Hastahane

58 3 0
                                    

Gözlerimi bembeyaz bir hastahane odasında açtım. Oda hastahane odasına göre gerçekten lükstü. Bir hastahane odası nasıl benim evimden büyük olabilir diye düşünürken içeriye güler yüzlü bir hemşire girdi.

"Uyandınız mı Derin Hanım?"

Kırık Türkçe ile konuşuyordu. "Nasıl ya?" diye düşünürken şaşkınlığımı anlamış olmalı ki hemen açıklama yaptı :

"Banner Hastahanesi'ndesiniz. Dün bir trafik kazası geçirdiniz ama bir şeyiniz yok. Ben de sizin için özel tutuldum çünkü böyle durumlarda Türkçe konuşarak kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz."

Kadın konuştukça gözbebeklerim büyüyordu biraz daha konuşursa gözlerim yuvalarından bile çıkabilirlerdi.

Banner Hastahanesi mi? Artık nereye adım atsam karşıma "Banner" çıkıyordu. Yakında Amerika'nın ismi de Banner olarak değişir bu gidişle. Ayrıca Türkçe bilen özel hemşire mi? Gerçekten bunlar bana fazlaydı,hayat standartımın çok üstündeydi. Açıkçası böyle yerlerde gerçekten rahat edemezdim.

Bi saniye... TELEFONUM? Artık babam gerçekten beni öldürecekti,haksız da sayılmazdı... Kadına tek bir cevap bile vermeden elimle çantamı aramaya çalıştım... Kadın anlamış olacak ki hemen telefonumu bana doğru uzattı.

"Bunu mu arıyorsunuz?"

Nasıl zeki olduğunu anlayamadığım bu tatlı hemşire bana gerçekten yardımcı oluyordu. Telefonumu elime aldım... O da ne ? 1 arama bile yok. Nasıl ya? Mesajda mı yok? diye telefonu kurcalarken çok zeki hemşire yine konuştu:

"Bay Banner beni tuttuğunda aileniz sizi arıyordu. Bay Banner telefonu açmayıp bana , sizin adınızdan mesaj yazdırdı."

Mesaj? Hemen gönderilenlere girip okudum mesaj şöyleydi:

"Babacım, ders çalışıyorum diye açamıyorum ben size yazacağım..."

Birde defter fotoğrafı yollamışlardı. Bu kadar detayı inanın ben bile düşünemezdim. Nasıl profesyonelce söylenmiş bir yalandı.. Açık konuşmak gerekirse minnettardım. Ama bunu belli etmicektim. Hemşireye söyleyebildiğim tek şey:

"Ne zaman taburcu olabilirim?" oldu.. Evet , biraz kabalık yapmıştım gerçekten en azından teşekkür edebilirdim.

"Bay Banner geldiği zaman..." deyip beni dinlemeden dışarıya çıktı. O da kabalık yapmıştı ama zorunlu bir kabalık gibi görünüyordu.

Ne? Bay Banner gelince mi? Neden onu bekleyecekmişim ki? Hemen yatağımdan kalkmaya çalıştım , gerçekten belim ve kolum çok ağrıyordu. Kolum sargıdaydı... Gerçi bu kol nelere katlanmıştı bu da bir şey miydi?

Kıyafetlerimi koskoca odada aramaya başladım. Önce üst iç çamaşırımı giyindim sonra pantolonumu... Peki ya tişörtüm neredeydi? Böyle kalmıştım...

Hah ! Buldum , yere düşmüş. Tam almaya eğilmiştim ki içeriye birisi girdi.

Gözbebeklerim haddinden fazla büyümüş,kalp ritmim bu defa korkudan değişmişti. Karşımdaki JOHN'du ! Gerçekten hayvan herif insan kapıyı çalmaz mı ya!!!

"Opss! Özür dilerim" deyip arkasını döndü.

Hemen üstümü giyinip

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ya? Neden kapıyı çalmıyorsun? Manyak mısın? Ölmek mi istiyorsun? Gerizekalı ! Yok gerçekten hayvansın sen. Insan olamazsın..."

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin