Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve ahireti unutup dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna...
Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor. Ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
/Risale-i nur külliyatından"Sen burada ne yapıyorsun?"Babam, sorusuyla aramızdaki bu gergin sessizliği sonlandırdı. Yüzü belirsizliklerle dolu olduğundan kızgın mı değil mi anlayamıyordum. Yüzünde, olanlara bir anlam bulamamazlık vardı.
"Namaz kılıyordum." dedim, sessim değil fakat ellerim titriyordu. Heyecanlıydım ve babamın onayını bekleyen o küçük kız çocuğuna dönmüştüm birden. Babamın bana gülümseyip saçlarımı okşamasını bekliyordum yeniden.
"Onu görüyorum, fakat nasıl?" dedi afallamış ve toparlanma gereği duyar gibi eliyle yüzünü sıvazladı. "Tamam bunu evde konuşalım, şimdi ne yeri ne de zamanı. Benim acilen gitmem gerekiyor bunun için gelmiştim. Evde görüşürüz." dedi ve hızlıca çıktı odadan. Ablam namaz kıldığımı daha önce gördüğünden şaşırmamıştı, istediğimi yapmakta özgür olduğumu söyleyerek bu konu hakkında çok fazla yorumda bulunmayarak beni mutlu etmişti. Fakat babam, öpüp sarılmadan giderken büyük bir belirsizliğin içinde bırakmıştı beni.
Eşyalarımı nasıl topladığımı dahi bilmiyordum, tek düşündüğüm şey babamın tepkisiydi. Eve gelince ne söyleyeceğiydi. Havaalanında beklediğimiz ve uçağa binip eve vardığımız ana kadar durmaksızın düşünmüştüm. Eve gelir gelmez annem, neyimin olduğunu sormuştu. Onu geçiştirsemde ablam olanları söylediğinde annemin gözleri kocaman açılmıştı. Babamın ne tepki verdiğini sormuştu sonra. Başını iki yana sallayıp hiçbir şey söylemeden odasına çıkması beklediğim bir tepki değildi.
Daha çok bağırıp çağırıp, dünyanın en büyük suçunu işlemişim gibi davranmasını bekliyordum. Ben de odama çıktım ve Esma'yı aradım. Tatile çıktığımı bildiğinden rahatsız etmemek için bana mesaj bile atmıyordu. Tatilin nasıl geçtiğini ve babamla olan son olaya kadar hepsini anlattım.
Babam öğrendiği için artık içim rahattı, diğer yandan ise vereceği tepkiyi deli gibi merak ediyordum. O annem gibi değildi, beni anlardı. Kararlarıma ve bana saygı duyardı, çünkü o öyle biriydi.
Esma'da aynı şeyleri söyleyerek içimi rahatlattı. Onu çok özlemiştim, yarın için buluşma kararı aldık ve konuşmayı sonlandırdık.
Günün geri kalanında valizimi yerleştirmiş ve ardından duş almıştım. Namazlarımı kıldıktan sonra da Kuran okumuş ve yeni bir sûre ezberlemeye koyulmuştum. Aslı akşam yemeğinin hazır olduğunu haber verdiğinde tabletimi yatağa bırakıp odadan çıktım.
Sofrada yalnızca annem vardı.
"Babam gelmeyecek mi?" diye sordum, heyecanını bastıramıyordum kalbimin. Belirsizlik ne zor şeydi."Biraz gecikecekmiş, biliyorsun bodruma gitti o." dedi annem. Evet biliyordum Bodruma gittiğini fakat annemin bu durgunluğunu anlayamıyordum.
"Neyin var anne?" diye sorduğumda annem tabağındaki bakışlarını bana çevirdi.
"Bir şeyim yok yorgunum sadece." diyerek kestirip atmıştı. Bir şeyi yoksa neden gözleri her an ağlayacakmış gibi dolu dolu bakıyordu.
"Anne, sorun her neyse benimle paylaşabilirsin, ben hep senin yanındayım." dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Annem'de yanağımı öpünce şaşırmıştım. Normalde sevgisini gösteren biri değildi. Ya da ben bu aralar pek hissedememiştim. Ne yaşamış olursak olalım, ben onun tek bir damla gözyaşına dayanamazdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/219847709-288-k500036.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim de ki; Allah benimle
Ficção Geral"Aynı anda iki yerde olamazsın. Tıpkı aynı anda iki farklı insan olmayacağın gibi..."Her kelimesiyle ruhum sarsılıyor bedenim titriyordu. Kendime soramadığım, sorsam da cevabını ertelediğim tüm soruları sormuştu. "Nereye ait olduğuna karar ver. Çün...