Merhaba arkadaşlar nasılsınız?
Soruyorsanız ben de iyiyim ve belirtmeliyim ki bölümlerin arasında biraz vakit girebilir.Son zamanlarda gerçekten yoğundu ve biraz tıkandım, biraz da yoruldum.
Hem 15. Bölüme kadar geldik, biraz yavaşlayabiliriz.Bölümleri yazdığım gün atarım, bu yüzden tek yapmanız gereken bildirimi beklemek.Günde iki bölüm atabilirim veya üç gün geçer yine bölüm atmam.Kendimi zorlamak istemiyorum ve lütfen, bölüm ne zaman gelir diye yorum yapmayın.Biraz suçlu hissediyorum.
Pekala, kendimi de açıkladıktan sonra değinmek istediğim bir şey var.
Bölüm biraz duygusal olabilir, uyarmak istedim.Model'in Pembe Mezarlık şarkısını dinleyerek yazdım, 'Affet, bu gece ölmek istedim, pembe bir mezarlık olmak istedim!' sözlerini duyarak yani.
Yani beni suçlamayın ağlarsanız, uyarımı yaptım.
Öyleyse okumaya geçebilirsiniz~
Öğrendiklerinin dehşetine rağmen hoş bir mutluluk ve sakinlik ile uyanmıştı Harry.
Sıcaklığı, kolların belindeki hissini hala hatırlıyor ve hissedebiliyordu.
Bu yüzden uyanması üzerinden dakikalar geçmesine rağmen öylece uzandı, zihnini tamamen boşalttı.
Hiçbir şey düşünmek istemiyordu.
Hiçbir şeyi görmek istemiyordu.
Yüzünü yastığına doğru gömerek gittikçe kaybolan sıcaklığı ve güvenlik hissini arzuladı.
Sonra burnunu çekti, yeşil gözlerinden yastığına düştü damlalar.
Dehşeti ve öfkesi bir yana, boşluk hissinin geri gelmesine çok üzülmüştü.
Boşluk hissi onu ölüm düşüncesine sürükleyen yegane şeydi ve Voldemort ile konuşmaya başladığı zamandan beri neredeyse hissetmez olmuştu.
Voldemort'a sarıldığı o anda hiç olmadığı kadar güvende hissetse de nüksetmişti işte.
Belki sonsuza kadar o sıcaklıkla uzanabilirdi, bu şekilde ölmek istemezdi.
Bu düşüncelerle, o günün haftasonunda olmasına sevinerek yatağında kıvrıldı, sonraki yazacağı mektubu düşündü boş boş.
Belki de Voldemort'a vaftiz babasından bahsetmeliydi.
Sevdiği kişi değer verdiği diğer kişileri bilmeyi hak ediyordu.
Ya da ona kurduğu hayallerden bahsetmeliydi?
Sahip olmak istediği o çekirdek aileden, evlat edinerek iyi bir hayat bahşetmek istediği o yetimden bahsetmeliydi.
Yetiştirmek istediği gül çalılarından, tek katlı evinin balkonuna koymak istediği sallanan sandalyelerden, evinin duvarlarını boyamak istediğinden bahsetmeliydi.
Ölümü dileyen birisine göre çok fazla hayale sahipti.
Bu düşünce zihnindeki savaş alanına atom bombası gibi düştü, her şeyi öldürerek bu düşüncenin etkilerini hissetmesi için kayboldu her saniye.
Öfkeyle bedenini örten örtüyü kavradı, dişleri dudaklarını kavradı kanatacak kadar sert.
Yüzünü yastığına bastırırken yatağının dışında hissetti birisini.
Kendini birkaç saniyede toparlamaya çalışmak çok zordu.
Eşsiz bir öfkeden, üzüntü, ihanet, arzu ve boşluk hissinden anında kurtulmaya çalışmak inanılmaz zordu.
YOU ARE READING
Little Author//Tomarry
FanfictionVoldemort kendisini pek çok şey olarak tanıtabilirdi fakat asla bir şeyleri görmezden gelecek birisi olduğunu söylemezdi. Bazı şeyleri görmezden gelemediği için bedenini kaybetmişti.(Yine de onu geri aldı.O elbette yapacaktı.) Ve şimdi, görmezden ge...