5

741 80 20
                                    

Hyunjin erken saatte kalkmış. İse gitmek için giydiği siyah takım elbisesini düzeltiyordu. Felix sese uyanıp ayakta olana baktı. Gözlerini ovuşturup yatakta oturur pozisyona geçti.
Hyunjin'e uykulu sesi ile birşeyler geveledi.
"Erken uyanmışsın."
"Hm"
"Saat kaç?"
"6:45"
"Çok erken daha ben uyuyacağım."
"şimdi uyu."
"Eve gelince işimiz var."
Felix yutkunarak konuştu.
"N-ne işi?"
"İş yemeğine gideceğiz."
rahat bir oh çekip nefes verdi. Hyunjin anlık olarak kafasını Felix'e döndürdü.
"Sen ne sanmıştın?"
"Senin küçük götüne meraklı değilim." Alaycı şekilde gülerek odadan çıktı.

"Bin sinin kicik gitine mirikli digilim"
"Bok değilsin! Gece kıçımı elleyen de bendim sanki!" Sonda sesi yüksek çıkınca duyma ihtimaline karşı ağzını eli ile kapadı.
Kapının önünden gelen sesleri dinledi.

Hyunjin Changbin'e kravatını düzeltirken konuştu.
"Yemeğe gitmeyeceğiz. sadece beni ben gelene kadar odamda beklesin."
"Hyunjin, fazla değil mi sencede, o daha çocuk?"
"Ne diyorsam onu yap."
Changbin giden adamın arkadasından fısıldadı.
"Sırf mutluluğun için katlanıyorum."
.....
Felix duydukları ile korkudan ölecek gibi hissetmişti.
"Azıcık ağzını tutsaydın ne olurdu gerizekalı Felix!"
Kendi kendine tokat atarak ayıldı.
Akşam ne olacaktı? Ne yapacaktı?
Bekleyip görmekten başka çaresi yoktu. Endişe ile kapıdan çıkıp ortalığa göz gezdirdi. Changbin önüne atlayınca korkup kendini geri çekti.
"İyi misiniz efendim?"
"Bir yerinize bir şey mi oldu?
"Ayrıca odadan çıkmamanız gerekiyor."
"Çok sıkıldım."
"Efendim lütfen odaya geri girin odadan çıkarsanız Hyunjin bey pek hoşlanmayabilir."
"Peki." Felix yavaşça odaya girip kapıya yaslandı ve changbin'in uzaklaşmasını bekledi.
Biraz zaman geçince kapıyı yavaşça aralayıp artık gitmiş olduğunu düşündü. Sağına soluna iyice baktıktan sonra kolidora adımını attı. İşe yaramıştı Changbin ortalıkta görünmüyordu.

Ses çıkarmadan merdivenlerden inmeye başladı. Bir an olsun gözünü etrafa bakmaktan ayırmadı. Dış kapıya doğru koşup kapının koluna yüklendi. Açılmayınca tekrar kapıyı zorlamaya başladı. "Niye açılmıyor bu siktigimin şeyi!" Arkasından gelen bağırışmaya kulak vermeden kapıya asılmaya devam etti.
"Felix, yapma!"
Son yüklenişinde kapı aralanmıştı. Yüzüne gülümseme yerleştirip çıkacakken karşısındaki uzun adama çarpmıştı. Gülümsemesi sönmüş yüzüne korku yerleşmişti.
"Hayırdır nereye?"
Hyunjin kapıyı sertçe kapatıp telefonunu yanındaki masaya bırakmıştı. Felix'in üstüne yürürken Felix geri geri adım atmaya devam etti.
"Kaçacak mıydın?!"
Changbin araya girdi.
"Hyun-"
"Changbin siktir git! Çık evden!"
Changbin hızlıca kapıya yöneldi. son kez Felixle göz göze geldi. üzülüyordu küçük çocuğa fakat yapabileceği hiç birşey yoktu yavaşca kapıyı kapatıp çıktı.

"Hayır yemin ederim kaçmayacaktım!"
"Haddini fazla aşmaya başladın."
"İki yüz verdim diye kendini bir bok sanma."
Felix'i yakasından tutup sıkıca kavradı. Gözlerinden ateş fışkıracaktı neredeyse Felix bunu fark etmişti. Gözlerinden yaşlar süzülmesine takmadan Gözlerini kapadı.
"Sen bana aitsin anladın mı!?"
"Kuralları çiğnemeyeceksin!"
Felix Hyunjin her bağırdığı nda gözlerini sıkıyordu.
Hyunjin Felix'i yakasından kendine çekince Felix gözlerini araladı.
Fısıldayarak
"Anladın mı dedim?"
"A-anladım."
"Güzel."
Felix'in yakasını bırakarak kravatını düzeltti. Ardından sakın sesine geri döndü.
"Odamda beni bekle."
Felix kafasını onaylar anlamda sallayarak hızlıca merdivenlere yöneldi. İkili ikili çıkarak Hyunjin'in odasına istemese de girdi.
Hyunjin sarı uzun saçlarını eli ile arkaya atarak merdivenlerden yavaşça çıkıp odaya girdi.

Felix yatağın üzerinde kendisini geriye çekerek korumaya çalıştı.
Hyunjin korktuğunu anlamıştı. Ellerini cebine götürerek sorgular bakışlar attı. Sakince devam etti.
"Ne yapıyorsun?"
"Yaklaşma lütfen.."
"Bunun bir cezası olmalı biliyorsun değil mi?"
Felix gözlerindeki yaşları tekrar serbest bırakarak
"her İstediğini yaparım ama lütfen beni ona zorlama.."
Hyunjin Felix'i yatağa düşmesi için yavaşça itti. Ardından üstüne yerleşti. Dudaklarına yaklaştı küçük olanın
"Neye zorlamayayım?"
Felix gözlerini sıkıca kapatarak konuştu.
"Dokunma işte"
"Dokunacağımı nereden çıkardın?"
Felix gözlerini aralayarak dibindeki gerçek olamayacak kadar güzel olan adama baktı. Yüzü, yüzü çok ciddiydi hiçbir duygu göstergesi yoktu. Bu adamı çözmesi imkansızdı diye düşündü. gözlerini karşısındaki adamın gözlerine kitledi.

Felix'in gözü ister istemez adamın dudaklarına kaymıştı. Sertçe yutkunarak ona bakan adama tekrar gözlerini kitledi.

"Hoşuna mı gitti?"
"Hayır ne alaka"
"Ee neden dudaklarıma gözünü diktin?"
Son cümlesi ile Felix'in dudaklarına dudaklarını sürttü. Felix ağzını aralamayacak kadar değişik hissediyordu.
Hyunjin dudağını küçük olanın dudağına sürterek tekrardan konuştu.
"İstersen senin olabilir hm?"
Felix'in şaşkınlığı hala gitmemişti. Dudağında ki dolgun dudakları hissetmesi konuşmasını engelliyordu. Hyunjin isteyerek onu öpmüyordu. Felix'in sadece hissetmesini istiyordu.

Hyunjin Felix'in boynuna yaklaşıp tepkisini bekledi. Felix donuk halinden çıkıp ittirmek istedi. Ama vücudu itmek istemiyordu.
"Yapm-"
"Bir şey yapmayacağım."
Felix gözlerini boynuna sokulan adama çevirdi. Hyunjin Felix'in boynuna ıslak bir öpücük bırakıp üstünden kalktı. Felix öpücüğün hissi ile titredi. Kötü hissetmemişti hoşuna gitmiş gibiydi ama yinede bu garip hissetmesine engel değildi.

Hyunjin, dolabından siyah pijama takımını çıkararak kenara koydu.
Önce üstündeki ceketi çıkarıp üstündeki herşeyi çıkardı.
Felix sesini yükseltti.
"Hey! Hey! Burada mı üstünü değiştireceksin"
"Hıhım"
Altındaki pantolondan da kurtulunca Felix boxer ile kalmış adama dikkatlice baktı.

"Fazla baktın sanki?"

Fake. || hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin