8.BÖLÜM

8 2 0
                                    

Selamm.

Sözlerimi tutan biriyimdirr.

Çok konuşmayacağım bölümle sizi baş başa bırakıyorumm.

                              🏃🏽‍♀️

Neler oluyordu cidden anlamıyordum. Buraya geleli henüz 3 gün olmuştu ve ben ilk gününden başıma bela almayı başarmıştım.

Sertçe gözlerimi gözlerine çevirdim. Yana doğru savrulan yüzünü çevirdi ve gözleri de benim ona attığım bakışlara benzer şekilde karşılık verdi. Hadsizlik bu olsa gerek.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen."
Yüzünde ki bütün kasları gerilmişti.

Alaya gülümseyerek cevap verdim. "Bunu benim sormam gerekmiyor muydu?"

Delirmek üzereydim. Son olanlardan sonra nasıl karşıma çıkmış ve uzun bir süredir gibi dostmuşuz gibi beni bir yerlere götürmeye kalkışabilirdi.

"Bana bak hemen şimdi gidiyorsun ve bende daha fazla uzatmayıp arkadaşlarımın yanına dönüyorum."

"Sen kendi söylediklerine inanıyorsun yani."

Öfkeden ne yapacağımı bilemez şekilde yerimde kıpırdanmaya başladım.

"Ne istiyorsun?"

Gayet rahat bir tavırla. "Benimle gelmeni." dedi.

"Bana mantıklı bir sebep söyle Ateş! Neden seninle geliyim. Hayatımın ortasına pat diye girip beni bir yerlere götüremezsin."

Tahammül edemiyormuş gibi nefesini verdi.
"Asel Karaca sen ve o ela gözlerin şuanda beni takip etmek zorunda."

Neler oluyordu? Soyadımı da nerden öğrenmişti. Bu adam cidden psikolojik sorunları olan bir ruh hatasıydı. Onu ilk gördüğümde bunu anlıyor olmam lazımdı. Hiç bir hareketi bir birini tutmayan aptal herifin tekiydi.

"Sen benim soyadımı nerden biliyorsun? Sana beni kaçırdığın zamanki gibi yine tekrar söylüyorum sen ruh hastası herifin tekisin."

"Soyadınla alıp veremediğim çok şey var. Babanı da sevmezdim senin, en az onun kadar salaksın biliyorsun dimi?"

Ne saçmalıyordu. Benim babamı nerden tanıyordu. İstanbulda işinde gücünde olan bir adamın ne işi olur Muğla gibi alakasız bir şehirde. Oldu da yolu buraya düştü bu adam nerden biliyordu? Aklımda deli sorular dönerken konuşmaya devam etti.

"Ayrıca ben seni felan kaçırmadım, sana bunu daha önce de söyledim salak bir kız gibi bayıldığın için seni götürmek zorunda kaldım. Ama bak iyi oldu yıllardır bulamadığımız Karaca ailesinden biri çıktın."

"İnan ne dediğini anlamıyorum. Senin babamla ne işin olur?"

"Bu ve aklında ki nice sorular için beni hemen şimdi takip ediyorsun." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Olduğum yere çivilenmiştim. Siyah tişörtün tamamen sardığı kaslı sırtını izlerken geri döndü "Amma naz yaptın be yeter. Güzel konuşuyorum olmuyor illa manyak Ateş kimliğime mi bürüneyim?"

Ya söylediği herşey bir yalandan ibaretse. Dişlerimi sıkarak konuşmaya başladım.

"Bana babamı tanıdığına dair bir kanıt göster. Resim, belge herhangi bir şey."

Kafasını salladı ve telefonunu eline alarak biraz oyalandı ve yanıma gelip telefonunu elime tutuşturdu.
Kafamı telefona çevirdiğim de bir fotoğraf olduğunu gördüm.
4-5 adam ellerinde viski kadehleriyle keyifleri oldukça yerinde gözüküyordu. Adamlardan üçünü tanımıyordum ama ikisi...
Biri nasıl olduğunu anlayamadan durmadan karşıma çıkan Ateş diğeri ise hiç beklemediğim birisi olan babamdı. Ateş henüz 18 yaşların da olmalıydı. Omzuna babam elini atmıştı ve tahminen bu fotoğraf 4-5 yıl önce çekilen bir kareydi.
Şok olmuş bir şekilde kafamı kaldırıp Ateş'in yüzüne baktım.

KOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin