Keyifli okumalar...
❤🍒
"Seungmin geç gelebilir. Ben o dönmeden evde olurum zaten"
Minho ceketini giyerken bir yandan da Hyunjin'le konuşuyordu. Ceketinin kollarını düzeltip son kez aynada kendini süzdükten sonra kapıyı açtı.
"Tekrar teşekkür ederim"
Minho'nun içten konuşmasıyla Hyunjin sadece tebessüm etmişti. Kapıyı ardından kapatıp sessiz adımlarla merdivenleri çıkmıştı. San uyuduğu için çok ses yapmamaya çalışarak odasının kapısını araladı. San yatağında mışıl mışıl uyurken Hyunjin tebessümle birkaç adımda oraya varmış ve küçüğünün üstünü örtmüştü.
Yumuşak saçlarını okşarken birkaç dakikalığına kendini Seungmin'in yerine koymuştu.
Her sabah bu kadar güzel bir çocukla uyanmak mükemmel bir duygu olmalıydı.Seungmin çok güçlü bir omegaydı Hyunjin'e göre. Hem çalışıyor hem okuluna devam ediyor hem de tek başına çocuk büyütüyordu.
San'ın diğer babasının nerede olduğunu merak etse de hiçbir zaman sormamıştı. Böyle birşeyi sorabilecek kadar yakın değillerdi. Yanlış bir tepki almaktan çekiniyordu belki de. Eğilip
San'ın saçlarına minik bir öpücük bıraktıktan sonra ayağa kalktı ve sessizce odadan çıktı. Merdivenleri bitirmek üzereyken kapının açılmasıyla gözleri oraya kaydı. Minho daha yeni çıkmıştı, Seungmin'in de işten çıkması için erkendi. Kapı ağır bir şekilde açıldığında Hyunjin kapının ardından çıkan omegayı görmüştü.Kaşları hızla çatılırken kapıya doğru koşmuş ve Seungmin'i tutmuştu. Seungmin kapıyı ardından kapatıp boş ifadeyle onu tutan alfaya bakmıştı. Herşeye rağmen parlayan gözleri bugün sönmüştü. Hyunjin Seungmin'in ağlamaktan kızaran gözlerini ve burnunu gördüğünde onu iki omzundan tutup konuşmuştu.
"Seungmin iyi misin? Ne bu halin, birşey mi oldu?"
Seungmin Hyunjin'in endişe dolu sesiyle kendini daha fazla tutamamış ve dakikalardır tuttuğu gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Hyunjin ne yapacağını şaşırırken Seungmin'in beline sarılmasıyla olduğu yerde kalmıştı.
"Geri gelmiş..."
❤🍒
Telefonunu son kez kontrol edip yeniden kapattı Minho. Sadece on dakikadır bekliyor olmasına rağmen fazlasıyla gerilmişti.
Silecekleri çalıştırıp yağmurun ıslattığı ön camı temizlemişti. Yaklaşık on dakikadır sürekli yaptığı gibi...Gözleri önünde durduğu eve kayarken kapının açılmasıyla nefesini tutmuştu. Jisung elindeki beyaz-mavi şemsiye ile dışarı adımlarken Minho gözlerini ondan bir saniye bile ayırmıyordu. Hızlı adımlarla arabaya doğru ilerlerken Minho girmesi için oturduğu yerden yandaki kapıyı açmıştı.
Arabanın önünden geçerken yüzüne vuran far ile tebessüm ettiğini görmüştü Minho. Arabaya binip şemsiyesini ve kapıyı kapatmıştı. Minho ona doğru dönen omegayla yüzüne geniş bir tebessüm eklemişti."Hoşgeldin"
Jisung burnuna dolan deniz kokusuyla tebessüm etmiş ve kurdunun sakin kalmasını umarak konuşmuştu.
"Hoşbuldum, biraz beklettim. Kusura bakma lütfen"
Minho başını iki yana sallamıştı.
"Hayır bekletmedin. Gidelim mi?"
Jisung'un onaylaması ile arabayı çalıştırıp evden uzaklaşmıştı. Jisung kemerini bağladıktan sonra gözlerini ıslak sokaklarda gezdirmişti. Sokak lambalarının aydınlattığı caddeler birkaç sarhoşu, birkaç da aşığı misafir ediyordu içinde. Minho oturdukları mahalleden uzaklaşırken gözlerini bu defa yanında ki alfaya çevirmişti.
Ilk gördüğü andan beri hayranlıkla baktığı keskin çenesi, şekilli burnu ve dudakları yüzünü kusursuz kılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This isn't fun, baby
Fiksi Penggemar"Bu kadar şapşal bir alfayla ilk kez karşılaşıyorum" Alfa bu defa kaşlarını çatarken ensesindeki elini indirip konuşmuştu. "Şapşal falan değilim ben!" Jisung sinirlenen alfanın keskin çene hatlarına kayan gözlerini hızla çekmiş ve yeniden konuşmuşt...