1.BÖLÜM

35 9 9
                                    

Öncelikle birkaç konudan bahsetmek istiyorum.
Şuan yazma konusunda tamamen deneyimsiz bir yazarım. Yazar kelimesi fazla bile kaçabilir. Kurguyu tamamen tamamlamış bulunmaktayım diyemem. Ama gidişat konusunu kafamda belirledim. Eğer sevilirse spontane devam edeceğim. Ama bu süreçte elimden geldiğince akıcı seyler yazmaya  çalışacağım. Uzun lafın kısası ilk kurguma başlıyorum. Olası yazım hatası veya devrik cümlelerle karşılaşırsanız lütfen maruz görün.
HERNEYSE İYİ OKUMALARR 🖤

Bir hafta sonu sabahı daha ve ben yine evdeyim. Dışarı çıkıp, bir ortama girmekten hoşlanmam. Kucağımda kedim Badem, aşağıda annem ve babamın televizyondan izlediği haberin sesi...

Ben ise odamda elimden düşmeyen telefonumu kurcalıyorum. İnstagramda dolaşırken ekranıma okul grubundan bir mesaj düştü.

* Sevgili 12/D öğrencileri okulumuzda 11 ve 12. Sınıfların katılabileceği bir Yaz Kampı düzenlenecek, dönemimizin bitmesine sizlerinde bildiği gibi 1 hafta kalmıştır. Detayları Pazartesi günü törende açıklanacak. Gelmeyi düşünen öğrenciler sınıf öğretmenlerine bildirmeleri
yeterlidir. Hepinize iyi hafta sonları.*

Bir an bile düşünmeden mesajı kapattım, tabi ki de gitmeyecektim. Sınıfta tek ama en iyi arkadaşım olan Hazal' ın mesajı düştü daha sonra

* kanka naber nasılsın? * kısaca cevap verdim.

* iyiyim, sen? *

* Bırak beni şimdi. Eeee Asel gidiyor muyuz kampa? *

* Hazal lütfen yine başlama gelmeyeceğimi biliyosun *

* Yapma şöyle Asel, 80 yaşına kadar evde mi oturacaksın cidden! *

* Evet Hazal, evet 80 yaşıma kadar evde oturacağım *

Mavi tik oldu mesajın bu görüldüğü anlamına geliyor ama bir cevap gelmedi.
* Hazal, seni kırmak istemiyorum lütfen anla beni hoşlanmıyorum kalabalık ortamlardan bunu sende biliyosun her seferinde aynı şeyi yapmaktan vazgeç, lütfen. *

* Peki Asel *

Çevrimdışı oldu. Telefonumu kapatıp biraz Badem'i sevdikten sonra mutfağa inip kendime kahve yapmaya ve atıştırmalık bişeyler hazırlamaya koyuldum. Salondan annemin sesi
geldi.
" Kızım Asel bizede babanla 2 Türk kahvesi yapar mısın?"
"Tabii ki anne."
Hızlıca cezveye 2 kaşık kahve, biraz şeker ve suyu ekledikten sonra ocağa koyup kendime bişeyler hazırlamaya devam ettim. Kahveler olduktan sonra fincanlara koyup annem ve babama verdikten sonra mutfaktan
tepsimi alıp doğru odama gittim.

Bir hafta sonu daha bitti. Sabah uyanıp hızlıca üzerime siyah okul eteğimi ve beyaz gömleğimi giydim kravatımı da bağladıktan sonra saçımı özensizce tarayıp at kuyruğu yaptım. Badem'e hızlı bir öpücük verip odamdan çıktım. Mutfağa inip yemek için bişeyler hazırladım, bir kaç lokma ağzıma attıktan sonra çıkardıklarımı geri yerleştirip evden çıktım.

Babam ve annem işe benden daha erken çıktıkları için onları ancak akşamları ve hafta sonları görebiliyordum.

Okula vardığımda doğruca bahçede oluşturulan sıraya geçtim. Hazal'ı kalabalıkta biriyle konuşurken gördüm ve el sallayıp yanına doğru yürüdüm o ise sadece soğuk bi gülümseme ile yetindi.

Yanına vardığım da "Selam" dedim o ise aynı soğukluğuyla "Naber? " diye sordu.

"İyiyim, senden naber?".

Nefesini verip "İyi ben aynı" dedi.

Hazal'ı kırmaktan nefret ediyodum ama biliyordu sosyal anksiyetem olduğunu bunun için defalarca psikoloğa gittiğimi ama hala pek bir gelişme olmadığını biliyordu buna rağmen sürekli dışarı çıkmakla zorluyordu. Hazal ile takılmaya seviyordum ama onun benim aksime fazla sosyal olması bazen tartışmamıza neden oluyordu. Hazal neredeyse okulda ki herkesi tanıyordu bunun nedeni okul başkanı olmasından da kaynaklı olabilir.

KOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin