Gay barda çalışan striptiz dansçısı Hyunjin'in merdiven altı bir doktora yaptırdığı dudaklarını düzeltmek için gittiği üst sınıf elit bir doktora Minho'nun dibi düşer ve olaylar gelişir.
Genel olarak Minsug hikayesidir.Diğer shipler ChangLix,HyunIn...
"Harikaydınız Minho! İzlerken nefesim kesildi resmen." Jisung yarışmadan eve dönerken arabanın içinde hala sevgilisine ve arkadaşlarına övgüler yağdırıyordu.
"Seni düşünerek dans ettim.İşte bu yüzden mükemmeldi."
"Lütfen bir kere bana özel dans et." Minho duyduğu şeyle gözlerini büyüttü.İlk defa Jisung ondan böyle bir şey istemişti.
"Nasıl yani? Ne tür bir dans istersin?" Neredeyse kekelemişti Minho konuşurken.
"Ne tür olduğunu biliyorsun Minho." Jisung imasının ortasında göz kırptığında Minho'nun kalbi göğsünden çıkacaktı neredeyse.
"Hadi ama,bu kadar utangaç mıydın sen? Alt tarafı benim için dans etmeni istedim." Jisung hala Minho'nun üzerine gitmeye devam ediyordu.
"Sen çok sapık oldun bu ara.İpleri tekrar elime almamın vakti geldi sanırım." Minho sert ve seksi tonda konuşmasıyla Jisung büyülenmiş gibi ona bakıyordu.
"Nereye gidiyoruz Minho? Bu yol eve gitmiyor."
"Direk eve gitmek istemedim sahil kenarında yürüyüş yapalım."
Minho herşeyi planlamıştı ve sadece biraz zaman kazanmak istiyordu.Yarışmadan sonra o Jisung'u oyalayacaktı diğerleri de evin bahçesini süsleyeceklerdi.
Yarışmaya hazırlanırken aklı hep Jisungta kalmıştı Minho'nun.Geç saatlere kadar çalıştıktan sonra eve geldiğinde genelde Jisung uyuyor oluyordu.Tüm gün yardımcısıyla birlikte fizik tedavi görüp zaman geçirmişlerdi.Bu zor zamanlarında Jisung'un yanında olmak istemişti Minho.O acılar içinde fizik tedavi görürken Minho onun elini sımsıkı tutmak ve güç vermek istiyordu.Çoğu seansı kaçırmıştı yarışmaya hazırlanırken.Ne kadar onun yanında kalmak istesede Jisung onu evden kovmuştu her seferinde.
Şimdi ise Jisung gayet rahat yürüyebiliyordu tek başına.Hala fazla koşamasa da büyük bir ilerleme kaydetmişti.Tedavisi hala devam ediyordu üstelik,günden güne daha iyi olacağına inanıyordu Minho.
Sahil kenarına geldiklerinden beri elele yürüyorlardı okyanusun kokusunu içlerine çekerek.
"Ah çok iyi geldi sahil kenarında yürümek.Çok huzurlu hissediyorum Minho."
"Her zaman böyle hissetmen için elimden gelen yapacağım Jisung." Minho avuçlarının arasında ki elleri dudaklarına götürüp öpücükler kondurmuştu.
"2 gün sonra kliniğe döneceğim için çok heyecanlıyım.Sanki yeni mezun olmuşum da ilk defa işe başlayacak gibiyim."
"Artık her şey düzeliyor Jisung.Sen eski sağlıklı bedenine kavuştun neredeyse ve aşık olduğun işine de kavuşmana çok az kaldı."
"Ah Minho sen benim yanımda olmasaydın bu zor süreci nasıl atlatırdım bilmiyorum."
"Aslında ben yanında olmasaydım başına böyle bir şey gelmezdi."
"Sakın hala kendimi suçluyorum deme Minho.Bu olanlarda senin hiç bir suçun yok.Bunları daha önce konuşmuştuk."
"Ama unutamıyorum Jisung,o acı dolu günleri unutamıyorum.Seni koruyamadım,benim yüzümden zarar gördün."
"Minho lütfen böyle konuşma,kendini suçlaman beni daha çok üzüyor.Hem ben hiç acı çekmedim ki,sen benim yanımdaydın.Elimi her tuttuğunda benim acılarım,ağrılarım geçti." Jisung sımsıkı sarılmıştı Minho'ya.
O sıra da Minho telefonunun titrediğini hissetti.Demek ki herşey hazırdı.Haber vermek için Hyunjin Minho'ya çağrı atacaktı.
"Eve dönelim mi artık?"
Minho ile birlikte arabaya binip eve doğru yol aldıklarında her şeyden habersiz bir şekilde eğleniyordu Jisung .Arabada çalan müziğe ritm tutuyordu etrafa gülücüklerini saçarken.
Evin önüne geldiklerinde Minho heyecandan ölüyordu resmen.Evin kapısına değilde arkaya bahçe kapısına ilerlediklerinde Jisung anlamsızca Minho'ya bakmıştı.
"Neden buradan giriyoruz Minho?" Minho cevaplamamıştı sorusunu sadece elinden tutup bahçeye ilerlemişti.
Bahçeden içeri girdiklerinde bir anda konfetiler patladı.Arkadaşlarının süpriz diye bağırışları ve alkışlarıyla Jisung korkudan yerinde sıçramıştı.
"Ah! İnanamıyorum size!" Jisung'un gözleri çoktan dolmuştu.
Etrafa baktığında beyaz tüllerle ve beyaz papatyalarla süslenmişti bahçe.Havuzun kenarında hazırlanmış kocaman bir yemek masası vardı.
"Hadi ama ben seni mutlu etmek için süpriz yapıyorum ama sen ağlıyorsun." Minho Jisung'un göz yaşlarını silerken mızmızlanıyordu.
"Aptal! Bunlar mutluluk göz yaşları." Hızla dudaklarını birleştirdiğinde Minho kısa süre sonra gülerek geri çekildi.Jisung'un elinden tutup diğerlerinin yanına adımladığında herkesle sarılmışlardı.
"Yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim çocuklar." Minho diğerlerine sarılırken tek tek teşekkür ediyordu.
"Teşekkür etmene gerek yok Minho.Jisung'un mutlu olması için her şeyi yaparız." Changbin'in sarılırken konuştuğunda herkes onu onaylamıştı.
"Tebrik ederim bu ara da Minho.Yarışmayı kazanmışsınız.Zaten sizden başka kim kazanacaktı ki?" Chan'ın dediğine hepsi gülmüştü.
Arkadan gelen hafif müzik sesiyle yemek masasına geçtiklerinde yemekler nefis gözüküyordu.Keyifle yemek yerken bir yandan da edilen sohbet paha biçilmezdi onlar için.Tatlılara geçmeden önce Minho ayağa kalkmıştı bir anda.
"Neden kalktın sevgilim?" Jisung'u sorusunu tekrar cevaplamadığında yine Minho'nun bir şeyler yapacağını anlamıştı Jisung.Minho oturduğu sandalyede Jisung'u kaldırdığında herkes gülümseyerek onları izliyordu.
Minho bir anda Jisung'un önünde diz çöktüğünde Jisung bir anda çığlık attı.Çünkü neyin geleceğini şimdi anlamıştı.
"Yoksa Minho? Sen!"
"Benim güzel sevgilim,seninle tanışmamız bir mucizeyken,beni bu kadar çok sevmene bile hala inanamıyorum.Sen benim hayatımda ki en güzel en özel varlıksın ve ölene kadar öyle kalmanı istiyorum.Jisung,benimle evlenir misin?"
Jisung üst üste gelen süprizlerden artık ağlamaktan gözleri kızarmıştı.Bu gün hayatında ki en mutlu gündü resmen.
"EVET! Sonsuza kadar seninle olmak istiyorum Minho!" Jisung mutluluktan bağırarak Minho'nun boynuna atlamıştı.Hızlı hızlı öpücükler bırakırken diğerleri onları alkışlıyordu.
"Bu günlerini de mi görecektim Minho?" Hyunjin sahte göz yaşlarını silerken Jeongin onun bu hallerine gülüyordu.
"Minho hiç aşık olamayacak galiba derdim eskiden ama şimdi karşımda evlilik teklifi ediyor sevdiği adama." Felix Changbin'in kollarında mutlulukla karşısında ki bedenlerin mutluluğunu izliyordu.
"Bende evlilik teklifi istiyorum Chan." Seungmin'in dediğiyle Chan şok olmuştu.
"NE! Yani benimle evlenmek istiyor musun gerçekten?"
"Neden istemeyim Chan? Seni herşeyden çok seviyorum."
Şuan havada resmen aşk kokuyordu.Gerçek aşkın,sevginin kokusu bütün bahçeye yayılmıştı resmen.Gecenin sonunda Minho yine Minholuğunu yapmıştı.
"Hadi gidin artık evimizden!Eşimle yalnız kalmak istiyorum..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
