"Görüşür müyüz gerçekten?"

1.3K 144 79
                                    

Keyifli okumalar...♡

❤🍒

"Kendim yürüyebiliyorum hala!"

Minho Chan'a göz devirirken kolunun altına girmiş ve yürümesi için desteklemişti. Chan istemeye istemeye arkadaşının desteğiyle eve kadar yürümüştü. Jisung eşyaları arabadan alırken ikiliye yetişmiş ve girmeleri için kapıyı açmıştı. Jisung sabahtan beri çalan telefonunu bir kere daha meşgule alırken Minho içeriye girip Chan'ı odasına kadar götürmüştü. Chan'ı yatağa oturttuktan sonra ellerini beline yerleştirip konuşmuştu.

"Şirketle konuştum; Bay Park'tan bir haftalık izin aldım senin için. O sürede dinlen, evden çıkma. Arabayı da sıkıntı etme, iyi tamir yapan birkaç kişi tanıyorum"

Chan şaşkın gözlerini Minho'ya çevirirken konuşmuştu.

"Benim senin gibi birine ihtiyacım varmış meğerse. Neredeydin sen yıllardır?"

Minho ona göz devirirken Jisung odaya gelmişti.

"MR sonucun temiz çıktığı için üzülmeye başlıyorum şu an."

Chan arkadaşına omuz silkmiş ve geceden beri üstünde duran gömleğin düğmelerini açarken konuşmuştu.

"Hadi çıksanıza, giyineceğim"

Jisung ilaçları yatağa bırakmış ve abisine dönmüştü.

"Yardıma ihtiyacın var mı hyung?"

"Gerek yok güzelim, çıkın siz"

Jisung ve Minho onu ikiletmeyip odadan çıkmıştı. Minho dış kapıya doğru yürüdüğünde Jisung kaşlarını çatarak onu durdurmuştu.

"Nereye gidiyorsun?"

Minho küçüğünün utangaç sesiyle tebessüm etmişti.

"Eve gitsem iyi olur, Seungmin merak etmiştir"

Jisung başını iki yana sallamış ve Minho'nun kolundan tutup mutfağa doğru çekiştirmişti.

"Ben Seung'a mesaj atmıştım zaten. Sabaha kadar yanımızda kaldın, seni öylece kuru bir teşekkürle göndereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Geç otur sen şöyle; ben hemen güzel bir kahvaltı hazırlıyorum"

Minho daha birşey diyemeden Jisung onu oturtmuş ve kollarını sıvayıp buzdolabına yönelmişti.

"Jeongin'le ne kadar zamandır tanışıyorsunuz?"

Jisung kahvaltılıkları çıkartırken omzunun üstünden Minho'ya bakmıştı.

"Umm, çok uzun zamandır.. Aynı hastanede doğduk, aynı evde büyüdük, hatta Bayan Yang'ın anlattığına göre aynı bezleri kullanmışız.
Aynı okullarda okuduk, aynı şeylere ağladık, aynı şeylere güldük. Yani ayrı geçen anlarımız neredeyse olmadı yıllardır"

Minho kendini tutamayıp gülerken Jisung kaşlarını çatmıştı.

"Yah, niye gülüyorsun?"

Minho kendini durdurup derin bir nefes almıştı.

"Çok tatlı geldin bir an gözüme, kusura bakma lütfen."

Jisung duyduğu şeyle bir anda donakalırken elindeki yumurtayı yere düşürmüştü.

"Ah!"

Jisung feromonlarını unuturken telaşla bir bez alıp yerdeki yumurtayı silmişti. Minho onun feromonlarını duyduğunda tekrar gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. Jisung gözlerini ondan yana çevirmeden çöpleri atmış ve lavaboda ellerini yıkamıştı.

This isn't fun, babyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin