3

786 78 27
                                    

Oy vermeyi unutmayin asklarim

Felix ilk başta ne demek istediğini anlayamasada jeton sonradan düşmüştü.
"Yok yok ben çok sevdim bunu!!"
"Cidden, ohh mis gibi çorba"
Çorbayı koklayarak iç çekti.
Hyunjin Felix'in görmeyeceği şekilde gülümsemişti. Gülümsemesi çok nadir olurdu. Olmayacak kadar az

Hyunjin kahvesini alıp Felix'in karşısına yerleşti. Telefonunu bir yandan kitap okuyup bir yandan da konuşmaya başladı.

"Bu evin de bir kuralları var onlara uyacağın için Kuralları açıklayacağım."
"1. Bana asla bağırarak karşılık vermeyeceksin."
"2. benden izinsiz odandan çıkmayacaksın."
"3. bir şeyi senden istiyorsam ikiletmeyeceksin."
"4. çalışanlarla gerekmedikçe sohbet kurmayacaksın."
"Son olarak sadece bana aitsin."

Evet hapis haneye hoş geldim.
"Uymazsam?"
"Cezalandırılacaksın."
"Ne yaparsın? Bana mı vurursun?"
Sinirle bakışlarını döndürüp gözlerini gözlerime kitledi.
"O küçük götünü korumak istiyorsan şu sikik çeneni kapa."
Felix duyduğu şey ile aklındaki bütün şeyler yerine oturmuştu.
Adamın derdi beni satmak, dövmek, öldürmek vs değildi. Beni sadece sex kölesi olarak kullanacaktı. Ceza derken de bunu kast ediyordu..

Tek kaçışım ona ve kurallarına ayak uydurmaktı. Başka seçeneğim yoktu..

"Uyacağım"
"Başka seçeneğin yok zaten."
Haklıydı yoktu.

"Odana git."
"Ama-"
"Az önce anlattıklarımı ne çabuk unutmuşsun hm?"
"Gidiyorum gidiyorum." Hızlıca merdivenlerden cikarak odasına adımladı küçük olan. Kapıyı yavaşça kapatıp yatağa attı kendini
Yastığa sarılarak uyumaya çalıştı. Uzun süre yatakta dönmekten sonra sonunda uyuya kalmıştı.

Felix gözünü korkuyla açıp yatakta doğruldu. Panik atağı yine tutmuştu. Nefesini kontrol altına almayı denedi ancak beceremedi. Saatin kaç olduğuna bile bakamıyordu ne saat ne de telefonu vardı. Nefes alması zorlaşınca gözünden bir damla yaş düştü. Aklına gelen tek şey Hyunjin'e söylemekti. Onda da kızacağını düşünüyordu. Ama yinede başka çaresi yoktu.

Hyunjin'in çokta uzak olmayan odasına yavaşça adımladı. Kapının kolunu yavaşça indirip içeri süzüldü. Hyunjin diz üstü bilgisayarı ile yatakta işle uğraşıyordu. Felix'i görünce dikkatini ona verdi.
"Ne var?"
"L-lütfen.. y-yardım et."
Hyunjin hala ne olduğunu anlayamamış anlamsız gözlerle bakıyordu. Küçük çocuk yere kapaklandığında hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
"P-p-panik a-atagim-"
Hyunjin yerinden fırlayıp yerdeki çocuğa eğildi.
"Ne yapmak gerek?"
Yine tepkisizdi ama içten içe endişeliydi.
"Beni sakinleştir yeter"
Hyunjin korumalara Felix'i teslim edip elini yüzünü yıkaması göndermişti. Geri döndüklerinde korumalar Felix'i odasının olduğu kata'a bırakıp işlerine dönmüşlerdi.
Felix odasına gideceği sırada hyunjin ağlamaktan gözleri kırmızılaşmış çocuğa baktı.
"Gel " Felix ikiletmeden yanına yavaş yavaş adımladı.
"Yatağa" Felix düşündüğü şey ile duraksadı.
"Gelmese-"
"Yanımda dur bu gece sana bişey olursa üstüme kalırsın."
Üstüne kalırım diye yanına mi çağırıyordu? cidden duygusuz piç'in teki..
Yanına hafifçe uzanıp uyumaya çalıştı Felix. Ancak panik atağının korkusu uyumasını engelliyordu. Hayatında yapmayacağı şeyi yapmak zorunda kalmıştı. Kızacağını düşünüyordu ama uyuması gerekiyordu.

"Kucağına oturabilir miyim?"
Hyunjin şaşkınlıkla gözünden bilgisayarını ayırdı.
Aynı tepkisizliğe bürünerek
"Ne istersen yap."

Fake. || hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin