10. Bölüm - Visal

38 3 106
                                    

Yine ve yeniden benn

Yorum yapmalı iyi okumalar diliyorum..

Bir bölüm şarkısı ile geldim;
Mabel Matiz ~ Mendilimde Kırmızım Var

                       🌠🌠🌠

Dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Kırılmasından korktuğu nadide bir parçaya dokunur gibi dokunuyordu dudakları dudaklarıma. Göz yaşlarımız yanaklarımıza akıyor oradan da dudaklarımızda kavuşarak birbirine karışıyordu.

Son kez dudağımı öperek alnını alnıma yasladı. Eli yanağımı kavramışken baş parmağı dudağımın kenarını okşuyordu.

" Hadi kalkalım hasta olacaksın yoksa." dedi. İçimi çekerek gözlerimi kapattım.

" Bakmaktan mı korkuyorsunuz Kuzey Bey? " alnının biraz uzaklaştırdığında gözlerimi açtım. Gözlerimin içine bakıyordu. Dudağımdaki parmağı tekrar hareket etti.

" Evet korkuyorum ama hasta olduğunda sana bakmaktan değil, nasıl bakacağımı bilememekten korkuyorum. " gözlerim sözleriyle tekrar kapanırken başım istemsizce omzuna düştü. Elleri, bu zamana kadar kimsenin nazik davranmadığı kadar nazik davranarak saçlarımı toplayıp diğer omzuma attı. Dudakları şah damarımı bulduğunda bir elinin tersi de göğsümün altını yerleşti, sıkıca koluna tutundum.

" Dudaklarımın arasında şah damarın avucumun içinde de kalbin atıyor. Hayatın dudaklarımın arasındayken sen değil ben ölüyorum. Seni sevdiğime inanıyorsun değil mi?" dudakları boynumda kıpırdanıyordu, konumunu değiştirmiyordu.

" Dudaklarında can damarım, ellerinde yüreğim varken ölen sadece sen değilsin emin ol. " diye fısıldadım. Adem elması hareket etmişti. Yutkunup gözlerime bakmak için eğildi.

" Bir gün ikimizin de aynı amaç için öleceği aklıma gelmezdi. Buna arabada sevinmeye devam etmek istiyorum. Kalk bakalım. " dedi ağlamaktan kısılmış sesiyle. Ayağa kalkarak elini bana uzattı ama başı dönmüş olacak ki bana tutundu tekrar eğilerek.

" Tut-tutar mısın beni? "konuşması kaymaya başlamıştı hafiften. Ayağa kalkarak kolunu omzuma attım. Bana rakıyı daha az içirirken bizi eve birinin götürmesi gerektiğini de akıl etmişti. Bana o yüzden az vermişti sanırım.

Bana nazaran oldukça heybetli olan vücudunu tam olarak bana yaslamıyordu, yoksa bir adım dahi atamazdım. Dinlene dinlene arabanın yanına gelmiş kapıyı açarak onu oturtup kemerini bağlamıştım. Dışarıdaki eşyaları ve çöpleri toplayıp bagaja yerleştirdim. Kendimi de hızlıca arabanın içine atarak Kuzey'e baktım. Hafiften gitmeye başlamıştı, bu yüz ifadesinden de anlaşılıyordu. Ona eğilerek cebine baktım, arabanın anahtarını bulunca alıp geri çekildim. Arabayı çalıştırdıktan sonra kemerimi de takıp geri geri çıkarak yola koyuldum.

"Talia." dedi, dikiz aynasına bakıp göz ucuyla da Kuzey'e baktım. Hafif yan dönmüş cama yaslanarak beni izliyordu.

" Efendim." dedim ona tezat daha sakin bir sesle.

" Allah'ın ismini veririm çok güzelsin lan." sesi gittikçe yükselmiş heyecanlanmıştı alkolün etkisiydi bu muhtemelen.

" Anlamadım?" gülerek söylediğimde gözleri gülen dudaklarıma düştü.

" Yeminime çok güzelsin ha, çok güzelsin." kelimeleri yanlış söylemesine ya da söyleyememesine takılmadan kahkaha attım. O da gülerken arabanın içini kahkahalarımız doldurmuştu.

Eve vardığımızda arabadan inerek etrafını dolaşıp Kuzey'i de arabadan çıkardım. Artık iyice sarhoş olmuştu ve ben onu kontrol etmekte zorlanıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUZEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin