Gelecek olan bölüm final. Sonrasında iki özel bölümcük yazacağım.
"Bu nasıl oldu?"
Chanyeol kızın yumuşak ve dalgalı saçlarıyla oynarken maskenin ardındaki yanağında küçük bir morarıklık görmüştü.
"Hiç sormayacaksın sandım.İlgisiz herif!" Yun kollarını göğsünde kavuşturdu, gelip geçen otobüsleri izleyen Chanyeol'ü engellemeye çalıştı.
"Koca kafanı çeker misin? Sun Mi ve Tehun'la sen daha yakınsın.Ama onlar umrunda bile değil."
"Daha dün benimle tanıştığın için şükrediyordun.Şimdi de benim minicik kafama kocaman dedin.Dengesizsin Chanyeol!" Kız kaşlarını çatarak arkasına yaslandı. "Ayrıca o iki küçük fare bizi bulabilirdi.Buraya gelmemize gerek yoktu."
"İlk defa Seul'e geldiklerini söyledin. Burada yaşaması onlar için zor olacak Bayan Yun. Tabii siz ChanSang Group'un başkanı Lee Hae Won'un kızı olduğunuz için bilmezsiniz."
"Sen neden bahsediyorsun?! Cimri herif bana kuruş koklatmıyor. Annemden alıyorum."
"Her neyse." Kollarını bağlamış olan kızı sertçe dürttü. "Hadi anlat.Yanağındaki nasıl oldu? Dans ederken mi düştün?"
"Dün...Hae Nam'la kavga ettik.Böyle bir şeyi sana söylemek için can atmamam gerekir ama ben...yanağımdaki sayesinde Hae Nam'ın kocaman bir buz kütlesi olan kalbinin derinliklerini keşfettim.Onun karısı, oğlu ve babası dışındaki herkese kapalı kalbinde bir zamanlar bende varmışım, bunu öğrendim."
"Felsefik cümleler yerine daha açık konuşsan? Çünkü hem çevreden gizlenip hem de Tehun ve Sun Mi'yi görmeye çalışırken üçüncü işi başarmam zor oluyor."
"Neden gizleniyoruz ki? Herkes bizi biliyor zaten."
"Soo Man öyle istiyor. Hadi anlat!"
"Dün akşam Jun hee, Hae Joon'u da alarak ailesini ziyarete gitti.Annem de Hae Jin'i alıp eve döndü.Ve biz Hae Nam'la baş başa kaldık."
"Ee sonra?"
"Amerika'dan gelen telefonla çalışma odasına gitti, saatlerce konuştu.Ben ise o sırada netizenlerin bizim hakkımızdaki yorumlarına bakıyordum.Bir anda arkamda belirdi ve yakın zamanda haberlerin kesileceğini söyledi. Düşünebiliyor musun? Hae Nam laf sokmadı!"
"Telefon görüşmesi iyi geçmiş olsa gerek."
"Elinden hiç düşürmediği kahvesi ve gazetesiyle yanıma oturdu. Bana isterse yalan haberlerin sonunu daha çabuk getirebileceğini ama üzülmemden haz aldığını söyledi."
"Tanrı aşkına, şu adamı psikoloğa götürün! Neden çelişkili cümleler kuruyor ki?!"
"Bende aynısını söyledim Chanyeol. Hae Nam'da bana yaptıklarının farkında bile değilsin! diyerek çıkıştı.Sonra-"
" Tehun ve Sun Mi geldi." Oğlan hızla yerinden kalkıp etrafa masum bakışlar atan iki gencin yanına gitti.
"Önemliydi ama!" Yun, Chanyeol'ün arkasından bağırsa da fayda etmemişti. Oğlanın hala tek derdi yakalanmadan şirkete geri dönebilmekti. Aslında Chanyeol'ün...tek derdi buydu. Yun isteğini yerine getirmiş, karışık ilişkileri düzene girmeye başlamıştı.Ve BAM! Her şey bitmişti. Chanyeol romantik sözcükler kurmaya devam etse de hiçbir şey Gangwondo'daki gibi değildi.
"Noonaaaaaa!" Yun etkisi altına girdiği kollar sayesinde sorunlarını unuttu. "Dayağını bile özledim."
"Ben de geldim hani." Sun Mi'nin tribini çekmekten nefret eden Yun kollarının arasına onu da aldı, sevgi yumağı oluşturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my idol neighbour |p.chanyeol
Fanfiction"Yalnızlık, karşılaşmamız için lütuftu Yun. Yirmi kişinin anca yaşadığı bu ıssız şehre geldim ve kalbimin ritmini değiştiren senle tanıştım. Tanrı'ya tüm bunlar için ne kadar minnettar olduğumu tahmin edemezsin."