O buluşmadan sonra sooyoung ile bir kaç defa daha buluşmuş sonra babamın sözünü dinleyerek babamın ofisinde ona yardım ediyordum.
Babamın dediğine göre en iyi öğrenme şekli gözlemlemekmiş ve bence haklı da kitapta okuduğum yerleri ya da kuralları uygulamak zor geliyordu ama şu bir hafta içinde babamı hem gözlemledim hem yaptıklarını kopyalamaya başladım eh haliyle de öğrenmeye başladım.
"Bugün imparatorluk sarayında bir toplantım var."
Elimde ki dosyaları babama uzatıp kafamı salladım.
"İyi ben buraları kontrol ederim merak etme"
Babam dediğime kıkırdayıp dosyalara mührünü basmaya devam etti.
"Sende geliyorsun"
"Ne!, Neden ama"
Gitmek istememem gayet normal bence beni sevmeyen nişanlım altını çiziyorum bakın sevmeyen sarayın sahibi ve şu ara nişanı bozacağım dediğim için peşimden koşan adam var.
Babam elinde ki mührü sakince masaya koyup ellerini birleştirip korkunç bir gülümseme yerleştirdi yüzüne, korkmadım değil yanlız.
"Yanımda gelmelisin ki herkese bu evin, benim varlığımın sahibi olduğunu göstermelisin meleğim."
Dur sakın söyleme bana yoksa
"Evet Daisy, herkese orda varisim olduğunu söyleyeceğim ki, imparator herkesin içinde nişanı bozmak zorunda kalsın."
Parmaklarım ile oynayıp babama baktım, nasıl baktım bilmiyorum ama biran sürat ifadesi değişti galiba endişelendi.
"Merak etme birşey yapamaz bize"
"Ama baba ya kabul etmezse, ya sana ya da ailemeze birşey yaparsa"
Babam oturduğu yerden kalkıp yanı dibime geldi. Elini başıma koyup güven verircesine gülümsedi.
"Sen gerçekten ayrılmak istiyor musun prensten"
Anında kafamı salladım.
"Tamam o zaman gerisini düşünme ve hazırlan ben halledeceğim bu meseleyi eğer şimdi kabul etmezlerse prensin doğum günün de herkesin içinde duyurur ona güzel bir hediye veririm."
Babamın dediği o kadar mantıklı ki, imparator tabi ki bugün olanları kabul etmeyecek ve nişanı bozmayacak ama prensin doğum gününde babam böyle büyük bir isteği söyleyerek zaten dünyaya benim nişanımı bozduğunu duyurmuş olacak.
"Hadi hazırlan gel artık."
Babamın yanağına öpücük bırakıp hemen odama gittim. Hazırlanmam biraz uzun sürdüğü için içten içe küfürler savursam da maalesef burada ki tarzlar biraz farklı olduğu için yapabileceklerim sınırlı.
✧༺♥༻✧
"Dükte geldiğine göre toplantıyı başlatabiliriz"
Babamın tahmin ettiği gibi olmuş nişanı bozmanın lafını bile etmemişti imparator ama babam zeki bir insan olduğu için soyluların ağzına en büyük dedikoduyu vermiş kızım varisim olacak demişti.
Herkes biliyor ki soylular bunu duyduktan sonra prense kızlarını tanıtmaya başlayacaklar gizliden gizliye. Çünkü eskiden prensin yanında dişi sinek görsem onu hazin bir son bulduğu için gizli yapmaları daha akıllıca olur.
"Biraz toplantıya ara verelim."
Babamın anlattığı kadar vardı resmen burası av salonu herkes imparatora yalakalık yapıyor, kendisini kullanmaları için yalvarıyorlar, tabi birde arkadan iş çevirenler var. Babam iyi dayanıyor.
"Daisy biraz hava al istersen, hem saraya senin sevdiğin çiçeklerden ektirdi prens"
Ne kadar teklif gibi görünürse görünsün bu aslında tatlı bir emirle hadi siktir git biz özel birşey konuşacağız oluyor.
"Peki majesteleri"
Saygıyla eğilip toplantı odasından çıktım. Amma çok baskın karekter var lan bu noveli (kitabı) yazanla konuşmam gereken konular var.
Ezbere bildiğim yolları tekrar giderken sonunda bahçeye gelmiştim. İmparatorun dediği gibi bahçeye eski benim sevdiği gülleri dikmişlerdi. Amma lakin ben gül sevmiyorum.
"Burda olacağını tahmin etmemiştim."
Sesin sahibinin kim olduğunu bildiğim için saygıda kusur etmemek için selam verdim.
"Veliaht prensi selamlıyorum"
Prens yoongi gülümseyip yanı dibimde ki güle dokunmuştu.
"Saygılı davranmana gerek yok Daisy seninle nişanlıyız biz resmiyeti kaldır ortadan"
Onun yaptığı gibi kırmızı güle dokundum bende gülümseyerek.
"Nasıl yaparım böyle birşeyi majesteleri"
Yoongi tatmin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme ile bana baktı.
"Dediğim gibi Daisy, biz nişanlıyız yakında evlenecek ve bu ülkeyi yöneteceğiz"
Tuttuğum gülü hafif sıktığım için dikenler elime batmış bende hızla çekmiştim elimi
"Ah! Lanet olsun"
Prens hızla elimi tutmuş telaşlı olduğu yüzünden belliydi. Lan sadece diken ne olacak bundan.
"Bedenine dikkat et"
Hızla elimi ellerinin arasından çekip gülümsedim. Ama bu gülümseme o kadar bayattı ki kelimelerim yetmez anlatmaya.
"İlginiz için teşekkürler majesteleri ama benim gitmem gerekiyor"
Yoongi bileğimden tutup kaşlarını çattı.
"Çay içelim sevdiğin atıştırmalıklardan yaptırdım"
Başımı iki yana salladım.
" Üzgünüm majesteleri ama vaktim yok keza sizinde çok fazla vaktiniz olduğunu düşünmüyorum"
"Ne demek oluyor bu?"
Ellerimi ellerinin üzerine koyup çekmesini sağladım. Sonra kapının ağzında duran sinirle harmanlanmış yüzü görünce keyiflenmeden edemedim.
"Sevgiliniz sizi bekliyor majesteleri, size iyi eğlenceler."
Naber gencelor nasıl gidiyor kitap
Hala okuyan varmı bilmiyorum
ama umarım kitap hakkında
düşüncelerinizi yazarsınız. Bende
size cevap falan veririm tanışırız
falan.
Bu arada etrafımda herkes
evleniyor galiba evde kaldım hep
bangtan yüzünden onlara açtığım
Kalbim başkasına açılmıyor...
Sağlıcakla kalın꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡
İyi geceleriniz olsun ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Again My Life
Fanfiction"Okuduğum kitaba reenkarnasyon oldum hemde kötü kadın bedenine. Ama ben bu kaderi değiştirip yaşayacağım" Başlama tarihi : [8/5/22 ] Bitiş : [11/10/22]