4.Bölüm

768 85 44
                                    

Başımdaki ağrıyla gözlerimi yorgunlukla açtım hava hâlâ karanlıktı. Komidinin üzerindeki telefondan saate baktığımda 4.35'i gösteriyordu. Dün gece boyunca sürekli ağlamıştım bu yüzden gözlerimin hangi ara kapandığını bile anlamamıştım. Başım zonkluyordu ,gözüm yanıyordu bir ağrı kesici içmezsem ağrıdan ve yorgunluktan bayılabilirdim.Yataktan doğrulup pofuduk kırmızı terliklerimi giydim.Ayaklarımı yere sürterek mutfağa ilerledim.Dolaptan bir bardak alıp içine suyu koyduğumda ağrı kesicinin nerede olduğunu hatırlamadığımı farkkettim.Avucumla alnıma vurdum "kahretsin ,bir de ilaç mı arayacağım şimdi off!" Hem ilacı arıyor hem de balık hafızama çok güzel iltifatlar ediyordum ."Aptal kafam ahh! Çıldıracağım baş ağrısından. Neden bütün aksilikler benim başıma gelir -ahh!"ayağımı sertçe masanın kenarına vurunca yere kapaklandım. Tanrım, canım fena halde acıyordu. Bir bu eksikti."uhh ,acıyor...neden ya neden ah!"gözümden düşen damla ile ağladığımı farketmistim. Ayağa kalkmak için yeltendigimde sanki birinin omzuna tutunmuş gibi yükselmiştim. Sanırım başımın ağrısından kafayı yemeye başlamıştım. Kendimi bir anda koltuğa attım. Elimle  şakaklarımı sıvalarken gözüme takılan masadaki ağrı kesici ile gözlerim kocaman açıldı. "Uh,bu nasıl buraya geldi .Hmm dakikalardır seni arıyordum sonunda iyi bir şey oldu hu!"Başından beri burda olmalıydı ama sanki ben baktığımda yoktu ,belki de yeterince iyi bakamamıştım .Mutfağa doğru seke seke ilerledim suyla beraber içtiğimde bir'oh'cektim. Resmen ilaç içeceğim az kalsın diye kendimi sakatlıyordum.Odama girdiğimde kendimi yatağa fırlattım. Uyumak istiyordum gözlerim yavaşça kapandığında saçlarımda bir dokunuş hissettim hafif bir dokunuş, lakin o kadar halsizdim ki bunu bile yeterince hissedemeyip uykunun derinliklerine ruhumu bırakmıştım.

...

Sabah uyandığımda üstümde tuhaf bir enerji vardı baş ağrım gitmişti. Şimdi ise okulun koridorunda bir grup öğrencinin hızlıca birbirine bir şey anlattığını görmüş bir süre onları izlemiştim. Normalde olsa takmaz ,işime bakardım ama bu grupla beraber diger arkadaş gruplarıda aynı heyecanla bir şeyler konuşuyordu. Neler oluyordu böyle? Yanımdan geçen bir öğrenciyi durdurup "pardon ,bir şey sorabilir miyim ?"hafif çekinir sesimle ona sormuştum. Umarım bana bağırmazdı .Sarı saçlı çocuk bana dönüp "ne vardı? "dediğinde  kızmadıgı için sevinmiştim."Bir sorun mu var herkes bir şeyler konuşuyordu da?" Yüzüme baktı daha sonra "haberin yok mu profesör Kang merdivenlerden düşmüş dün gece eşi acilen hastaneye götürmüş onu bu sabah haber geldi felç olmuş. " Duyduklarım karşısında ağzım şokla açılmıştı. Tabiki de ona üzülecek değildim ama yine de şaşırmıştım aniden böyle bir kaza olması talihsizlikti .
Sarı saçlı çocuğa kısaca teşekkür edip sınıfa ilerledim. Bir daha Bay Kang olmayacaktı,buna sevinsem kötü biri olur muydum acaba .Hayır!  Aniden kulağımın dibinden gelen derin ses ile arkamı döndüm kimse yoktu .Ama bir ses duymuştum boğuk derin bir ses . İçimden bir ürperti geçmişti sanki aniden üşümeye başlamıştım. Kapşonlumun kollarını iyice elime çektiğimde dudaklarım üzerinde tuhaf bir şey hissettim. Bir dil darbesi. Sanrım artık kafayı yeme evresine geçiş yapmıştım. Dün bir bugün iki .Hızlıca başımı iki yana salladım. "Stresten hepsi Felix, stresten."kendimi teselli ediyordum aklın sıraca .Sınıfın dolması ile sirkelenip kendime geldim.Ders başlamak üzereydi. Bay Kag'in dersiydi. O olmayacağına göre ya boş geçerdi ya da yeni biri gelirdi. Başım öne eğik kitap okuyordum.Aradan geçen   uzun bir aradan sonra kapı tekrardan açıldı sanırım biri geç kalmıştı. Umursamadım. Sınıftan aniden tüm uğuldumalar kesilmişti. Merak edip kafamı kaldırdığında ağzım beş karış açılmıştı gözlerim kocaman olmuş bedenim titremisti. Neden onu her gördüğümde tüm kanım boşalıyor gibi hissediyordum bilmiyorum ama o bana iyi gelmiyordu. Ben ona şaşkınlıkla bakmaya devam ederken gözleri sınıfı turlamsının ardından bana geldi.Gözlerimin içine bakıyordu. Dudakları kıvrıldı ve dili dudaklarını yokladı ben ise o günkü sahneyi tekrardan hatırlamıştım ,unutamadığım o anı. Dudaklarımda gezinen dilinin geçtiği zaman dilimini. Seslice yutkundum, sınıf pür dikkat karşımızdaki kızıl afete bakıyordu. Yani Bay Hwang'a."merhaba millet ben Hyunjin,Hwang Hyunjin.Bay Kang'in başına gelen talihsiz olayı duymuşsunuzdur artık sizinle olmayacak .Ben sizin yeni psikolji egitmeniniz."Duyduklarıma mı yoksa hissettiklerime mi şaşırsaydım bilmiyordum.Adı demek Hyunjin 'di adı bile havalıydı adamın. Onu uzun süre kestiğimi farkettigimde utançla önüme döndüm. Acaba o beni hatırlamış mıydı?

Ders boyunca onunla gözgöze gelmiş ve her defasında utançla gözlerimi kaçırmıştım. O çok rahattı sanırım pek bu durumu önemsemiyordu ben neden önemsiyordum ki ?
Bende onun gibi davranmalıydım belki yaşanmamış gibi.Çalan zille herkes çıkmıştı ben ise çantamdan telefonumu çıkarıyordum. Bugün hem işe gidecek hem de internette gördüğüm yeni iş ilanın olduğu eve gidecektim. Hafta da iki gün çalışacak birini arıyorlardı. Umarım bu işi alırdım. Çünkü kalan son paramı ev sahibine vermiş üstüne bir de borç yapmıştım. Ev sahibi ise yine kiraya zam yapmıştı, şaşırmamistim.Ben bugün yapacaklarımın listesini düşünürken yanımda oluşan  hareketlilikle kafamı kaldırmıştım. Tam dibimde gözleri dudaklarıma dalmış bir adet Hyunjin vardı. O çok...çok vahşi bakıyordu sanki bizden değilmiş gibiyidi ama lanet olsun ki herkesten daha çok çekiciydi. Kızıl uzun saçları ensesine kadardı. Gözleri okyanusların derinliği gibiydi baktıkça dibe batıyordunuz .Boyu benden uzundu ,geniş omuzlara sahipti.Vücudunun kaslı olduğu ise buradan belli ediyordu.Dudakları kıvrıldı "nasılsın Lee....Felix ." Adımı hatırlıyordu .Sesi yine her zamanki gibi boğuk çıkıyordu. Tahrik edici ."Iyi-iyim efendim si-iz?" Kekelemem ile mümkünse biraz daha kıvrıldı dudakları ."iyiyim bende .Hatta şimdi daha iyiyim."Anlamaz gözlerle ona baktım tek kaşım havada onu anlamadığımı belirttim.Ama o yalnızca sırıtmasına devam etti.Önüme döndüm. O hâlâ dibimdeydi .Daha fazla dayanamayıp kitabımı alıp okumaya başladım. Beş on saniye geçmeden bir kahkaha sesi ile ona döndüm. Etrafıma baktım kimse yoktu bende komik bir şey yapmamıştım ee niye gülüyordu bu adam .Zatem eriyordum şimdi artik ölmek üzereydim. Her şeyi nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi ki ?
"Ah,Lixie'm kitabı ters tutmuşsun hahhah !"elime baktığımda gerçekten de ters tutuyordum. Bu adam benim akıl sağlığıma zarardı .Utanmiştim,farketmemisim bile .
Kahkahası ufak bir gülümsemeye dönmüştü sonra bana yaklaştı yakamı tuttu .Artık tehlikeli ve arzu dolu bakıyordu.
"iş görüşmesine geç kalma küçüğüm! "

Ne? O nereden biliyordu,beni mi izlemişti ? İyide ne demek istemişti şimdi?
Hyunjin gerçekten tuhaf biriydi .Yine beni gereksiz yere germişti.Ona tam soracaktım ki yanımda olmadığını anlamam uzun sürmüştü.Ne ,az önce buradaydı ! Uçmuş olamaz değil mi? Farketmeden fazla mı dalıyorudum,Hyunjin ile tanıştıktan sonra hiçbir şey normal gitmemişti. Hiçbir şey...

Zaten o da pek normal sayılmazdı.

Hi,merhabalar.

Artık tamamen başlamış bulunmaktayız. Hyunjin ve Felix artik pat pat gum gum 🥲

Bay Kang hakki rahmetine kavuştu.
IYI GECELER

ODDINARY / Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin