Bölüm 5

475 8 28
                                    

İrem, şaşkınlıkla "nasıl yani?" dedi.

"Polisler olay yerine yeni mi ulaşmış?"

İrem, "evet." dendiğini duydu ve ardından yaşadıkları olayları Serdar'a bir bir anlattı. Aynı zamanda polisleri gözleriyle takip etmeye devam ettiler.

Fotoğraf çekme sırası da bu sefer Samet'teydi ama Samet, İrem'den duyduklarıyla neredeyse küçük dilini yutacağı için fotoğraf çekmeye bir ara vermişti. İki polis memuru da apartmana girince toparlandı ve yavaş yavaş yaşananlara bir anlam vermeye başladı.

"Kesin katili kaçırmak için polis rolünü üstlendiler."

İrem, "ihtimal dahilinde." dedi ve ayağa kalktı.

Samet, kaşlarını çattı. "Ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Görecekler seni öyle dikilmeye devam edersen."

İrem, etrafına bakındıktan sonra Samet'e döndü ve "ben diğer sokağa geçiyorum." dedi.

"Sen burada kal ve beni bekle!"

Samet, güldü ve alaycı bir tavırla "emredersiniz komutanım." dedi. Sonra İrem'in ciddi bakışları karşısında susmak zorunda kaldı.

İrem, "birazdan dönerim." dedikten sonra fotoğraf makinesi ile birlikte başka bir sokağa daldı.

Samet, İrem'in ne yaptığına anlam veremiyordu ve aynı zamanda apartmandan birisi çıkacak mı diye kontrol etmeye devam ediyordu. Kontrole devam ederken telefonun çalma sesiyle dikkati dağıldı ve telefonunu cebinden çıkardı. İrem'in aradığını gördü ve hemen açtı.

"Arkadan bir çıkış daha varmış. Çabuk arabayı buraya getir!"

Samet, "tamam." dedi, telefonu kapattı. Arabaya koştu ve motorunu çalışır halde bıraktığı arabaya bindi. Arabayı park ettiği yerden çıkardı ve çok çok kısa bir süre sürdükten sonra İrem'in önünde durdurdu. "Atla!" dedi.

İrem, Samet'in sözünü dinledi ve hızlı bir şekilde arabaya bindi. "Bizi kesin fark ettiler." diyerek felaket tellallığı yaptı.

Samet, "biliyorum." dedi ve direksiyonu sağa kırdı. Önündeki aracı güç de olsa solladı. Sahte polis olduğunu düşündüğü kişileri takip etmeye koyuldu.

İrem ise bu sırada camdan sarktı ve fotoğraf çekmeye başladı.

Samet, gazı kökledi kökledi kökledi. Zira artık anayola çıkmışlardı ve önündekiler de takip edildiklerini anlamışlardı. Samet'in içine kötü, kötü ama çok kötü hisler dolmaya başlamıştı. Gözucuyla İrem'e baktı ve "tehlikeli sularda yüzüyorsun İrem." dedi. Onun camdan sarkmaması gerektiği düşüncesini ifade ediş biçimiydi bu.

Samet'in korktuğu şey başına geldi ve önündeki arabalardan üzerlerine kurşun yağmaya başladı. Hal böyle olunca Samet başka bir arabann arkasına geçti ve İrem de camdan sarkmaktan vazgeçmek zorunda kaldı.

Samet, papuç bırakmamaya kararlıydı ve İrem'e yine gözucuyla baktığında onun da kendisiyle aynı fikirde olduğunu gördü. Gülerek "hiç bir haberde bu kadar eğlenmemiştim." dedi.

İrem, gülerek "delisin." dedi ve eğildikçe eğildi. İkisi de korkuyor ama belli etmemeye çalışıyorlardı.

Samet, kırmızı ışığı fark etti ama duramazdı. Durmak için çok geçti. Hem de önündekiler de durmamıştı. Onları kaçıramazdı. Samet, bu yüzden ayağını gazdan çekmedi ve daha da bastı bastı ve bastı. Bir yandan da İrem'e baktı ve "torpido gözünü aç!" dedi. Direksiyonu sağa kırdı ve çarpışmaktan son anda kurtuldu.

İrem, torpido gözünü açtı ve içerideki tabancayı görünce şaşırdı. "Bunu kullanmayacaksın değil mi?" diye sordu.

Samet, "kullanacağım." dedi ve İrem'den tabancayı istedi. İrem de istemeye istemeye olsa verdi. Bu tabanca bir altıpatlardı.

Samet, altıpatları aldıktan sonra arabayı tek eliyle kullanmaya başladı ve camı açtı. Altıpatların tetiğine art arda bastı. Kurşunlar tam da Samet'in istediği yeri buldu ve iki polis arabasının tekerleklerine isabet etti.

İrem, şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı adeta. "Böyle tabanca kullanmayı nereden öğrendin?" diye sordu.

Samet, güldü ve "babam iyi avcıydı." dedi.

"Ben de onunla ava çıkardım. Orada kaptık bir şeyler."

Samet, etrafına bakınınca neler olacağını, hangi tehlikelerin baş göstereceğini sezdi ve birden İrem'in üzerine eğildi. Onu kendi vücuduyla kapattı ve tam o anda da kurşunlar yağmur gibi yağmaya başladı. 

Bölüm Sonu

Havadis (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin