33

344 40 19
                                    

Sabah mutlulukla kalktı Felix sebepsizce mutluydu.
Aşağıya koştu telefonunu kapıp hemencecik
Merdivenin yarısına varmadan masanın kurulduğunu görmüştü. Adımları yavaşladı gördüğü kişiyle birlikte
Yarısında kalakaldı merdivenin gülüşü soldu soldurdu. Minho gülümsedi sırıtırcasına ardından konuştu.
"Felix, Kahvaltı yapmayacak mısın?"
Bir Hyunjin'e birde çocuklara gezdirdi gözünü
"Hyunjin neden burda."
Hyunjin ve minho hariç hepsi dona kalmıştı.
Changbin konuştu anlamaz şekilde
"Bir sorun mu var Felix?"
Ardından hyunjin'e döndü ölümcül bakışları ile bir bok yediği açıkça belliydi.
Hyunjin minho'yu dürttü masanın altından minho acı ile inleyip yemeğine devam etti.
Felix'in donuk ifadesi hala dinmemişti. o kadar kavgadan sonra hangi yüzle geliyordu?
Minho her zamanki gibi uğraşıyordu. Ancak Hyunjin'in neden geldiğini idrak edemedi bir türlü
Birinin zoruyla gelmiş olabileceğini düşündü öyle olmalıydı.

İsteksizce konuşup merdivenden çıkmak için arkasını döndü.
"Sonra yerim."
Hyunjin'in adımlarının kendisine geldiğini hissedebiliyordu.
Adımlarını hızlandırıp yetişmemesi için dua etti.
Koluna yerleşen el ile kolunu sirkeledi. Arkasını döndü nefret içeren gözlerle
Hyunjin elini çekti nazikçe ardından sıraladı kelimeleri
"Felix, konuşalım lütfen"
Felix konuşmaması için kendini tutmaya çalışıyordu. yine inanacaktı konuşsaydı emindi.
Dayanamadı yine doldu gözleri konuştu sakin bir o kadar da kızgın sesi ile
"Neyi konuşacağız Hyunjin, bana nasıl yalan söylediğini mi?"
Hyunjin yaklaştı yavaşça küçük olana Hyunjin yaklaştıkça istemsiz Felix'in kalbi burkuluyordu. Hala aşık olduğunu kabul etmek istemedi edemedi.
Büyük merdivenin duvarına yasladı yavaşça küçük olanı Felix sadece izledi ne yapacağını tepkisiz
Büyük olanın gözünden damla düştüğünde Felix'in sweat'ini ıslattı. Ellerini yanaklarına götürdü küçük olanın nefesleri bir birine değerken konuştu Hyunjin

"Yanlış yaptığımın farkındayım. Hiç yapmamalıydım çok yanlıştı. Çocukluk arkadaşı olduğunuzu bilmeme
Rağmen yaptım. Pişmanım çok pişmanım Felix.."
Felix konuştu sertçe yutkunarak
"Affediyorum, ama sadece gideceğim için."
Hyunjin'in gözleri aralandı konuştu hızlıca
"Ne?, Nereye gidiyorsun? bende geleyim."
Felix kafasını salladı iki yana burukça gülümserken
"Hayır, hayır. Sen gelemezsin."
Hyunjin'in yüzü düştü bir anda baktı karşısındaki çocuğa tekrardan normal bakmadı onun gözünden baktı kendine
Perişan olduğunu yeni fark ediyordu Hyunjin Felix ilk defa böyle değildi. gözünü sadece suçluluk boyamıştı. Felix'le hiç ilgilenmemişti. En son beraberliklerini bile 3 ay önce yapmışlardı.
Kendine kızdı tekrardan Büyük olan
Felix'in yanağına düşen yaşları izledi.
Yaklaştı küçük olan büyük olanın ıslak dudaklarına
Bastırdı dudağını son kez büyük olana Yavaşça çekildi ardından bekledi bir süre Hyunjin'i
İdrak ettiğinde boynunu kavradı elleri yardımıyla büyük olan. küçük olanın dudaklarına kapattı kendini
Yavaşça tutkulu bir öpücük bıraktı 3 ayın ardından.
Öpücüğünü derinleştirmek istediğinde Felix itti hafifçe

Hyunjin üstelemeden ayrıldı. Felix, sıyrıldı Hyunjin'in kollarının altından ardından belinden tutarak büyük olanı konuştu.
"Yemek yiyelim hadi."
Hyunjin heyecanla yanına kuruldu küçük olanın
Felix'te aynı heyecan söz konusu bile değildi sadece sabrediyordu.
İkisinin aşağıya indiğini gördüğünde Changbin Felix'e döndü direkt
Felix sorun yok şeklinde işaret yaptı. Changbin işareti aldığında kafasını salladı usulca
Minho konuştu imalı imalı
"Barıştınız galiba, dudaklar kızarmış görüyorum!"
Jeongin, ölümcül bakışlarını gönderdi Minho'ya
Minho ağzını fermuar gibisinden yapıp önüne döndü.
Felix gülümsemeye çalıştı yorgun gözleri ile
Yapmacık konuştu
"Küs değildik ki zaten! dimi Hyunjin?"
Dedi Hyunjin'e dönerek mutlu olma çabası çok yoruyordu Felix'i
Hyunjin'de bunun farkındaydı. Felix'e yardım etmek üzerine yapmacık devam etti Hyunjin'de
"Küsmemiştik evet.." burukça gülümsedi ikiside
....
22:24
Dün geceden beri Jeongin de kalıyordu. Felix orada olduğu için Hyunjin'de oradaydı. Artık rahatsızlık vermek istemediğinden ayaklandı Felix
Jeongin'e dönerek konuştu.
"Biz gidelim artık, işlerimiz var biraz"
Jeongin konuştu sakince
"Bişey olursa ara hemen"
Felix gülümsedi sakince ardından sürükledi kolundan Hyunjin'i dışarı yavaşça
Seungmin ile Jeongin'e veda ettikten sonra beklediler bir süre dışarıda öylece
Hyunjin konuştu hafif titreyerek
"Felix, hadi arabaya gidelim dondum burda"
Felix gözlerini devirdi ilkte ardından konuştu belinden arabaya sürüklerken
"Bin şuna"
Hyunjin'i arka koltuğa atıp sürücü koltuğuna yerleşti hızlıca Hyunjin'in müdahalesinden kaçınmak için oturur oturmaz kitledi kapıları
Tamda beklediği şey olmuştu. Hyunjin hafif Felix'in tarafına kafasını uzattı ardından konuştu endişeyle
"Ben süreri-"
Felix gözlerini devirdikten sonra sahte sinirle konuştu
"Otur oturduğun yerde"

Hyunjin konuştu kaşlarını çatarak
"Ben sürebilirim iyi değilsin."
Felix arkasını döndü bıkkınca
"Senin yaptığın şeyleri yapsam ağzımı açamazdım."
"Bu yüzden kalbini kırmak istemiyorum konuşma mümkünse"
Kavga sırasında fazla yakınlaşmıştı yüzleri farkında bile değildi Felix
Hyunjin'in gözleri uzun bir sessizlikten sonra Felix'in dudaklarına kaydı. Felix tedirgince hafif geri çekti kendini Hyunjin'in bakışlarından
Daha fazla bakarsa kesinlikle yenik düşeceğini biliyordu. Bakışlarını kaçırdı gergince Felix önüne döndü ardından
Kekeledi bir anlığına
"G-gidelim."
Boğazını temizleyip düzeltti.
"Gidelim."
Hyunjin'in sırıtışı aynadan açıkça görünüyordu.
Felix'in sinirleri bozulmaya başlıyordu hafifçe
Gözünü devirdi. Ardından boğazını temizleyip sesini kalınlaştırdı.
"Bir daha Bana bakma, benle ilgilenme"
Son cümleyi zorla söyledi yutkunarak
"Bana dokunma.."
Gözünün dolduğunu hissetti yavaştan aldırmadan devam etti.
"Gideceğim zaten."
Hyunjin'den ses çıkmıştı sonunda buna karşılık
"Peki."
Felix gülümsedi kendi kendine burukça
....
Kapıdan girer girmez yatak odasına yöneldi Felix
Yatağa kendini bıraktıktan sonra aklına Hyunjin geldi. Onunla aynı yatakta uyuyamazdı. Yataktan kalkıp konuştu Hyunjin'in yanından sıyrılırken
"Sen yat yatakta."
Hyunjin durdurdu hafif önüne geçerek
Sinsi bakışlarını gönderdi ellerini beline doladı Felix'in
Bekledi öylece küçük olan tedirgince
"Sana son kez bir şey söyleyeceğim"
Felix kaşlarını çattı usulca, bekledi cevabı.

"İğrençsin."
Felix'in kafasına dank etti bir anda her şey
Kesinlikle yanılmıştı. O değişmemişti değişmeyecekti. O günkü gibi gülüyordu. O günkü gibiydi bakışları..
hızlıca kurtardı kendini sıkı kollardan
Kolu ile yüzünü sakladı odadan çıkmadan önce
Ağladığını görseydi daha güçsüz duruma düşeceğini düşündü içten içe
İğrenir bakışlarını gönderdi karşısında ki çocuğa
Aşağıya indi hızlıca telefonuna göz ucuyla bile bakmadan koştu. Bütün gücüyle koştu..
Kapıyı dahi açık bırakmıştı. Arkasına bile bakmadı dönüp sadece koştu ıslak yol boyunca
Gözünden süzülen yaşlar havaya karışıp gidiyordu öylece

2 gün sonra
Hyunjin araladı gözünü çalan telefonla bıkkınca götürdü kulağına telefonu minho'ydu.
"Felix kayıpmış haberin var sanırım?"
Hyunjin olduğu yerden sıçradı bir anda
Ayaklanarak konuştu.
"Jeonginlerde değil miydi?!"
"Kendine bişey yapmışsa sen o zaman bittin işte Hyunjin."
Aniden kapadı suratına Hyunjin'in
O anki sinir ile her şeyi parçalamak istedi telefonunu fırlattı bir kenara. Yetmemişti siniri öfkesi ne olursa olsun dinmeyecek gibiydi. Geçmiyordu, sönmüyordu içindeki ateş sanki

Soluklandı yavaşça eve göz gezdirdi. Farkında bile değildi bu kadar şeyi dağıtırken..
Ev perişandı ancak umurunda olan şey bu değildi.
Evden çıktı hızlıca Jeongin'in evine doğru adımlarını hızlandırdı. Ev çok uzak değildi 15 dakika kadar yol vardı yürünebilirdi.

Kapıya vardığında yumruğunu durdurdu. Yumruklamak yerine sakince çaldı kapıyı
Seungmin açtı sinirle ne var der gibisinden
"Ne yüzle burdasın?"
Hyunjin'in ifadesi değişti. Mahçupça dikili karşısında
"Özür dilerim."
Seungmin'in sinirleri atmaya başlamıştı daha fazla dayanamadı.
"ÖZÜR DİLEMEN BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRECEK Mİ SANIYORSUN?! SEVGİLİN İKİ GÜNDÜR NEREDE BİLİYOR MUSUN! HAYIR. ŞU SİKİK BEYNİNLE ÖZÜR DİLEYEREK HER ŞEYİ DÜZELTEBİLECEĞİNİ SANIYORSAN HAYATININ HATASINI YAPIYORSUN."
Yüzüne çarptı kapıyı o sinirle
Hyunjin çöktü kapının önünde dizlerinin üstüne sessizce ağlayarak
Kapıya vurdu yavaşça bir kaç kez açan olmayınca bekledi orda bir süre

Ayaklanarak elini çalan telefonuna attı.
Minho'ydu. Bu sefer sesi çok alçak çıktı.
"İntihar etmiş Hyunjin."

Çok az kaldı finalee ama birazcık daha var🥱🥱

Fake. || hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin