"Yani hiç tanımadığın bir alfa sana yardım etmek için omega kardeşini getiriyor ve tek amacı sana zarar gelmemesi; öyle mi?"
Jisung gözlerini devirirken büyüğünü onaylamıştı.
"Ne bu adam; superman falan mı sanıyor kendini?"
Jisung dalga geçen arkadaşına yastığı fırlatırken Jeongin yastığı havada yakalayıp ifadesiz bir yüzle sırtına koymuştu.
"Neden sizi yalnız bırakamıyorum acaba ben? Her seferinde başınıza bir bela sarmak zorunda mısınız?"
Sabahtan beri telefondan başını kaldırmayan Felix bu defa sinirle konuşmuştu.
"Ne gelmiş başımıza hyung?"
Chan elindeki çerez kasesinden bir leblebiyi Felix'e fırlatırken konuşmuştu.
"Öncelikle bana bağırma! Hem sen önce dün hocanın yanından üstün başın ıslak çıkmanı açıkla bakalım."
Felix duyduğu şeyle yutkunurken ensesini kaşımış ve şirin olduğunu düşündüğü bir sırıtmayla büyüğüne bakmıştı.
"Benim üstüm hocanın yanında ıslanmadı ki hyung. Eve gelirken yoldaki su birikintisine düştüm."
"Hangi su birikintisi şehrin ortasında? Dört gündür yağmur bile yağmadı Felix ve eve geldiğinde üstünde Changbin'in paltosu vardı?!"
Felix köşeye sıkıştığını hissederken yardım isteyen gözlerle Jeongin'e bakmıştı. Jisung ise konunun kendisinden uzaklaşmasının keyfini çıkarıyordu.
Chan hala kıstığı gözleriyle Felix'i izlerken Jeongin gözlerini devirip konuya dahil olmuştu."Okulda Jisung'u beklerken fakültenin bahçesine çıkmış. Sonra Felix'i kıskanan omegalardan biri onu bahçede patlayan su borusunun üstüne itmiş. Felix ayağa kalkmak için uğraşırken iyice ıslanmış, o sırada Changbin oradan geçiyormuş. Felix'i o halde görünce centilmenlik olsun diye paltosunu vermiş. Okuldaki omegalarla sorun yaşadığını bilmeni istemediği için sana su birikintisine düştüm dedi."
Jeongin tek solukta konuşurken Jisung ağzının kuruduğunu hissedip masadaki suya uzanmıştı. Felix Jeongin'den daha çok Chan'ı oyalamasını istemişti ama doğruları başka birinden dinleyince haksız olduğu bir durum olmadığını farketmişti.
Chan birkaç saniye Jeongin'in ifadesiz yüzünü ve Felix'i izlemiş ardından gözlerini devirip konuşmuştu.
"Tamam, inandım. Ama gözüm üstünde Lix; önce okulu bitiriyorsun. Ondan sonra gerekirse Changbin'le aranı bizzat ben yaparım."
Felix duyduğu şeyle sevinçle ellerini çırpıp kucağındaki Jisung'u umursamadan Chan'ın yanına koşmuştu. Boynuna atladığı gibi büyüğünü yere düşürürken Chan Felix'in kollarından kurtulmaya çalışıyordu.
"Sen bu dünyadaki en mükemmel hyungsun!"
Chan Felix'i üstünden zorla da olsa atarken Jeongin yerinde rahatsızca kıpırdanıp konuşmuştu.
"Lix, istersen hyungu rahat bırak. Feromonlarınız çoğalmaya başladı..."
Felix Jeongin'in dediği şeyle hızla ayağa kalkmış ve Jisung'un yanına oturmuştu.
"Kusura bakma hyung; heyecanlandım bir an"
Chan yerinde doğrulurken başını iki yana sallamıştı.
"Feromonların beni etkilemiyor Lix."
Felix gülerek büyüğüne öpücük atarken Chan havadaki hayali öpücüğü yakalayıp kalbini tutmuştu. Ikili birbirleriyle gülüşürken Jisung hala dün tanıştığı alfayı düşünüyordu. Acaba tekrar karşılaşabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This isn't fun, baby
Fanfic"Bu kadar şapşal bir alfayla ilk kez karşılaşıyorum" Alfa bu defa kaşlarını çatarken ensesindeki elini indirip konuşmuştu. "Şapşal falan değilim ben!" Jisung sinirlenen alfanın keskin çene hatlarına kayan gözlerini hızla çekmiş ve yeniden konuşmuşt...