Duyduklarım karşısında adeta nutkum tutulmuştu. "Aze ile kardeş olduğumuzu öğrendim!" deyişi beynimde yankılanıyordu. Ben bile öğrendiklerimi bilgi süzgecimden geçirip aşıma katamıyordum ki Janseli ne haldedir kim bilir? Yenip yutulabilecek bir şey değildi bu. Muhtemelen yutkunamıyordur bile. Boğazına durmuştur...
"Alin... Daldın gittin güzelim. Bir şey mi oldu?"
"Sana anlatmayacaktım aslında. Akşam kendileri.." diye devam ediyordum ki "Kendileri?" diye sordu. "Aze ve Jans" demem ile "Onlar cümlede bile yan yana gelmesin!" diye kükredi. "Hiçbir şey bildiğin gibi değil Nart! Ben şimdilik, kendin kulakların ile duy. Belki inanırsın." dedikten sonra "Janseli yolda." diye bildirdim. 'Ne zaman soracak acaba' diye merak ettiğim sorusunu sonunda sormuştu.
"Aze'ye söyledin mi?"
"Hayır, bana düşmez."
"Ya o kadın hala ne amaçlıyor! Adam hiçbir zaman unutamasın diye mi bu çaba?"
Umarım gözlerimi devirdiğimden anlar...
Aze'nin masaya doğru geldiğini fark ettiğimde Nart'a doğru eğilip kulağına "Sessiz ol, geliyor..." diye fısıldadım. Akşam belki de küçük çocuklar gibi zırıl zırıl ağlayacağını bilmeden gülümseyerek geliyordu. Nesli tükenecek gülüşlerini satıyordu etrafına.
Beleşe...
Gülerek "Ne fısıldaşıyorsunuz bakalım?" dediğinde "Hiç..." karşılığını verdim ama çok şey olduğunu bildiğim halde "hiç" dediğim için işkillenmişti. "Eminim, öyledir..." imasında bulunduğunda ise Nart "Hadi, buyurun o zaman!" deyip sofrayı göstererek yardımıma koşmuştu. Bir bana bir ona bakıp "Siz ikinizde bir şey var ama çıkar kokusu..." dediğinde konuyu değiştirmek adına "Defne nerede bu arada?" diye sordum. "Uyuyordur" yanıtını aldığımda dakikalardır yemenin hayalini kurduğum pankekler ile tabağımı şereflendirdim. Bıçağımın kenarı ile çikolatayı sürüyordum ki Aze "E hikâye nasıl gidiyor?" diye sordu. Tam ağzımı açıyordum ki Nart atlayıp "Alin, yazdıkça yazıyor. Şimdiden üç bölüm yazdı." dediğinde gülümseyerek "Dördüncü de yolda aşkım" dedim.
"Oo yengem, hızlı çıktı!"
YENGEM Mİ?"
Şaşkınlığımı gizleyemediğim için suratıma bakıp gülüyordu. "Sana bugün ayar olmuyorum yenge" deyip kahkaha attı. "Aze, bakayım kafan şişti mi?" dediğimde gözleri "ne alaka?" diyordu adeta. Merakına son vermek için "E saksı düştü ya? Şişmiştir..." dediğimde tüm masa kahkahaya boğuldu. "Sigoş! Kaşenin iyilikten anlamıyor..." diye mızmızlandığında bu sefer Nart'a dönüp gözlerimi parlatarak "İyilikten anlamasam bu adam ile ne işim var?" dedim.
"Sana bayılıyorum asalet kadın!"
Asıl ben sana!
"Sana bayılıyorum aşk adam..."
"Ah, beni vurun!" deyip gözlerini deviren Aze'den başkası değildi. 'Vurulacaksın zaten. Hem de solundan...' düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan telefonumun titreşimiydi. Janseli'ydi. Belli etmeden "Bu telefon önemli. Hemen geliyorum." dedikten sonra masadan kalktım. Daha fazla bekletmemek adına aramayı cevaplandırdım: "Güzelim...İyi misin?" "Değilim, Alin. Hiç iyi değilim. Nasıl anlatacağım? Nasıl kıyacağım ona? Son kalan neşesini de söndürmeye geliyorum farkında mısın?" diyerek soru yağmuruna tutulmuştum. Janseli'yi hiç bu kadar endişeli ve bir o kadar da çaresiz olduğuna şahit olmamıştım.
"Canım benim, ne diyeceğimi ne yapacağımı inan ben de senin kadar bilmiyorum. Şoktayım. Algılarım benimle dalga geçiyor. Kötü bir şaka gibi yansıtıyor zihnime ama ne olursa olsun bak ben buradayım. İstersen, tek başına konuşma Nart ile ben de olayım. Ha ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D U A L
Teen Fiction1) Bölümler isminin bahşettiği "efsane olma" eylemini gerek karakteri ile gerek büyüleyici bibloluğu ile icra eden Nart GUŞAN ve yine ismini hakkı ile yaşatan, baştan aşağı "asalet" kokan Alin ALÇİN arasında geçip gitmektedir. 2) Aşinalıklarından bi...