Ekim 2018
Bugün benim için en önemli gündü. Daha doğrusu Bangtan için. Taehyung evleniyordu bugün. Mutluluk günüydü elbette.
Şirket binasının terasında rüzgarın hafif esintisi ciğerlerime dolarken bugünün aslında benim için mutluluk günü olmadığını düşündüm.
3 Yıl...
Onun ölümünden tam 3 yıl geçmişti...
Gözlerimin yavaş yavaş dolması ve gözyaşlarımın yavaşça yanaklarımdan akmasına izin verdim.
O günü hala dünmüş gibi yaşıyordum. Üç yıl hiçbir şeyi değiştirmemişti ve yaram ilk günkü kadar tazeydi.
Rüzgarın şiddetlendiğini hissettiğimde hıçkırıklarımda eş zamanlı olarak şiddetleniyordu.
Kollarımda son nefesini vermişti. Gözlerindeki son parıltıyı asla unutmamıştım. Her gün gözlerimde canlanıyordu. Ve bunun verdiği acıya engel olamıyordum.
Bu üç yıl içerisinde Bangtan' a bunu atlattığımı söylemiştim. Fakat her ölüm yıl dönümünde kendime hakim olamayıp gözyaşlarımı serbest bırakıyordum.
Onunla yaşadığım her anı ve içimde ona karşı söyleyemediğim her duygumu büyük bir pişmanlıkla içimde yaşattım.
Hissettiğim duygu yoğunluğuna yenilip dizlerimin üstüne çöktüm. Bazen keşke bunları hafizamdan silebilsem dedim. Fakat onun bana verdirdiği söz buna engel oluyordu.
O hayata gözlerini yumarken ben hayata devam edip söz verdiğim gibi hep yaşatmaya çalışıyordum.
Ama o an düşünememiştim. Unutamazsam hiçbir zaman mutlu olamayacağımı.
Sağ kolumu tuttum ve gözlerimi sıkıca kapattım. Her ölüm yıl dönümünde yaptığım gibi bana dediklerini hatırladım.
"Bana söz ver Jungkook."
"B-beni asla unutmayacağına söz ver."
"Çünkü bu hayatımda bana şanslı olduğumu hissettiren ve bana mutluluğu bulduran tek kişisin. "
Ardından gözlerini sonsuzluğa yummuştu.
Ona olan aşkımı söyleyemeden gitmişti bu dünyadan.
Kollarımın arasında can vermişti.Gözyaşlarım akmayı kestiği an. Gözlerimi açtım.
Bugün onun ölüm yıl dönümüydü. Bundan tam üç yıl önce bugün kollarımda kan kaybından dolayı hayattta kalamamıştı.
Ve tam üç yıldır hala kalbim ona aitti. Belki de hayatımda hissettiğim ya da yaptığım en saçma şey buydu. Ama hala onu seviyordum.
Hala ona aşıktım.Ve en acısı da ona bunu söyleyememekti.
~●●~
"Jungkook, hazır mısın?" Yoongi Hyung bu soruyu yönelttiğinde tabağımdaki yemeği bitirmeye çalışıyordum.
İştahım pek olmamasına rağmen Taehyung hariç diğerleriyle bir mekanda buluşmuş öğlen yemeği yemiştik.
Kendimi toparlamaya çalışırken tabağımdaki yemeği bitirmeye çalışıyordum.
Bunun sebebini çok iyi biliyordum.
Ancak bütün bunlara rağmen Taehyung için hepimiz çok heyecanlıydık. Hayatında onu mutlu eden birine sahipti. Ve sonunda hayatını sevdiği biriyle birleştirecekti. O yüzden onun için çok mutluyum.Aşık olduğu zamanı çok iyi hatırlıyordum. Dans derslerinde dikkatini veremiyordu ve sürekli sevdiği kızı anlatıyordu. Mavi gözlerine hayran olduğunu da her zaman anlatırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐄𝐮𝐩𝐡𝐨𝐫𝐢𝐚 | 𝐉𝐉𝐊
FanfictionO günü çok iyi hatırlıyorum... Bir dövmecide oturmuş onu seyrediyordum. Uzun siyah saçları kadife gibiydi. Kusursuz... Gözleri büyüktü ve benimkilerle buluşunca gardımın düştüğünü ve korktuğumu hissediyordum. Fakat bu korkum hayatımda hissettiğim...