Sınavlar bitti sırada çay içip bölüm okumak var
İyi okumalar dileriiim
🌠🌠🌠
Hangi gün de olduğumuzu bilmediğim bir gündeydim. Kafam artık o kadar dağınıktı ki günleri bile karıştırıyordum. Öyle ki kahvaltımı yapıp işe gitmem gerektiğini bile unutmuştum. Aral'ın döneceğim demesinin ardından üç gün geçmişti ve ne zaman geri döneceği belli değildi. Daha önce böyle bir şey yaptığını pek hatırlamıyordum. Bir şeyler dönüyordu çözemiyordum.
Seri bir şekilde dağıttığım odamı toplamaya çalışıyordum. Günlerin birikmişliği olduğu için biraz zor olsa da halletmeye çalışıyordum. Yapmışken tam olsun diye nevresim takımımı da değiştirip eskisini kirliye attım. Dağınık kıyafetlerin temizlerini ve kirlilerini ayırıp ait oldukları yere götürdüm. Dağılmış takıları ve birbirine girmiş kolyeleri düzelterek geri yerine yerleştirdim. Odada işim bitince aşağı inip kendime hızlı birkaç bir şey hazırlayıp onları da yemeye başladım.
Telefonum titreşmeye başlayınca göz atıp ellerimi birbirine sürterek kalıntıları temizleyip elimi masaya attım.
Aral arıyordu. " Efendim. "
" Günaydın canım. Nasılsın?" çayımdan bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladım.
" Günaydın Aral. İyiyim." nezaket deyince de ben yani. Ona bile isteye sert yapıyordum. Yıllardır birbirimizden bir şey saklamıyorken şu an onun bir şeyler sakladığını hissetmek biraz üzüyordu.
" Ben de iyiyim teşekkür ederim. Ne zaman geçecek sinirin?"
" Geçmeyecek." derin bir nefes alıp verdiğini duydum. Onu anlamaya çalışmadığımı falan düşünüyordu sanırım.
" Tamam canııım anladım ben seni. Şu an pek havanda değilsin sonra tekrar arayacağım seni. Dikkat et kendine seviliyorsun." kollarımı masaya dayayarak şebek olmaya çalışmasını dinledim.
" Sus şebek, seviyormuş bir de bak bak bak. Dikkat et kendine sen de görüşürüz." diyerek gülerken telefonu kapattım. Dayanma sürem bu kadardı işte.
Yediklerimi kaldırıp masayı sildim. Bulaşıkları yıkarken telefonum tekrar çalınca kaşlarımı çatıp oraya baktım. Aral bir şey demeyi mi unutmuştu acaba? Ellerimi havluya kurulayıp elimi telefona attım.
İş yerinden arıyorlardı.
" Efendim?" nefes nefese kalmıştı.
" Abla çabuk gelmen lazım. Burada işler hiç iyi değil." gözlerimi şaşkınlıkla araladım.
" Ne oldu?" dememe kalmadan telefonun kapanma sesi geldi. Tekrar aramak için telefonu kulağımdan çektiğimde telefon tekrar çalmaya başladı.
Tekrar arıyor...
Gözlerim bu sefer sinirle aralanırken telefonu açtım.
" Neden telefonu yüzüme kapatıyorsun kızım?" dedim.
" Abla ortalık çok karışık. Kimse sakin kalamıyor." dedi kendi sesi de telaşlıydı.
" Neden kimse sakin değil?" derin bir nefes aldım. Neden bu kadar uzatıyordu? Pat diye söyleseydi ya.
" Acil gel abla n'olur."
" Tamam geliyorum." dediğimde arkadan feryat eden insanları duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY
ChickLitAilem beni yıllar önce terk etmişti Benim gözlerimi açtığım hastanede annem gözlerini kapatmıştı. O günden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı. Bir insanı evim yapsaydım evim üzerime yıkılır altında kalırdım. Ben de sokakları evim yaptım. Bir...