21. Bölüm

510 58 97
                                    


Felix'ten

Hayat neden benim gibilerine bu kadar acıydı anlamıyordum. Birilerinin gülmesi için neden birilerinin gözyaşı dökmesi gerekiyordu ki ?
Herkes mutlu olamaz mıydı?

İki gün olmuştu eve uğramayalı. Bu iki gün boyunca benim kadar yalnız sokaklarda kalmış gecenin karanlığında uzun uzun düşüncelere dalmıştım. Sokakta yüzü gülümseyerek dolaşan insanları görünce kendi halime acıyordum. En son ne zaman böyle dolu dolu gülümsedim ki?

Hayatım iyicene arap saçına dönmüş ve insanlar yetmiyormuş gibi birde insanüstü varlıklarla uğraşıyordum.
Hem de birinin ruh eşi bile olurken ...

Farkında olmadan Hyunjin'den etkilenmiştim ve ilk kez hoşlantı denilen o garip duyguyu hissetmiştim üstelik bir erkeğe ,vampir olan bir erkek.
Yaşadıklarımı bir başkasına anlatsam bana inanır mıydı ,sanmıyorum daha doğrusu birinin halimi anlayıpta beni soracağından da şüpheliydim.
Yıllardır  rehberimde ev sahibim ve birkaç okul hocasının numarası dışında kimse bulunmuyordu.
Ah bir zamanlar annem de kayıtlıydı onu  fedakar kahramanım diye kaydetmiştim ,tabi o da beni bu dünyayi terk edip bir başıma bırakana kadar...

Kimseyi suçlamamıştım bugüne kadar.Hep onlar yapardı ben özür dilerdim. Bu bir döngü olarak hayatımda devam ederdi .
Babam beni azarlayıp ,hırpalarken bile neden bana bunu yapıyorsun dememiştim korkak bir çocuktum her zaman kendi gölgesinden bile korkan bir aptalın teki.

Fakat artık canıma tak etmişti. Bir şeylerin sürekli olarak üzerime oynanması beni sinir etmişti. Herkes beni bir kukla gibi oynatirken çok eğlenmiş benim ne kadar derin yaralar aldığım asla önemsenmemişti.

"Neden ?"diye bağırdım yaklaşık beş saattir bulunduğum yüksek uçurumun kenarında, kimsecikler yoktu yalnız ben ,gökyüzü ve taşlara vuran öfkeli dalgalar...
Gözlerimden akan yaşın haddi hesabı yoktu ellerim dizime kapanmış biçimde yere oturmuş öylece izliyordum karşımdaki her yere ışık saçan güneşi.
Etraf ağaç doluydu ve büyükçe bir ağacın gölgesi bana yansıyor saçılan ışığın bana gelmesini engelliyordu. Farkettigim şeyle bir kahkaha patlattım,asla samimi olmayan öfkeli bir kahkaha.

"Lanet olasıca ışığını dünyaya yayarken bile beni es geçiyorsun ! Şaka gibi!" Öyle dolmuştum ki öfkemi dağdan taştan çıkartıyor, ışığını bana göndermeyen güneşe bile kusuyordum ,halbuki sadece yaralı bir çocuktum ve beni kimse iyilestirmiyordu.

"Neden !lanet olasıca herif! Neden döndün!" Boğuk sesim yüksekten bağırdığım için yankı yapıyor sesim bana her geldiğinde cevap bulamayışımın umutsuzluğunu yaşıyordum.

Hyunjin hayatıma girdiğinden beri ona fazla bağlanmış ve bir umut onunla gelecek hayali bile kurmuştum. Onun varlığı insanlık için korkunç görünsede bana mutluluk veriyordu.
Ondan uzak kalmak istemiyor her an özlüyordum ama kahretsinki iki gündür onu görmüyordum hepsi gelen post yüzündendi.

Avucuma sıkıştırdığım mektuba sinirle baktım ondan nefret ediyordum beni böyle bi iki cümlesiyle bile aglatmasindan nefret ediyordum, ben Lee Felix babam olucak adamı öldürmek istiyordum!

Annemin katili,çocukluğumun katili adam girdiği parmaklıklar ardından çıkmıştı ve birde utanmadan bana mektup yollamış birde dolaylı yoldan tehdit etmişti. Yine her şey düzeliyor diye umut ederken mahvoluyordu ve başrol hep aynıydı, lanet olası babam.

Bizi terkeden kendisiydi, bizi aldatan bizden sıkılan ...Peki biz hayatından çıkmak istediğimizde neden bize düşman kesilmişti neden bizi sürekli ağlatmak istedi,annemi bile hayattan kopardı peki hâlâ ne istiyor. Neden peşimi bırakmıyor?

ODDINARY / Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin