10.Bölüm

640 69 29
                                    

Birinin beni dürterek sarsmasıyla kestirdiğim uykudan uyanıverdim. Ani uyanma sebebiyle titrek bir nefes almış ellerimle gözlerimi sertçe ovalamıştım kendime gelmek için. Omzunun üzerinde bana bakan yaşlı amcaya bakarken buldum kendimi, durağa gelmiş miydik? "Oğlum, nasıl bir uykudasın öyle kaç dakikadır uyandırmaya çalışıyorum. Hadi in de geri döneyim. " Dedikleri ile gözlerim şokla büyüdü. Ne yani son durağa kadar uyumuş muydum ? İyi de bu imkansızdı ben rahat olmayan yerde asla derin uyumazdim ki? Şoför amca ona uzun süre bakakalmama sinir olmuş olaca ki omzumdan pat patlayıp "oğlum insene acelem var." Hızla yerimden kalkıp eğilip özür diledikten sonra otobüsten indim bir an önce zira yoksa biraz daha kalırsam dayak yiyebilirdim o kadar sıradan gecen hayatıma başka aksiyon istemiyordum.Yola baktığımda eve çok az bir mesafe kaldığını farketmem ile üşümüş ellerimi cebime tıkayarak yürümeye yürürken Hyunjin'i düşünmeye başladım. Kendimi çocuklarıyla sokakta kalmış bir kadın gibi hissediyordum.Gerçekten Hyunjin'den etkilenmiştim ,ona ilkimi verecek kadar,onu tanımadan hissedecek kadar ,toplumun beni dışlayacagını bile bile hoşlanmıştım. Şu an çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum ama aynı zamanda Hyunjin çıkıp gelse ve özür dilese affedecek gibiydim.Aşk böyle bir şey miydi birini her şeyiyle olduğu gibi kabul etmek mi ? İyi de Hyunjin'e aşık değildim ki ,öyleydim değil mi?

...
Kendi sessiz sokağımin başına geldiğimde sıcak bir nefes verdim dışarıya. Nefesim bir buhar olup karıştı gökyüzüne .Ne kadar da ruhsuz bir mahalleydi burası, ne soran var ne giden ...
Adımların küçük fakirhaneme doğru ilerlerken kapının önünde oturmuş ev sahibini görmemle yüreğim ağzıma gelmiş gibi öksürmeye başladım. Ev sahibim çıkan gürültülü öksürmemle bana dönüp geldiğimi görünce yüzünde aptalca bir sırıtma peydahlandı.Artık yeni bir ev bakma zamanı geldi ha! Kesin kovacak ve birde para için kısacık bir süre verecekti. Kalbim ona yaklaştıkça daha da hızlanıyor kulaklarım duyacağı tahmin edilesi sözler için kendini hazırlıyordu lakin ben hazır değildim. Keşke eve gelmeseydim bugün kahretsin!

Yanına ulaşınca sert bir soluk çekip ona baktığımda "Efe-dim buyurun bir sorun mu vardı ?"
Aferin Felix, aylardır kirasını ödemediğin adam kapıya gelmiş sen bir sorun var mı de!
Aptalın tekiyim cidden .Ev sahibim söylediğim şey üzerine hafifçe yüzünü buruşturup "Birde soruyor musun sen ? Paramı vermeyi ne zaman akıl edecek-"aniden sözünü kesip "lütfen efendim, beni kovmayın bakın ek bir buldum parayı denklestirip direk getireceğim. Lütfen bu zamanda kiralık uygun ev asla bulamam ."Bana şaşkınca baktı söylediklerimi sorguluyordu "ne diyorsun oğlum yatırdın ya tüm kira borcunu ." Ağzım söyledikleri bir karış açıldı, ruhumu ufak bir heyecan esir aldı. Nasıl ödenmiş ki benim yatırmadığıma göre kimdi?
"Ne-ne efendim bu nas-sil olur yani kim ödemiş ki ?" O da şaşkınlıkla bana bakmaya başladı " sabah bir iki adam yanında bir sözleşme ile bana geldiler. Ne kadar borcun var diye beni sorguladılar çok ciddiydiler bana tüm borcunu ödeyip gittiler.Oğlum bak değişik tiplerdi sen mafyaya falan mı bulaştın borcu ödemek için, eger öyleyse nasıl kurtulursun oradan ?" Şokla onu dinlerken aklımda sadece tek bir düşünce dönüyordu 'garip adamlar, zengin, sözleşme, Hyunjin ,lider...'
iyi de daha çalışmadım ki ,nasıl oluyor da ilk günden bu kadar para verdiler ki? Fazla zengin olmalıydılar zaten onların insan olduklarından bile şüpheliydim. İzlediğim birkaç filmden hareketle vampir olduklarını düşünüyordum ama yine de inanmak istemiyorum aklım. Mantıklı birer açıklama bulamıyordum. Ev sahibim omzumu pat patlayıp gitti beni hiç sormamıştı. Cidden tek derdi para olan insanlar hiç hoşuma gitmiyordu.
Yüzümde küçük bir sırıtma ile eve girerken kalbim borçların ödenmesi dolayısıyla o kadar mutlu atıyordu ki artık her gece eve geç kalmama-bilerek-gerek  kalmayacaktı. Salona girip kendimi koltuğa attığımda gelen kendine ait olma hissi o kadar huzurluydu ki insanın kendi evi gibisi yoktu .Karnımdan gelen gururltular ile mutfağa gidip hazır ramenlerden bir tane pişirip yemeye başladım. Ramen en sevdiğim yemekti .
Annemle eskiden ramen günleri yapardık aslinda o zamanlar eve ramenden başka bir şey gelmezdi ama biz mutluyduk her gün yerken ramen günü ya da başka isimler verirdik bu sayede ben çocukluk halimle bu yemekten sıkılmaz, oyun haline getirdiğimiz bu durumu özler dururdum.Karnımı güzelce doyurduktan hızla odama ilerlemiş dolabımdan siyah bir pantolon siyah bir spor bluz ve üzerine deri ceketimle evden ayrılmıştım. Bu aralar aksattigim bir okulumu telafi etmeli derslere katılmalıydim. Geldiğim kampüsün önünden etrafıma göz gezdirdigimde her zamanki iğreti bakışlar yine üzerimdeydi. Aldırmadım, bir de o kadar kafa karışıklığıyla onlarla uğraşamazdım. Başım öne eğik biçimde sınıfa doğru ilerlerken koluma bir başka kolun girmesi ve birinin ensemden tutup beni bir tuvalete sürüklemesi sadece birkaç dakika sürdü. Ani gelişen olay karşısında sadece ağzımdan basitçe bir 'ne-ne -nler-neler oluyor' olmuştu. Beni soktukları tuvalete kendileride girince kapıyı kapatıp kilitlediler. İşte şimdi hapı yutmuştum.Gözlerim beni buraya sokan kişilere yönlendiginde onlarla daha önce karşılaşmadigima emindim. Üç kişilerdi bende uzun ve hayli kalpli olan bu çocuklar şu an benden ne istiyor bilmiyordum.Sert bir soluk  çekip tam gözlerinin içine bakarak-yersiz bir özgüvenle sordum "ne istiyorsunuz ?" Ortadaki çocuk bir adım bana doğru attı yüzünde iğrenç bir gülümsemeyle "duyduğuma göre birilerinin altında yatıyormuşsun, para karşılığında haha." Söyledikleri mideme kramp sokmuştu onlar bunu biliyorlar mıydı?"Ne saçmalıyorsunuz siz ,derdiniz ne?" Para karşılığında Hyunjin ile yatmamıştım ki  ondan etkilenmiştim ben. Şu an bu ithamı kabul edemezdim. "Öyle bir şey yok eğer olsa bile sizi ne ilgilendirir. " çocuğun suratı bozulmuştu sinirle çıkan sesime karşı, yakama aniden yapıştı tükürürcesine "benimde altımda olmanı istiyorum seni bugün dövmemenin karşılığı olarak he ne dersin.? " Ellerini sertçe itip bir tekme savurdum bacak arasına "ne dediğinin farkında mısın sen lan ?" öfkeyle konusmaya  başlayınca bizi izleyen arkadaşları durur mu hemen bana daldılar. Ne kadar yumruk yedim bilmiyorum. Canım fena hâlde yanıyordu ağlamaktan sesim kısılmışti, zor çıkıyordu artık. Onlaridurun yeterbile diyemeyecek kadar berbat bir haldeydim. Sesimi duyan ise zaten kimse değildi Hiçkimse değildi...
Üç zorbada beni dövmeye, hakaretler etmeye son verip tükürdükten sonra çekip gittiler.Beni tuvaletin soğuk zeminine kanlar içinde bırakarak...Gözlerim ise ağlamaktan artık açılmıyordu bile hatırladığım tek şey ise bilinmeyen bir karanlıktı.

Wonho :

Bizimkiler ile aptal ezik Felix 'i bir güzel benzetmiştik. Resmen tüm sinirimi ona kusmuştum onu daha sık dövmeliydim. Arkadaşlarımla oradan ayrılıp okulun çatı katına sigara içmeye çıkmıştık şimdi. Herkes, yeryüzü,şu an ayaklarımın altında gibiydi."Hey Wonho -shi Felix ölmez degil mi ? "Deyip kahkaha atan Jseph ile bende gülmüştüm. "Haklısın bir deri kemik aptal bir silik işte. " sözlerimle tekrar gülüşmeler olmuştu. Subinn bana  dönüp "Wonho neden ona yatak teklifi ettin,başka bir bahane de olabilirdi dövmek için " diye sorunca Subinn 'e öfkeyle baktım "aptal mısın oğlum sen onu en hassas konudan vurdum işte gerizekali benim mi sorguluyorsun sen ?" Subinn bana şüpheli gözlerle bakmaya devam ederken aynı tavrı sergiledigimi farkdince önündeki sigarayı içmeye devam etti.Her şey sakince devam ederken  aniden kolumda hissettiğim soğuklukla arkama döndüm kimse yoktu ,birini hisssetigime emindim .Önüme dönmem ile karışımda bana kızıl gözleriyle bakan bir adamı görmem bir anda oldu.Bastığım çığlıklarımı duyan çocuklar bana anlamsızca bakıp duruyorlardı ."wonho iyi misin oğlum ne bağırıyorsun lan öyle " hızla onlara dönüp elimle karışımda bana psikopatça bakan kişiyi gösterdim.Ama onlar oraya baktığında hiçbir şey görmüyordu çünkü az önceki kişi aniden yok olmuştu.Ellerim titriyordu sigaram yere düşmüş gözlerim gördüğü şey ile şok olmuştu.
Sobinn ve Jseph yanıma gelip "Wonho-shi eve git hadı yoğunluktan hayal görmeye başladın sen." Başımı hafifçe salladım, haklılardı dün gece sabaha kadar oyun oynamıştım. Uykusuzluktan olmalıydı. Onlara ufak bir veda edip arabama ilerleyip eve doğru sürmeye başladım. Eve vardığımda bile hâlâ kötü hissediyordum. Hızlıca üstümdekileri çıkarıp sıcak bir duş aldıktan sonra bornozumla boy aynasından saçlarımı kurulurken terasta gördüğüm kişiyi odamda bana bakarken görünce çığlığı bastım.Ama sesim çıkmıyordu. O kişi hızlıca  bana yaklaştı kırmızı gözlere ve aynı şekilde alev saçlara sahipti.Çekiciydi ama bir o kadar da  korkunç. "Benim olana  elini sürdün " kulağıma derin ve boğuk sesiyle konuşunca baştan aşağı titredim .Ne kadar da ürpertici. Elleri enseme oradan boynuma yöneldi. Aynadan ne yaptığını görebiliyordum "kim-kimsin-beni öldür-me lut-fe-n" Kelimeler ağzımda bile titrerken boynuma geçen sivri dişler ve kanımın son damlasına kadar emilmesi ile attığım her çığlık içime kaçıyordu. Sesim asla dışarıya çıkmıyor büyük bir gürültüyle beynime oradan da kulağıma ulaşıp beni sağır ediyordu. Artık son nefeslerimi veren biri olarak celladimdan duyduğum tek cümle ölmeden önce duyduğum var olan  hissettiğim tek şeydi
"Bana ait olan benimdir, benden başka hiçbir  beden  ona değmez yakarım .Kimse benim vereceğim acının eşiğinden kurtulamaz. Benim olan adama el kaldıran bedenin acı bir ölüme ruhun ise  asla özgür kalmayacak bir dipe ait olacak.Liderin kurbanına kimse dokunmaz.Felix, bana ait .Her şeyiyle. "


Merhaba  ....Umarim bu bölümü beğenirsiniz.

Jungkook korona oldu 😔.Hobi iyileşti çok şükür.🥲
Arkadaşlar dikkat edin korona henüz gitmiş degil sağlığınıza dikkat edin.
Sizi seviyorum.

ODDINARY / Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin