13.Bölüm

611 63 28
                                    

Merhaba nasılsınız?
Ben çok iyiyim bugün BTS'İN konserinin ilk günüydü ve harikaydı tekrar tekrar aşık oldum onlara.En çok mutlu olmamın sebebi Namjoon'un grammy ve antiler hakkinda söyledikleri...Bu konuşmanın yapılması gerekiyordu zaten...Namjoon Ve Chan en iyi liderler bunu kimse inkar edemez.

Txt ve Stray Kids etkileşimleri alıyoruz bayadir, ah bir klip gelse keskee ...ya da collab...
Oyuncu Song Joon Ki şu an Türkiye 'de Üsküdar da çekim yapıyor, imzalı foto alanlar bile var kıskançlıktan kurdurmak üzereyim....

Evet konudan konuya atlayip kafanızı sisirdigime göre hikayeye geçelim..

......ding dong......

Hyunjin'in ağzından:

Elimdeki kırmızı acı şarapla çalışma odamda oturuyor, son zamanlarda olanları düşünüyordum. Ah ,şu çilli nasıl da alt üst etmişti tüm dengemi.Mahvetmişti beni.Onu sürekli özlememe sebep oluyordu.Konuşurken gözlerinin büyümesi, kaşlarının havaya kalkması, yüzünü hafif kırıştırması...

Lanet olsun daha önce hiç böylesine hissetmemiştim. Bu çocuk soğuk bedenimi ısıtıyor ,yıllar önce atmayan kalbimi hızlandırıyordu. Bir insanın böyle hissettirmesi iyi değildi benim için. Ben vampirlerin lideri Hwang Hyunjin bir aciz insan yüzünden duygu karmaşası yaşıyordum. Ne komik ama.

Felix'e az da olsa bir şeyleri anlatmanın üzerinden iki saat geçmişti. Onu odada yalnız bırakmıştım. Sindirmeye ihtiyacı vardı. İkimizinde vardı. Onun beni kabullenmeye benimde onu kurban dışında görüp göremediğime kendimi inandırmaya.

Çalınan kapı ile bardağım dudağımdan çekip 'gir 'komutu ile gelene yönlendirmiştim gözlerimi. "Düşünceli görünüyorsun." Dedi Chris içeriye girerken ,kapıyı kapatarak.
Masanın üzerindeki şarapı ona uzatıp bir shotta onun atmasını isterken söylendim "beni bu kadar iyi tanıman hiç hoş değil. "Homurdanmamla dudaklarında tembel bir gülüş peydahlandı.Fakat aniden yüzü ciddileşerek konuşmaya başladı. "Onu gerçekten neden buraya getirdin?  O bir insan ."sesi sorgulamaktan ziyade kızgın bir şekilde çıkıyordu.Liderdim kimse benimle böyle konuşmazdı, konuşamazdı ama Chris bir istisnaydi  ,benim en iyi dostumdu,o bana daima yardım eder asla kararlarima itaatsizlik yapmazdı. Şu an ise sadece kafası karışıktı, Felix'i buraya getirmem herkesin kafasını karşıtırmıştı.
"Chris biliyorsun ki ben asla mantıksız hareket eden birisi değilimdir, insanlar hakkındaki düşüncelerimi en iyi sen biliyorsun. " sesim havaya ağır ağır karışırken Chris dediklerime başını sallayıp "evet,biliyorum zaten bu yüzden soruyorum .Bana ne olduğunu anlat lütfen."

Sesi sonlara doğru yalvarırcasına çıktığında daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Elimdeki bardağı dudaklarıma götürüp büyük camlı bölgeye ilerledim.Her yer zifiri bir karanlığa gömülmüştü, yaşam sırası bize ayrılan zamandaydı.Tanrı insanlara çok şeyi vaadetmis onlara her şeyden vermişti, bize de gecenin karanlığında özgürce dolaşmayı...

"Bilmiyorum. " dedim sesimi sabit tutmaya çalışarak. Chris konuşacağımı anladığı an yerinden kalkmış ve yanıma gelmişti. Bir eli omzumu okşarken diğer eliyle şarapı yudumluyordu. "Anlat ,bekliyorum. "
Keskin bir soluk çektim ciğerlerime,cesaret nefesiydi bu,ilk kez birine duygularımı açacağım cesaretin neresiydi bu.

"Daha önce hiç kalbinin attığını hissetin mi? "Sorduğum soruyla anlik bir öksürük krizine girdi.Şaşkınlikla kaşlarını sorgularcasina çattı artık söz ağızdan bir kere çıkmıştı. "Hayır, olmadı. Neden ,şimdi bunu sordun ?"
Dudaklarımda yıkılmış bir gülümseme peydahlandı."şu küçük çilli çok olmaya başladı, resmen babamın yok ettiği kalbimi tekrardan attırmaya başladı. " sonlara doğru sesim yükselmiş ,öfkeyle şarap dolu bardağı duvara firlatmistim. Chris yüzüme şokla bakıyordu. Elleriyle saçlarını sertçe arkaya taramış ,üzgün bir ifadeyle bana dönmüştü.

"Bu nasıl olur o ..o bi-r insan sen , sen ise bir safkansın .Vampirlerin liderisin. Nasıl bir insan senin kalbini attirabilir ki? Bu ..Bu imkansız .." bir ileri bir geri yürüyor beni daha da geriyordu. Öfke benliğimi öyle ele geçirmişti ki gözlerim maviden kırmızıya dönmüş,tırnaklarım da hafif uzamalar olmuştu bile.Chris dönüşeceğimi anladığı an yanıma gelip iki omzumu sarstı ,kendine getirmek için. "Hyunjin ,sakin ol,sakin ol.Şimdi dönüşemezsin bir insan var burada ,Felix burada lutfen sakin ol.Bana bak ."

Geçmişimde daima bana destek olan dostum ,her yıkıldığım âna şahit olan dostumun gözleri dolmuş bana korkuyla bakıyordu."Bu olmamalı, bu laneti yok etmeliyim.Chris ,bana yardım et,yardım et bana ."Kırmızı gözlerimden yaşlar akıyor ,boğazım her kelimeme birer titreme bırakıyordu.Chris'in kollarına tutundum .Onu sarstım yavaşça "Chris ,bunu yok et , bu durumu anlayamıyorum bu aptal hiçbir şey bilmeyen çocuk nasıl benim ruh eşim olabilir.Ben ,ben koskoca vampirlerin yegane imparatoru Hwang Choi'yi ortadan kaldırmış kişi ,nasıl bir insan ile ruh eşi olabilirim. NASIL!" Sonlara doğru öyle bagirmistim ki odadaki bazı eşyaların sallanması, bardakları devrilme sesi gözümden kaçmamisti .Chris korkuyordu ,tekrardan büyük bir yıkım yapmamdan korkuyordu.
Herkes korkuyordu koca bir imparatorluğu yok eden ,babasını öldüren benden.

Babamın ölmeden önce beni o yetimhanenin mahzenine hapsetmesini şimdi anlıyordum. Bilerek yapmıştı,o çillinin oraya geleceğini biliyordu .Lanet olsun ,ondan ne kadar uzak kalsam da sürekli onun yanında kendimi bulmamdan anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini.

Lanet olsun ki ondan hoşlanmıştım, güzeldi, kahretsin ki çok güzeldi. Ama masumdu , fazla temizdi, benim gibi bir iblisin yaninda olmamalıydı. Üstelik insanlardan bu kadar nefret ederken. Ben bu kadar kirliyken.
Onu ilk gördüğüm andan beri sadece büyümesini beklemiştim. Onu yanıma alacaktım ya da belki de kendime bir ziyafet. Ve o büyüdü beni her seferinde kendine hayran birakatıracak şekilde güzelleşti ama asla çocukken ki Felix değişmedi. Hep masum kaldı, yine her yerde eziklenen kişi oldu.

Fakat bir ara onu hiç aramamıştım ve takip edememiştim. Vampirlerin arasında büyük sorunlar yaşanıyordu. Birileri sürekli vampirlere zarar veriyordu .Jisung'a bile.
O gün Jisung'un kokusunu hiçbir yerde alamamistim ,onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Bir ekibim vardı ve Oddinary bu ekiple ayaktaydı.Onlar benim ailemdi. Onlara zarar veren kişiyi mahvedecektim. Fakat benden daha delirmiş biri varsa ki bu da Lee know'du.Jisung'un platonik aşığı ama bir türlü kabul etmeyen aşıgi. Herkes farkındaydı! Jiung hariç.

Ve o gün olan olmuştu benim takip etmeyi bırakıp ulaşmayı kestiğim çocuk, Felix,beni arayarak her seyi mahvetmisti, bana kendisi gelmişti. Ölüm meleğini aramıştı farketmeden.Onu gördüğüm an ne kadar büyüdüğüne şaşırmış ,cinsel dürtüme engel olamamıştim. O bir vampiri baştan çıkartacak kokuya sahipti. Ve lanet olsun her ne kadar onunla ruh eşi olmam korkunç olsada bana aitti.O yalnızca bana aitti.Ona eşim gözüyle bakmıyor olabilirdim ama be onu eşim olduğunu bilmeden de sahiplenmistim. O küçük karanlık mahzende o adamın elinden kurtardığım andan beri.

Sonlara doğru biraz sakinleşmem ile Chris elindeki telofondan bir şeyler yaptı. Dah sonra çok geçmeden içeriye Jisung girdi elinde bir tüp şişe kan ile.Bakışları bana dönünce sert bir soluk çekmişti, gerilmişti.Elindeki tüpü hızlıca açıp şırıngayla boynuma batırdı. Vücuduma giren kan ile bedenimi bir rahatlama almıştı. Jisung elindeki şırıngayì yere masaya bıraktıktan sknra Chris's döndü. "Bu son tüptü, hyung ne yapacağız.?" Bu aralar sık sık şoklar geçiriyordum ve bu yüzden antikor kandan içiyordum. Bunkan her yerde bulunmaz, herkese verilmezdi.Eşim olmadığı için ruhumu bu kan ile iyilestiriyordum.
Eşim?
Chris gergince bir bana bir Jiunga bakıp sonunda konuşmaya baslayinca ,söyledikleri ile kasıklarımda balyoz yemiş misali titredim.
"Odadaki antikor bence gayet yeterli."



Merhabalar, umarım bölümü beğenirsiniz. Hyunjin'in dünyasına hosgeldiniz.

ODDINARY / Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin