4

765 76 24
                                    

Hyunjin Felix'in kucağına yerleşmesi için bilgisayarı kendinden uzaklaştırdı. Felix yerleştiğinde bilgisayardan aynı şekilde gözünü ayırmamaya devam etti. Felix'in kucağında olması çok umrumda gibi durmuyordu. İçten içe bakmamak için mücadele veriyordu.

Felix büyük olanın göğsüne kafasını yerleştirdi. Gözünü kapatıp olacakları bekledi. Hyunjin şaşırmış gözlerle hafif kafasını küçük olana çevirdi.
"Hayırdır?"
"Özür dilerim."
Felix kalkmaya yeltenecekken kalçasında ki el ile neye uğradığını şaşırdı. Kalkmayı boşver hareket edemeyecek kadar donmuştu.
"Sana kalkabilirsin demedim?"
Felix kalçasının sıkılmasıyla küçük bir inleme bıraktı.
"E-elini çeker misin"
Hyunjin yavaşça elini küçük olanın kalçasından indirdi.
"Beni zor duruma sokuyorsun." İç çekerek dile getirdi.
"N-ne gibi?" Korkudan kekelemesi olanak olmuştu.
"Boşver."
"Uyu."
Felix ikiletmeden tekrar göğsüne uzandı büyük olanın gözünü sıkıca kapatıp uyumayı denedi. Karnının guruldamasıyla gözünü araladı.
"Acıktım."
"Yarın yersin."
"Ama şimdi açım"
"Yapabileceğim bir şey yok."
"Acımasızsın."
Felix ne söylediğini fark edip toparladı.
"Yani öyle değil işte"
"Öyle demek istemedim."

"Ne demek istedin?" Hyunjin yavaşça kafasını kucağındaki bedene çevirdi.
"Hiç"
Felix yutkunarak gülümsedi.
"Git changbin'e söyle o sana yemek ayarlar."
"Changbin?"
"Sağ kolum. Çok uzatma git."
Felix hızlıca büyük olanın kucağından hızla fırladı. Kapıdan çıkmadan önce arkasını döndü gülümseyerek.

"Şey.."
"Teşekkür ederim."
Hyunjin eli ile git işareti yaptıktan sonra Felix kapıyı yavaşça kapatıp çıktı.
Koridorda sağına soluna göz gezdirirken kendi kendine konuştu.
"Nerede bu changbin?"
Soluna döndüğünde Changbin ile karşılaştı.
"Buradayım ufaklık." Felix kendi kendine kıkırdayıp konuştu
"Ben ufaklık değilde sen ufaklık gibisin"
"Baksana benden bile kısasın!"

Changbin gözlerini devirip konuştu
"Buradan efendim."
Changbin merdivenden inerek yemek masasına yöneltti küçük olanı.
Felix yemekleri görünce yüzünü ekşitti. Patlıcan, çorba, bir de salata vardı.
"Sağlıklı besinlere takıntısı var sanırım bu adamın."
Ardından gözlerini devirdi. Felix umutsuzca Changbin'e dönüp kısık sesle sorusunu yöneltti.
"Bunların dışında bişey yok mu?"
"Üzgünüm efendim."
Felix sıkıntıyla iç çekerek masaya kuruldu.
Yemeklerden az az yiyerek doyabileceği kadar tüketti.

"Changbin hyung"
"Hyung?"
"Sen benden büyük değil misin?"
"27 yaşındayım ben ufaklık."
"Ufaklığını sikim" ağzında gevekeyerek.
"Anlamadım efendim?"
"Hiç bende 22'yim"
"Yani sana hyung diyebilirim"
"Evet efendim"

"Hyunjin bey geç saate kalırsanız kızabilir. Sizi odanıza götüreyim."
Felix olumlu anlamda kafasını sallayıp merdivenleri 2li çıkmaya başladı. Hyunjin'in kapısının önünden geçerken kalın sesi evi çınlattı.
"Changbin!"
Changbin ellerini önüne alıp emrini bekledi.
"Felix bu gece burada kalacak sen gidebilirsin"
Changbin kafasını olumlu anlamda sallayıp eğildi. Ardından hızlıca kapıyı kapatıp çıktı.

"Aslında odamda kalabilird-"
"Gel"
"Odama-"
"Gel dedim." Felix minik adımlarla büyük olanın yanına adımladı.
Kafasını eğip bekledi.
"Uzan"
Yanını pat patlayıp gelmesini işaret etti. Felix yavaşça yatağın içine girip yorganı kafasına kadar çekti. Yaşadıklarını düşününce gözünden damla düştü. Babasını özlememişti.şiddet uyguladığından zaten sevmiyordu. Ama arkadaşlarını çok özlemişti. Onlarsız tek bir günü geçmiyordu. Ama şimdi tanımadığı bir psikopatın evinde
Hapis hayatı yaşıyordu. Ne isterse yapmak zorundaydı.

Felix burnunu çektiğinde büyük olan elindeki bilgisayarı kenara bırakıp ışıkları söndürdü. Ardından yorganın içine girdi. Küçük olana arkasından sarılıp saçını okşadı.

"Sen herşeye böyle ağlar mısın?"
Felix burnunu çekerek ağlamaklı sesi ile
"Hayır ağlamıyorum ben"
Adam herşeyi söylerken bile ciddiydi. yüz ifadesinden duyguları seçilemeyecek kadar zordu.

Hyunjin küçük olanın sarı saçlarını kulağının arkasına atıp kulağına eğildi.
"Bana alışmalısın."
"Artık benimlesin."
Felix gözünden düşen yaşlarla birlikte konuştu.
"Alışmazsam ne olur?"
"Cezasını çekmek zorunda kalırsın."
"Bunu istemezsin değil mi bebeğim?"

Hyunjin elini çocuğun kalçasına getirirken Felix büyük olanın elini tuttu. Yüzüne bakacak şekilde hareket ettirdi kendini küçük olan
"Lütfen kalçama dokunma"
Ardından yavaşça elini ittirdi.
"Neden?"
"İstemiyorum işte"
"Söyle."
"İstem-"
"Söyle dedim değil mi?"
"Babam dokunuyordu."
"İğreniyordum o yüzden."
Hyunjin kaşlarını kaldırıp karşısındaki çocuğa sinirle gözlerini devirdi.
"Öldüreyim mi?"
"Anlamıyorum"
"O orospu çocuğunu öldüreyim mi diyorum."
"Eskide kaldı."

"Benim olana dokunmuş."
"Eskide kalması sikimde mi sence?"
"Uyumak istiyorum" Felix sırtını büyük olana çevirip yorganı kafasına çekti.
.....

Oy vermeyi unutmayinn😍

Fake. || hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin