Iki gün sonra...❤🍒
"Jisung bana da bir tane kahve alır mısın?"
Jisung başını sallamış ve kitaplarını arkadaşlarına verip adımlarını kafeteryaya çevirmişti. Felix Jeongin'in koluna girip merdivenlere yönelirken bir yandan da konuşuyordu.
"Bugün kaç dersin var?"
Jeongin birkaç saniyelik sessizlikten sonra aralamıştı tatlı dudaklarını.
"Iki tane. Diğer dersim öğleden sonra"
Felix anladığını belirtir mırıldanmalarla karşılık verirken çoktan dersliğe gelmişlerdi.
Kendilerine boş bir yer bulup Jisung'un oturacağı yere kitaplarını bıraktıktan sonra arkadaşlarını beklemeye başlamışlardı.
Jisung birkaç dakika sonra sınıfın kapısında elinde kahvelerle gelirken Jeongin hemen ayaklanarak arkadaşına yardım etmişti.
Kahveleri masaya bıraktıktan sonra Felix arkadaşına hayali bir öpücükle teşekkür etmişti."Hadi anlat artık Jisung"
Jeongin'in sabırsız konuşmasıyla Felix istemsizce gülmüştü. Dün gece onlara yarın çok önemli birşey anlatacağını, sabah erken gelmelerini söylemişti.
Kahve bardağına yaptığı işkenceye son verip derin bir nefes aldı."Biz sanırım Minho'yla çıkıyoruz"
Felix'in içtiği kahve boğazında kalırken Jeongin arkadaşının sırtına vurmaya başlamıştı.
"Y-yeter Jeong-.... d-dur v-vurma"
Jeongin elini çekerken Felix çantasından bir peçete çıkarıp ağzını silmişti.
"Canıma falan kastın varsa söyle de dostumuzu düşmanımızı bilelim Jeongin"
Jeongin gülerek kollarını Felix'e sararken sarı saçlarına bir öpücük kondurmuştu.
"Özür dilerim sarı çıtır"
Felix kendini tutamayıp gülerken kollarını Jeongin'in beline sarmıştı.
Ikili birbirine gülerken farkettikleri şeyle aniden bakışları birbirini bulmuş ve gülüşleri yarıda kalmıştı."Hangi Minho?"
"Seungmin'in abisi olan mı?"
"Chan hyungun arkadaşı olan mı?"
"San'ın amcası olan mı"
"Changbin'in çocukluk arkadaşı olan mı"
"Hyunjin hyungun yanında çalıştığı Minho'mu?"
Jisung ardı ardında gelen sorularla kaşlarını çatarken ellerini kaldırarak arkadaşlarını susturmuştu.
"Minho'nun soy ağacını ortaya döktüğünüz için teşekkürler ve evet... Bahsettiğiniz Minho o Minho"
Felix gülerek ellerini çırpmış ve garip garip hareketler yapmaya başlamıştı. Jeongin olayı unutup Felix'e gülmeye başlarken Felix ayağa kalkmış ve çocukluktan beri 'mutluluk dansı' diye adlandırdığı dansını yapmaya başlamıştı. Sınıftaki birkaç kişinin bakışları onu bulurken Jisung ve Jeongin gülmekten ağrıyan karınlarını tutuyordu.
"Dans hünerlerinizi okul dışında da göstermek ister misiniz Bay Lee?"
Felix duyduğu tanıdık sesle donakalırken Jeongin ve Jisung'un gülüşleri kesilmişti. Jeongin gözlerini karşıdan ayırmadan Jisung'un kulağına eğilerek konuşmuştu.
"Bugün Bay Changbin'e dersimiz mi vardı bizim?"
❤🍒
"O da mavi olsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This isn't fun, baby
Fanfic"Bu kadar şapşal bir alfayla ilk kez karşılaşıyorum" Alfa bu defa kaşlarını çatarken ensesindeki elini indirip konuşmuştu. "Şapşal falan değilim ben!" Jisung sinirlenen alfanın keskin çene hatlarına kayan gözlerini hızla çekmiş ve yeniden konuşmuşt...