5.BÖLÜM

16 5 0
                                    

SEE LAMM!

Yine ben geldimmm.

Diyeceklerim yok bölümü salıp gidiyorum.

İYİ OKUMALAR!

                              🏃🏽‍♀️

Eyvah! Şuan korkudan bayılabilirdim. Hızlıca arkamı dönüp koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmeden öylece koşuyorum. Gördüğüm adam birden bire önüme geçip beni durdurdu ve "Nereye gittiğini sanıyorsun?" diye sordu.

Korkudan titrek nefesler alarak "Kayboldum." dedim.

Adam onunla alay ediyormuşum gibi gülerek "Kayboldun öyle mi?"

Hızlıca kafamı salladım. Tam gidicektim ki kolumu tutup yine engelledi.

"Adın ne senin?"

Ne istiyordu bu adam benden. Bir an bulduğum cesaretle adamın yüzüne yaklaşarak konuştum.

"Pardon da tanımadığım bir adama ismimi söylemem ne kadar doğru?"

Adam da benim suratıma yaklaşarak.
"Tanımadığın adam öyle mi?" diye sordu.

Kısaca dişlerimin arasından "Öyle" diye cevap verdim.

"Tamam kimin adamı olduğunu söylersen cezanı hafifletebilirim."

Şaşkınlıkla suratına baktım. Ne diyordu bu böyle.

"Ne adamından bahsediyorsun ya okul gezisiyle geldim ben buraya kayboldum ve şimdi yolumu bularak geri döneceğim."

Adam aynı alaycı gülüşüyle cevap verdi.

"Yalan söylemekte profesyonelim diyorsun, iyimiş"

"Neden bahsettiğini gerçekten anlamıyorum. Ayrıca yalan söylediğim falan yok, henüz tanımadığım bir adama neden yalan söyleme gereği duyayım değil mi?" diye açıklama yaptım. Derdi neydi bu adamın.

Sabrının son noktasına geldiğini yüzünden anlayabiliyorum.
"Peki tamam, kimin adamı olduğunu söyle inan sana hiçbir şey yapmayacağım. Gençliğini yakma çık bu sulardan sende."

Şuan korkudan ölebilirdim fakat bu adam gelmiş bana saçma sapan şeyler geveliyordu. Bende bir anlık korkunun vücuduma vermiş olduğu şokla daha fazla dayanamayıp adamın suratına doğru bağırmaya başladım.

"Yeter artık! Kimden de neyden de bahsettiğini bilmiyorum," gözümden yaşlar akmaya başladı fakat ben konuşmaya devam ettim. "Sana söylediğim gibi buraya okul gezisi için geldim. Arkadaşlarımla yürürken bir tavşana daldım ve peşinden buralara kadar gelip kayboldum. Ve az önce de arkadaşımla konuşurken telefonum kapandı ve muhtemelen delirecek duruma gelmiştir. Özellikle öğretmenlerim, bulunduğum an onlardan azar yeme korkusu yetmezmiş gibi bana saçma sapan şeyler zırvalıyorsun. Kimsenin ajanı değilim yemin ederim tanımıyorum kimseyi şu saate kadar ezik bir lise öğrencisiydim ama hiç tanımadığım bir adama bu kadar bağıracak kadar çıldırttın beni. Gerçekten yeter!" sustuğumda ağlamaktan ve bağırmaktan boğazım acıyordu.

Vücudum ilk defa bu kadar adrenaline mağruz kaldığı için daha fazla dayanamayıp yere yığıldı. Henüz bilincim kapanmadan biri beni kucağına alıp yürümeye başladı. Gözlerim ise yavaşça kapandı ve bilincim tamamen gitti.

Uyandığımda karanlık bir yerde koltukta uzanıyordum. Üzerimi örtülen battaniyeyi üzerimden çekerek koltukta oturur pozisyona geçtim. Etrafı inceleme fırsatı bulmadan kırık ve eski bir kapıdan benden 1-2 yaş büyük gözüken bir çocuk girdi.

"Demek uyandın, patrona haber versem iyi olucak." diyip kapıdan yine çıktı.

Tamamen kendime geldikten sonra neler olduğunu düşündüm. Kumral saçlı adam... ajanlık... yalan... yere yığılışım... Doğru bayılmıştım ve muhtemelen yabancı adam beni buraya getirmişti. Geldiğim ilk günde nasıl başımı derde  sokabiliyordum. Lanet olsun! Bulunduğum oda da küçük bir pencere vardı ve gece olmuşa benziyordu. Bu pencereden kaçsam bile dışarısı soğuk olmalıydı ve asla yolumu bulamazdım. Burada ise başıma ne geleceğini bilmiyordum. Hiç çıkış yolu yoktu.

KOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin