15.Bölüm

571 65 31
                                    

Merhaba nasılsınız?
Umarim hayatınızda her şey yolundadır.
Yeni bölüm karşısındayım.

Umarim beğenirsiniz
Çok hızlı yazdığım için yazım hatalarından dolayı şimdiden sorry!

Başlayalım
❗Let's Go❗

       Bir gün derste Romeo 'unun aşkını tartışmıştık.Kimi Romeo'nun daima Juliet'e karşı oldukça romantik bulurken bazıları ise Romeo'nun kendini Juliet ile sınırlı bıraktığını Juliet olmasa başkası olacağını bu yüzden aşkın tamamen bedensel arzu olduğunu kişinin dış görünüşünün olmadan aşkın var olmayacağını savunmuştu. İlkinde saçma bulmuştum bu argümanı. Evet bir yerden haklılardı aşk derin bir arzuyu temsil ediyordu.
İnsanlar bedensel arzularını artık aşk adı altında yaşıyordu. Aşkın burada suçu var mıydı?

......

  Kalbim ağrıyordu,nefesim kesiliyor ölmek istiyordum .Gerçekten nasıl da sevinmiştim Hyunjin'in bana karşı hisleri olduğuna. Aptaldım.Aptal.

Acınası halime kahkaha atan kötü bir ben vardı içimde "aptal Felix, nasılda inandın ona .Sana bir şey itiraf bile etmemişken nasıl da bıraktın kendini.Her şeyinden ödün vermene değer miydi ?"

Gözlerim dolmuştu, biraz önce Hyunjin ile yaşayacağım zevkli anın getirdiği heyecan gitmişti. İçimde hiçbir his yokmuş gibi ona bakıyor bir şeyler demesini istiyordum.Bunun yalan olmasını, beni sadece sevdiği için öptüğünü bilmek gibi,ihtiyacım vardı bu cümlelere...

Ama o sadece gözlerimin içine bakıyor benden bir tepki bekliyordu.Oysa ki ben tüm davranışsal yetimi kaybetmiştim onun karşısında. Onun ruh eşi olduğumu öğrendiğimden beri.

Sevilmek güzel histi ,birinin size değer vermesi güzel histi.Bu hissi bulduğumu düşünmüş onun kollarına kendimi özgürce bırakmıştım. Ama asıl bırakmamam gereken kollar onunken bulmuştum kendimi.Beni sevdiği için değilde görünmez bağlarla bağlı olduğumuz için bulmuştu, öpmüştü. Bana değil aramızdaki bağa geliyordu .Kimdim ki zaten ben ...Hiçkimseydim. Hiçkimse...

"Şaşırma duygun hâlâ devam mı ediyor yoksa devam edelim mi?" Dedi Hyunjin gözlerimin içine arzu ile bakarak.Sahi görmüyor muydu ne kadar kırıldığımı madem ruh eşiydik hissetmiyor muydu içimdeki fırtınayı. Bok gibi hissediyordum. Yıpranmış ve kullanmış bir kağıt gibiydim .

Ona aşık olmuştum, bir vampire hemde .Onu kabul etmişti kalbim.Sorgula
mamıştım bile .Sadece onun da beni sevdiğine inanmıştım ,beni sevdiği için izlediğini ya da dokunduğunu oysa o sadece ruh eşi olduğumuz için yanımdaydı. Ben ona babasından kalan bir lanettim. Onun en büyük düşmanından kalan tek kötü gerçektim. Şimdi ise onun yatağında onun bedeninin altında alev alev yanarken bu gece bittiğinde beni yasatacagindan bile emin değildim. Belki kanımın son damlasına kadar beni tükecek sonra aciz bedenimi bir sokağın köşesine atacaktı. Kimsesizlerin soranı olmazdı, belki kaybolduğumu bile kimse farketmezdi.
Kötü bir histi bu .Öldüğünde bile kimsenin bihaber olması gerçekten kötü bir histi. Her canlı kendisine değer verilmesini isterdi ne de olsa ya da bu dünyadan gittikten sonra birileri tarafından hatırlanmak gibi...sahi ben gidersem buralardan beni hatırlayan biri olacak mıydı?  Felix diye birinin de yaşadığını birileri söyleyecek miydi?  Yoksa okunmamış bir eski kitap gibi kimsenin bakmaya bile tenezzül etmediği rafa mı kaldırılacaktım.

"Üstümde kalk!" Donuk çıkan sesimle ona seslendiğimde nihayet gözlerini yüzümdeki çillerden almış gözlerime bakmıştı. Ne de sevinmiştim çillerimi seven biri olduğu için. O da yalandı bana söylediği her şey sahteydi .Artık ona inanmayacaktım.

ODDINARY / Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin