𝚢𝚎𝚘𝚕 𝚢𝚘𝚍𝚘𝚕

202 35 141
                                    

K̶a̶l̶p̶l̶e̶r̶i̶n̶d̶e̶k̶i̶ ̶k̶o̶r̶k̶u̶n̶ç̶ ̶s̶ı̶z̶ı̶y̶a̶ ̶y̶e̶n̶i̶k̶ ̶d̶ü̶ş̶e̶n̶ ̶i̶k̶i̶ ̶a̶ş̶ı̶k̶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


K̶a̶l̶p̶l̶e̶r̶i̶n̶d̶e̶k̶i̶ ̶k̶o̶r̶k̶u̶n̶ç̶ ̶s̶ı̶z̶ı̶y̶a̶ ̶y̶e̶n̶i̶k̶ ̶d̶ü̶ş̶e̶n̶ ̶i̶k̶i̶ ̶a̶ş̶ı̶k̶.̶

[𝙰𝚐𝚞𝚜𝚝𝚘𝚜 𝟸𝟶𝟷𝟻]

|𝚂𝚊𝚛𝚊𝚗𝚐 |

Ağustos ayının sonlarıydı. Sonbahar kendini yağmuruyla bize sunuyordu sanki. Sabah saatleri olmasına rağmen gökyüzü kara bulutlarla kaplanmıştı. Çoğu kişinin aksine bu havaları asla boğucu bulmazdım.

Çünkü bu havalar bana kendimi hatırlatıyordu.

Kendime hazırladığım sıcak çikolatadan büyük bir yudum aldım ve içimin ısınmasına izin verdim. Yaz ayında olabilirdik ama dışarısı oldukça soğuktu.

"Aish!"

Jungkook'un nidası üzerine arkamı döndüm ve salona girmesini izledim. Gözlerim endişeyle ona bakarken elinde tuttuğu şeyi fark ettim.

"Jungkook, bir şey mi oldu?"

Dev fincanı sehpaya bıraktım ve salonun girişinde duran bedenine doğru yürüdüm.

Bakışlarını bana çevirip elini bana doğru uzattı. Gözlerim önce onu sonra da elini buldu.

"Saatim elimden kayıp yere düştü ve parçalara ayrıldı." Sesindeki üzüntüyü hissettiğimde tekrar ona çevirdim gözlerimi. Tek kaşım sorgularcasına havalandı.

"Bunu sorun etmene gerek yok ki Jungkook. Sonuçta bir sürü saatin var."

Başını hafif yana eğdi ve dudaklarını büzdü. "Bu saat elime ilk kez para geçtiğinde aldığım ilk şeydi. O yüzden ayrı bir değeri vardı."

Ses tonunda beliren hayal kırıklığını hissettim. Buruk bir iç çektiğinde önce parçalara ayrılan saatine ardından tekrar ona baktım.

Her bir parçasını tek avucuna yerleştirip boştaki eliyle ensesini kaşıdı. Ardından gülüşünü sundu ve salondaki sehpanın üzerine bıraktı.

Gözlerim, sehpaya koyana kadarki halini izlerken onun gülüşünün ardındaki kırıklığı da izlemiştim. Kalbimin sıkışıklığı her saniye daha da artıyordu. Çırpınıyordu. O gülüşünün ardındaki burukluğu gidermek adına.

Şirkete gitmeden önce dans pratiği yapması gerektiğini ve dans odasına gitmesini izledim. Derin bir iç çektim ardından.

Gözlerim yavaş yavaş saatin parçalarına kaydığında kendimi koltuğa bıraktım ve düşünmeye başladım. Zihnimde bir anda oluşan fikri yapmalı mıydım yoksa buna karışmayıp sıcak çikolatamdan yudumlamaya devam mı etmeliydim?

Kim ne derse desin sanırım kalbimin sesini dinlerdim. Onu mutlu etmeyi, tavşan gülüşünü tekrar görmeyi isterdim. Ve bunun için de ilk seçeneği seçiyordum.

𝐄𝐮𝐩𝐡𝐨𝐫𝐢𝐚 | 𝐉𝐉𝐊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin