Yorumlarınızı bekler ve
İyi okumalar dileriiim
🌠🌠🌠
" Sevda acıtır. Olmayan yaralarını kanatır."
🌠🌠🌠
Hastane koridorunda beklerken saatin nasıl geçtiğinin farkında değildik. Sadece bekliyorduk. İçeriden çıkan doktorlar da konuşmamıştı. Ameliyathanenin kapısı tekrar açıldığında saatlerdir oturduğum mermerden yerden destek alarak kalktım. Uyuşan bacaklarım yürümek konusunda bana hiç yardımcı olmuyordu. Duvara elimi dayayarak doktorun yanına yürüdüm. Kartal cebine soktuğu ellerini çıkararak sırtını duvardan ayırdı.
" Hastanın yakınları siz misiniz?" başımı hızlıca sallarken doktorun garipseyen bakışlarını umursamadım. " Biziz." doktor Kartala bakıp kafasını aşağı yukarı sallayarak ellerini önlüğünün cebine soktu.
" Hasta çok fazla kan kaybetmiş olmasına rağmen hayata tutunmayı başardı. Ölmeye bu kadar istekliyken hayatına dört elle sarıldı." dedi gözlerini ikimizin üzerinde gezdirirken.
" Durumu nasıl peki?" gözlerim soru soran Kartal'a takıldı. " Durumu iyi bir aksilik çıkmazsa sorun olmayacaktır. Az sonra normal odaya alacağız. Tek sıkıntısı ellerini bir süre kullanamayacak oluşu. Bunun sebebi ise kesiklerin derin olması. " Kartal doktoru dinledikten sonra göz ucuyla bana baktı. Bileklerimi ovup ellerimi arkamda birleştirdim.
" Geçmiş olsun. İyi günler." yanımızdan geçip giderken saatler sonra derin bir nefes aldım. Ellerimle başımı okşayıp ameliyathaneden sedye ile çıkan bedeni görünce acıyan gözlerim tekrar dolmaya başladı.
Odaya onunla birlikte bizde çıktığımızda iki tane tekli olan kanepeye geçip oturduk. Aradan on dakika gibi bir süre geçtikten sonra kapı iki kez tıklatılıp açıldı. " Abi istediklerini getirdim." elinde tuttuğu poşetleri uzattı.
Kartal başını sallayıp poşetleri eline alırken teşekkür etti. Adam birkaç şey daha söyleyip odadan çıkınca Kartal kenarda duran masayı benim önüme çekip poşetten çıkardığı sıcak tostları önüme koydu. İki bardak çıkarıp termos olduğunu düşündüğüm şeyden bardaklara çay koydu. Birini bana uzattı diğerini kendine aldı.
Yüzüme bakmadan uzattığı bardağı dudaklarımı birbirine bastırarak aldım. " Sende ye." gözlerime bakıp bir şey demeden kafasını geri çevirdi. En son konuşmamızdan sonra bana tek kelime bile etmemişti.
" Hadi." derin bir nefes alıp ona uzattığım tostu eline aldı. Gülümsememi bastırmak için ben de tostumu yemeye başladım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra etrafı toplayıp geri yerlerimize oturarak çocuğun uyanmasını beklemeye başladık. Kartal arada dışarı sigara içmeye çıkıyor bazen ise telefon görüşmesi yapmak için kapının önüne çıkıyordu.
Çocuk olduğu yerde kıpırdanmaya başlayınca gözlerimizi oraya çevirdik. Usul usul açtığı gözlerini fark edince ikimizde ayağa fırladık. " Su. Su istiyorum biraz. " kafamı sallayıp odanın içinde su aradım. Baş ucundaki sürahiden bardağa biraz su koyup elimi başının altına koyarak ona destek verdim. Bardağı dudaklarına yaslayıp birkaç yudum su içirdim. Başını geriye yaslayınca elimi çektim.
" Siz. Siz kimsiniz?" Kartal çocuğun gözlerine bakınca istemsizce ben de ona baktım. " Biz seni yol kenarında bulduk. İntihar ettin sandık hastaneye getirdik. " çocuğun gözleri korkuyla açıldı. " Onlardan birisi misiniz? Beni almaya mı geldiniz?" başımı iki yana sallayıp kendimden emin bir şekil de konuştum. " Kimden bahsediyorsun bilmiyoruz ama biz o kişilerden değiliz. Seni öldürmek istesek neden senin yaşaman için uğraşıp hastaneye getirelim?" çocuk pek ikna olmasada içi rahatlamış gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY
ChickLitAilem beni yıllar önce terk etmişti Benim gözlerimi açtığım hastanede annem gözlerini kapatmıştı. O günden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı. Bir insanı evim yapsaydım evim üzerime yıkılır altında kalırdım. Ben de sokakları evim yaptım. Bir...