24

410 47 7
                                    

Nefes alıp almadığını dakikada bir kontrol eder olmuştu Hyunjin. Kafası çok karışıktı bişey olursa nefes alamayacağını biliyordu. Kendisinden çok sevdiğine zarar gelmesi düşüncesi bile onu yıkıyordu.

"Felix dayan tamam mı?"
"Birazdan hastanedeyiz."
"Dayan.."
Tekrardan eğildi göğsüne küçük olanın kalbinin atması içini rahatlatıyordu fakat ardından tekrar endişeye kapılıyordu.

Changbin, hastaneye vardıklarında olası bir yere park edip Hyunjin'in kapısını açtı. Koşarken gözünden akıp havaya karışan göz yaşlarını umursamadı. Olduğunca hızlı koşmaya çalıştı ilk önüne çıkan hemşireyi durdurdu.

"Lütfen, lütfen yardım edin!"
Hemşire panikleyerek konuştu.
"Neyi var?"
"Sevgilim, panik atağı var bir anda bayıldı bişey yapın!"
Hemşire sevgili kelimesini duyunca garip bakışlar atsada hasta olduğu için işini yapmak zorundaydı.
Hyunjin'i acile yönlendirerek küçük olanı sedyeye yatırmasını istedi.
Nazikçe bıraktı tüy kadar hafif olan vücudu sedyeye

Panik ile elindeki hava gazını tüpe doldurdu hemşire
"Beyefendi dışarı çıkarmısınız."
"Ama-"
Changbin omuzuna elini atarak geri çekti çocuğu
"Bırak işini yapsın hyunjin"

Hyunjin kendini Changbine sarılarak bıraktı. Göz yaşları bir türlü durmuyordu. Changbin küçük çocuk gibi ağlayan adamın saçlarını okşadı.
"Canım acıyor hyung.."
"Şşht.. geçicek.."

...
Yarım saat geçmişti neredeyse Changbin gözünü bir kere kırpmamıştı. Hyunjin omuzunda uyukluyordu tam uyumasada uyku arasında gidip geliyordu.
Acil kapısından acele ile içeri giren minho'nun gözleri Hyunjin'i aradı. Koşar adımlarla yaklaşıp duraksadı.
"Noldu? Hyunjin niye böyle?"
Changbin herşeyi özetledi Minho'ya

Minho sıkıntı ile iç çekip Changbin'in yanına oturdu.
"Ben arkadaşınız değilim sanki niye benim herşeyden en son haberim oluyo amına koyayım."
"Ararsan öğrenirdin gerizekalı."
"İşler boğazıma dayanmış, telefonunu açıyor musun diye sorsana sen bana." Gözünü devirerek cümlesini bitirdi Minho

Hemşire gelince Changbin, Hyunjin'i Minhonun kucağına bırakıp ayaklandı.
"Sonuç ne? Uykudan uyandı mı?"
"Evet uyandı, fakat nefes almakta hala zorlanıyor çok konuşturmayın lütfen."
Changbin kafasını sallayıp Hyunjin'e döndü.
Hafif dürterek uyanmasını sağladı.

"Uyanmış."
Hyunjin hızla kalkıp konuştu.
"Konuşabiliyor muyum?"
"Yanına gidebilir miyim?"
"Evet ama fazla konuşturmasan daha iyi olurmuş hala hava veriliyor."
Kafasını olumlu anlamda sallayıp gülümsedi.

Yavaşça Felix'in odasına girmeden önce duraksayıp içeriden gelen sesleri dinledi.
"Yine kayboldun."
"Yine yoksun.."
Sözlerden sonra içeriye dalıp konuştu Hyunjin.

"Hayır, bu sefer buradayım."
"Asla gitmedim, ben getirdim seni."
Felix yatakta dikleşti.
"Hyunjin.."
Küçük çocuğun Ellerini kavrayıp konuştu.

"Sen böyle olduğundan beri uykusuzum Changbin beni zor uyuttu Felix. Uyandığını duyunca koşarak geldim. Nefesini sürekli kontrol ettim. bir an duymazsam diye korkudan kendimi bitirdim. Eski ben değilim artık çok değiştim, fazla değiştim Felix.."

Felix'in gözünden yaşlar akmaya başlayınca gözünü kaçırdı.
"Tranvamı sende yaşadım ben Hyunjin, o görüntüyü aklımdan nasıl silebilirim Hyunjin?"
"Ben unuttum sende unut Felix."
"Sen hiçbişeyi unutmadın Hyunjin, sadece unutmuş gibi davranıyorsun."
"Hatırlamıyorum."
"Çöplük?"
"Felix, neden bana bunu yapıyorsun?"
"Ne yapıyorum Hyunjin?!"
"Onun hiçbir suçu yoktu!"
"Bağırma."
"HYUNJİN SEN-"

Hyunjin, elleri ile kulaklarını kapatarak yere çömeldi.
"sus lütfen.."
Arkasından konuşan Felix'i umursamadan ayrıldı odadan hızlıca tuvalete doğru yürüdü.
Seungmin ve Jeongin'de gelmişti.
"Nereye?"
"Konuştunuz mu?"
"Hyunjin!"
Hiç bişeye cevap vermeden uzaklaştı.

Fake. || hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin