Keyifli okumalar...
❤🍒
"Seungmin sen çık istersen, geri kalanları ben hallederim"
Seungmin patronuna itiraz etmeden başını sallamış ve hızlıca eşyalarını toplayıp çıkmıştı kitapçıdan. Bugün çok yorgun hissediyordu. Kızgınlığının yaklaştığının farkındaydı. Bu yüzden feromonları onu şimdiden yormaya başlamıştı. Patronunun omega olmasına şükrederek çantasının kolundaki yerini düzeltip gözlerini yola çevirdi. Hava bugün güzeldi. Yürümek daha iyi gelir diye düşünerek eve giden sokaklardan birine girmişti.
Eve gittiğinde Hyunjin ve San'ı göreceği gerçeği onu içten içe mutlu etmişti. Yüzündeki tebessümü silmeden adımlarını hızlandırmıştı.
Yürürken gözüne takılan bir kırtasiye vitrini ile durmuştu. Hyunjin'in resim yaptığını biliyordu ve ona bir hediye almak için güzel bir fırsattı bugün..Dükkana girip bir tuval ve beğendiği boyalardan birkaç tane almıştı. Elindekilerin ödemesini yapıp dükkandan çıkarken az önceki yorgunluğunu tamamen unutmuştu.
Hava çoktan kararmış; insanlar yavaş yavaş evlerine dönüyorlardı. Öğlen yağan yağmurun kokusu hala kendini belli ediyordu.
Hyunjin'in kokusuna benziyordu...Sahi ona sarılmıştı değil mi?
Kokusunu en yakından duymuştu. Birkaç saniyelik temasta içine çekelbilmişti o mükemmel kokuyu. Hafızasından bir daha silinmemek üzere yer edinmişti..
Hyunjin onun için sadece oğlunun bakıcısı değildi; bir isim koyamazdı belki ama onu hep yanında istediğinin farkındaydı.
Düşünceler beynini ele geçirirken eve kadar geldiğini yeni farketmişti. Sokağın kalan kısmını sokak lamlarının sarı ışıklarıyla geçirmişti.Evinin önüne geldiğinde görüş açısına giren bedenle durakladı önce.
Beyninin onunla oyun oynadığını düşünerek biraz daha yaklaşmıştı. Fakat beyni ona oyun falan oynamamıştı; o gerçekten buradaydı..
Titreyen bacaklarının üstünde sabit durmakta zorlanmaya başlamıştı.
Yanından geçip gitmek için hamle yaptığı sırada alfa onu farkedip durdurmuştu. Alfa ona bir adım yaklaşırken hızla geri çekilmişti."Seungmin lütfen konuşalım"
Başını hızla iki yana sallamıştı omega..
"Konuşacak birşey yok Wonpil"
Hava mı çok soğuktu yoksa bu üşüten şey kalpleri miydi?
Yan yana gelmemesi gereken iki kişilerdi onlar. Birini çok sevmenin karşılığıydı ikisinin hikayesi. Ortada kalan küçük bir çocuktu onları bir araya getiren belki. Peki o çocuk bu kopan iki kalbi yeniden birleştirebilir miydi ki?"Var Seungmin. Sadece dinle beni"
Elindeki hediyeleri zarar görmesin kaldırıma bırakmıştı. Daha bugün kalbini yeniden hızlandıran alfa için almıştı bunları...
"Oğlumuzu görmeme izin ver-"
"O senin oğlun değil! Sakın o iğrenç ağzınla kirletme oğlumun adını"
Korkmuyordu; zaten korkacak neyi vardı ki?
"Seungmin saçmalama lütfen. Bak şu an çok sinirlisin; sakinleş öyle konuşalım. Beni de anla-"
"Seni anlayayım öyle mi? Peki beni kim anlayacak Wonpil? Söylesene! Beni kim anlayacak? Kusurlu olduğumu söyleyip beni ayıplayan insanlar mı? Sadece 16 yaşında bir çocukken hamile olduğum için beni kovan ailem mi? Beni kötü örnek olmamayayım diye çocuklarıyla görüştürmeyen anneler mi? Yoksa beni o küçücük yaşımda karnımdaki çocukla terkeden sen mi? Söylesene! Neden susuyorsun?"
Kurdunun acı çığlıkları ile sözlerini yarıda kesmek zorunda kalmıştı omega. Bacakları artık onu ayakta tutamıyordu.
"Sen yapayalnız bıraktın beni bu şehirde. Ne kadar çok ağladım ben, ne kadar çok yalvardım sana hatırlıyor musun?..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This isn't fun, baby
Fanfic"Bu kadar şapşal bir alfayla ilk kez karşılaşıyorum" Alfa bu defa kaşlarını çatarken ensesindeki elini indirip konuşmuştu. "Şapşal falan değilim ben!" Jisung sinirlenen alfanın keskin çene hatlarına kayan gözlerini hızla çekmiş ve yeniden konuşmuşt...