12.Bölüm

158 13 3
                                    

Nefsim tarafından nefes nefese kaçtığım halde yine, yeniden yaka paça dünyaya atılıyorum. Keşke sırtımda hz. Bilalin göğsüne konulan taş olsaydı da, sana bu kadar koşmasaydım. /Bişnev



Savaş'ın itirafı tüm meraklı bakışları üzerime çekmişti. Ne söyleyeceğimi ne yapacağımı bilmez bir halde sinirden titreyen ellerimi birbirine sardım. Ablam dışında herkes şaşkındı ve cevap bekler gibi dikkatle beni izliyorlardı. Daha fazla düşünmeden ayağa fırladım ve hızlı adımlarla yanlarından uzaklaştım.

Aptal gibi onların arasına girdiğim için kendime kızıyordum. Benim şuan burada, bu otelde ne işim vardı ki. Ne diye evden uzaklaşmıştım. Tüm pişmanlığım gün yüzüne çıkmış, yaptığım hatayı yüzüme vuruyordu ve ben kaçacak delik arıyordum. Asansöre binip odama gitmeyi düşünürken kolumdan çekildim.

"Gel benimle." dedi, konuşmama fırsat vermeden.

"Bırak kolumu!" diye bağırdım fakat umrunda olmadı. Boydan boya camlarla kaplı olan balkona geldiğimizde kolumu bıraktı. Etrafta kimsenin olmaması benimde işime gelmişti.

"Bu yaptığın neydi? Herkesin içinde bunu itiraf ederek ne geçti eline?" diye sordum öfkeyle.

"Seni sevdiğimi bilmelerini istedim. Saçma sapan yakıştırmalarına son vermelerini istedim." O da en az benim kadar ciddi görünüyordu şimdi. Oysa itiraf ederken oldukça keyifli görünüyordu.

"O zaman bunu bu şekilde söyleseydin. Beni sevdiğini söyleyerek tüm gözleri üzerime çektin sen. Artık beni her gördüklerinde bunu düşünecekler."dedim.

"Düşünsünler," diyerek kestirip attı.
"Senin dışında kimsenin ne düşündüğü umrumda değil."

"Öyle mi? Bu benim, senin umrunda olmuş halim mi?"dedim, gözlerimi devirerek. " Ben seni sevmiyorum Savaş, bunu da umursuyor musun? "

"Niye sevmiyorsun niye?" diye bağırdı bir an ve sesinin yüksek çıktığını fark ederek pişman olmuş gibi baktı. "Özür dilerim."dedi ve arkasında duran masaya yaslandı. Sakinleşmek için bir süre sessizce bekledi.

" Sevilmeyecek özelliklerim var biliyorum, düzelmek için çaba gösteriyorum... Sen de biraz olsun beni sevmek için çabalayamaz mısın?" Sesinde ki kırgınlık biraz olsun yumuşamama neden olmuştu. Dışarıda ki kar manzarasını izlemek için yerleştirilen masalardan birine de ben oturdum.

" Çabayla sevilir mi? "Sorduğum soruyla başını bana çevirdi önce. Ardından tüm gövdesini bana çevirdi ve dikkatle baktı yüzüme.

" Bilmiyorum ama ben düzelmek için çabalıyorum. Günlerdir tek bir damla içki değdirmedim ağzıma. Daha sakin ve ılımlı biri olmaya çalışıyorum mesela..." Gözlerini kaçırmadan konuşmuştu. Bana inanmıyorsan gözlerime inan der gibi bakıyordu sanki.

"Ne istersen yapmaya hazırım Katre, yeter ki sen bana doğru bir adım at."

"Katre," Annemin sesi ile oturduğum sandalyeden hızla kalktım. Bende ki bakışlarını Savaş'a çevirdi ve yeniden bana döndü. "Ne yapıyorsunuz burada?"

"Hiç," dedim.

"Konuşuyorduk." dedi Savaş. Annem ne konuşuyordunuz der gibi imayla bakıyordu. Yanına yürüyüp koluna girdim.

"Bitmişti zaten konuşacaklarımız." dedim ve gülümsemeye çalıştım.

"Evet," dedi Savaş. Benim aksime oldukça sakindi. "İyi geceler."

"İyi geceler." dileyip annemi kolundan çekiştirdim.

"İyi geceler Savaş'cım." dedi annem ve benimle yürümeye başladı.

Kalbim de ki; Allah benimleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin