4.BÖLÜM

20 6 0
                                    

SELAAAM.

Bir günde 2 bölümmm 😋

Hepinize iyi okumalar.

                           🏃🏽‍♀️

Parka varana kadar sohbet etmiştik. Kimseyle konuşmayan ben Baran'a herşeyi anlatabiliyordum.

Bana beni sordu. Ona Hazal ile tanıştığımızı o olmadan önce çok kötü zamanlar geçirdiğimi anlattım. Yol boyunca ben konuşmuştum ve ben konuşurken çok büyük bir hevesle dediklerimi dinlemişti.

Bir şeyler anlatırken yaklaşık on dakika önce dediğim şey geldi aklıma ve kısa bir pişmanlık yaşadım. Daha sonra konuşmaya devam ettim.

Bir banka geçip oturduk. Bir anda ortam sessizleşmişti. Sorunu neyse gerçekten önemli bir şeye benziyordu.

Sonunda yüzüne bakıp tehdit eder gibi işaret parmağımı salladım ve "Eee anlatcak mısın yoksa konuşmaya devam edip biraz daha kafanı şişirmemi mi istersin?"

Kafasını sallayarak kıkırdadı. Gülmek gerçekten ona yakışıyordu. Dışarıdan buz gibi biri görünmesine neden olan kişiyle bir gün karşılaşırsam ona bunun hesabını soracaktım.

"Kafamı şişirdiğini de nerden çıkardın?" diye sordu. Yüzüne haylaz bir gülümseme yerleştirdikten sonra "Ben bu durumdan gayet memnunum." dedi. Sonra kendini toparlayıp "Peki o zaman senin tabirine göre şimdi kafa şişirme sırası bende".

Hafifçe gülümsedikten sonra,
"Baran, lütfen canını sıkan neyse artık anlatta bir çaresini bulmaya çalışalım." dedim.

"Biliyor musun Asel, iyi ki seninle tanışmışım. Tanışalı henüz bir hafta bile olmadı ama bana gerçekten çok iyi geldin." Gülümsedim.

"5 ay önce çocukluk arkadaşımı, " derin nefes alıp gözlerini kaçırdı. "kaybettim." Buz kesilmiştim. Bu çok ağırdı. Elimi elinin üstüne koyarak "Ben, çok üzüldüm" dedim. Gözlerimin en derinine baktı. Herhangi bir art niyet arıyormuş gibi uzun uzun baktı. Bu bakışlarından anlam çıkaramamıştım.

Sonunda "Baran, iyi misin?" diye sordum.

"Kendimi bildim bileli Hakan yanımda vardı. İkimizin de hayatından bir çok kişi gelip geçti. Ama biz yaşadığımız sürece ayrılmayacağımıza söz vermiştik. Bir gün onunda benim hayatımdan geçip gideceğine ihtimal vermiyordum. Hayat işte insanın asla olmaz dediği şeyleri rahatlıkla oldurabiliyor. Son beş aydır herkes bende bir şeyler değiştiğini bir şeylerin kopup gittiğini fark ediyor. Ama sadece bununla yetiniyorlar. Annem ile babamda çok severdi Hakan'ı. Aklıma hayatta bir gün onun vefat edeceği ve babamların cenazesine bile katılmayacakları gelmezdi. Cenazenin olduğu gün önemli bir iş toplantılarının olduğunu söyleyip gelmediler. Kimse umursamıyordu. Babası Hakan daha bebekken terk edip gitmişti. Annesi ise iki sene önce kanserden öldü. Sessiz sedasız uğurladım onu. Hakan öldükten sonra benimde yaşamam için bir sebep kalmadığını düşünüyordum. O olmadan da yılların geçmeyeceğini iddia ediyorum. Bir şekilde beş ay geçti ve ben bunun ona haksızlık olacağını düşünmeye başladım. Yaşadığı sürece zor zamanlarım da yanımda olup bir şekilde beni mutlu etmeyi başarıyordu. Şimdi ise o yalnız başına ve muhtemelen mutsuz. Onu mutlu etme sırası bende. Aldığım her bir nefesi onun için alacaktım. Kahkahalarımda, gözyaşlarımda hayatımın her döneminde o olmasada olucaktı."

Uzun ve soluksuz konuşması bittikten sonra dolan gözlerimden yaşlar düşmeye başladı.
"Senin çok iyi bir kalbin var biliyorsun dimi? Söylediğin şeyler..." birden duraksadım ve sesimin gür çıkması için ellerimi ağzımın iki kenarına koyup gökyüzüne doğru bağırdım.

"Hakan, eğer beni görüyorsan ve duyuyorsan bil ki ben seni görüp, duymadan, tanımadan çoook sevdim. Sana yemin ediyorum ki bende hayatımın her bir anını senin için yaşayacağım. Ve harika dostunu senden devralıyorum. Senin yerine ona çok iyi bakacağım. Bu saatten sonra gülümsemesini yüzünden hiç eksik etmeyeceğim." sonunda yorulup sustuğumda. Baran'a doğru dönüp kısılan sesimle "Duymuştur değil mi ?" diye sordum.

KOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin