BÖLÜM 10

13 4 0
                                    

Şu anda ciddi anlamda kurguyu takip eden bir okurum var :') Onu buradan kocamaaan öpüyorum. İyi ki varsın ve iyi ki hala bölüm yazmamda bana cesaret veriyorsun. İleride bu kurgu bir yerlere ulaşırsa bil ki en çok senin sayendedir.

Neyse yeter bu kadar duygusallık hadi bakayım oku benim hayruşumm. <3

                               🤸🏽‍♀️

Sonunda kamp alanına yaklaştığımızda elimi elinden çektim. Gözlerimin en derinlerine inerek ciddi bir ses tonuyla
"Bu akşam iyice düşün. Yarın seni almaya birilerini  göndereceğim."
Hiç bir yanıt vermeden gittikçe uzaklaşan bedenini izledim. Daha sonra kamp alanına doğru yürümeye başladım. Son 3 gün yaşananları baştan bir düşünüyordum. Ciddi anlamda çok tuhaftı. Bir süreliğine kafamdan olan herşeyi çıkardım ve çadırımın içine girdim.

Hazal içeride yoktu. Tekrar dışarı çıktım ve karşıdan Baran ile birlikte geldiklerini gördüm. Hazal hızlıca koşup boynuma sarıldı. Ayrılınca aynı şekilde Baran'da sarıldı. Ondanda ayrılınca beni çardaklara oturup ahiret sorularına başladılar.

Öncelikle Baran yüzünü duvar gibi sert bir ifadeye bürüdü. "Artık bize gerçekleri anlatıcak mısın?"

Kaşlarımı yukarıya kaldırarak "Gerçekler?" diye sordum.

Bu sefer cevap veren Hazal'dı. "Yolda bayıldın ve yine birileri tarafından hastaneye götürüldün."

Kafamı sallayarak "Evet" dedim. Çok fazla sorgulamayacaklarını söylemişti Ateş, bu da neydi böyle?

Baran sinirle güldü. "Asel birincisinde büyütmedik zaten fazlasıyla korkmuştun ama ikincide o kadar rahat kurtulamazsın. Bizi hocalar gibi yabancı birinin dediği iki lafa inandırabileceğini düşünüyorsan düşünmeye devam et,"

Baranın kurduğu cümleyi Hazal bitirdi. "Çünkü biz böyle bir saçmalığa inanmayız."

İşler bir anda nasıl buraya gelmişti anlamıyordum.
" İkinizde fazla abartıyorsunuz. Ne duyduysanız doğru, fazlası yok. Pekala şimdi biraz uyuyup dinlenmek istiyorum. " diyip ayağa kalktım.

Baran "Nereye kadar kaçıcaksın merak ediyorum. İki gündür her ne oluyorsa bunu tek başına çözmene gerek yok bırak yardım edelim." dedi.

Neyden ve nasıl şüphelendikleri hakkında bir fikrim yoktu ama bir an önce şüphelerini bitirmem gerekiyordu.

"Baran lütfen saçmalamayı bırak. Ne sorunundan bahsediyorsun? Geldiğimden beri olanlar kabul ediyorum tuhaftı ama artık herşey bitti. Sizde kafanızda ki o saçma sapan düşüncelerden kurtulun."

Baran'ın bu işin peşini bırakıcağı yoktu ama en azından şimdilik susucaktı.
Arkamı döndüm ve hızlıca çadırıma doğru yürüdüm.

Saat şuan sabaha karşı beşti ama benim gözüme uyku girmiyordu. Gerçekten tek başıma halledebilecek miydim? Polisten yardım isteyemezdim çünkü bulunduğum konumu düşünürsek babamında oldukça büyük bir suçu var ve her ne olursa olsun zarar görmesini istemiyordum. Sanırım tek çare burada kalıp babamın Ateş'e olan borcunu ödemekti. Kararımı vermiştim. En mantıklı olanı da buydu zaten. Yarının yorucu bir gün olacağını düşünüp bir kaç saat gözüme uyku girsin diye kafamdakilerden sıyrılıp yatmaya çalıştım.

Nihayet uyandığımda saat 10'a geliyordu. Hazal' ı çadırın içinde göremiyordum. Kahvaltıya çıkmış olma düşüncesiyle bende hızla kalktım ve üstümü giyip dışarı çıktım. Çardaklara doğru yürümeye başladım. Hazal'ı gördüğümde yanında Ufuk ile birşeyler konuşmakla meşguldü. Bende hızlıca o tarafa yöneldim ve arkadan Hazal'a sarılıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin