif sıkıp bana gülümsedi

"Umarım, umarım Daisy"

                     ✧༺♥༻✧

Eve geldiğimden beri istemeden Sooyoung un dediklerini düşünmeden edemedim. Julia gerçekten kitapta yansıtılanan iyi kadın değildi. Bir kadının nişanlısını çalan, üç erkeği idare eden ve en önemlisi birinin ölümüne neden olan biri ama neden iyi karekter olmak zorunda ya da bu hikayede yanan neden ben olmak zorundayım.

"Leydim sizinle görüşmek isteyen biri var"

"Kim gelmiş Amy?"

"Sör Jackson gelmiş efendim"

Aslında yüzünü bile görmek istemiyorum ama neden geldiğini merak ettiğim için bir baksam fena olmaz.

"Bahçeye geçmesini şöyle Amy"

Amy gittikten sonra aynada kendime çeki düzen verip bende gittim Jackson'ın yanına.

Arkası dönük şekilde etrafa bakan Jackson sinirlerimi bozmama yetti de arttı.

"Davetsiz bir şekilde evime gelmenizin nedeni nedir sör?"

Jackson yüzünde gülümseme ( bana göre yapmacık başkasına göre mükemmel olan)

"Halimi hatrımı sorduğunuz için teşekkürler leydim, bende iyim"

Gözlerimi devirmeden edemedim .

"Diyeceğiniz birşey yoksa gidebilirsiniz "

Bende önemli birşey diyecek sandım ama sadece gövde gösterisi yapmak için gelmiş. Arkamı dönüp gideceğim sırada Jackson beni şok eden cümleyi kurdu.

"Benimle evlenin leydim...."

Again My Life Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin