12.BÖLÜM

604 52 22
                                    

Keyifli okumalar ❤

&&&&

"Biraz yavaş olsana!" Sabır çekip daha yavaş yaptım. "Ne güzel yapıyon lan! Sırtımı da kaşır mısın tipsizciğim?"

Elimdeki pamuğu daha sert yüzüne yapıştırdığımda çığlık attı.

"Adam ol aklını alırım!"

Ulaş "Acıyor ha!" Diyerek yerinde sızlandı.

Ne mi oldu? Biraz geri alalım.

10 dakika önce...

"Kaç!!"

Ulaş gülmeyi bırakıp gözlerini bana çevirdiğinde yüzümdeki katillere taş çıkartan ifadeyi görmesiye küfür savurdu. Arkasını dönüp koşmaya başladığında bir saniye sürmeden arkasından koşmaya başlamıştım bile.

"Hadi ama tipsiz! Ben senin abinim!"

"Senin abiliğine- Gel lan buraya! Kafatasını vücudundan ayıracağım senin!"

İnsanların arasından kimseye çarpmadan ilerlerken Ulaş arkasına bile bakmadan benim aksime insanları ite ite koşuyordu. Adımlarımı durdurup kestirmeden önüne çıkmaya çalıştım. Kenara saklanıp gelmesini beklediğimde adımlarını durdurup etrafı inceledi.

"Oh be kurtuldum salaktan."

Hemen arkasına geçip omzunu dürtükledim. Gülerek arkasını döndüğünde beni görüp küfür etti.

"C-Canım kardeşim?"

"İyi uykular orangutan abiciğim."

Yüzüne yumruğumu geçirdim.

Şimdi...

"Bak bak muhteşem suratımı ne hale getirdin görüyor musun?! Öbür dünyada 'Bu şaheseri bu hale nasıl getirdin?' Dediklerinde ne diyeceksin?"

"Sen hâlâ akıllanmadın mı?! Dayak istiyorsun herhalde."

Başını hızla olumsuz anlamda salladı. Altay gülerek "Bence bugünden sonra seni özenle yatağından kaldırır." Dedi.

Eylül "Ulaş akıllanmaz." Diyerek başını olumsuz anlamda salladı. Gözlerimi Ulaş'a çevirdiğimde gözlerini etrafta gezdirip sessiz kaldı. Ona baktığımı fark edip "Ne?!" Diye cırladı. "Seni sınavdan kurtardım işte. Git arkadaşlarından cevapları al yazılına gir."

Kartal "Öyle kolay olmuyor işte. Raporsuz sınava giremez." Diyerek bana tercüman oldu.

Öfkeyle duvara sert bir yumruk attığımda Ulaş yavaşça yanımdan uzaklaştı. "B-Biz gidelim o zaman. Sizin işleriniz vardır."

"Yürü git gözüme de görünme!"

"Bağırma lan abiye!"

"Başlatma lan abine!"

Ege hafifçe öksürüp "Ulaş acaba kaşınmasan mı abi?" Dedi.

Ulaş sertçe yutkundu. "He lan. Gelin gidelim yoksa dayak yiyeceğim. Diğer gözüm sağ kalsın bari." Diyerek ayaklandığında Eylül'ün tırnakları dikkatimi çekti. Bana lavaboda yardımcı olan kızın tırnakları uzun ve krem renginde ojeleri vardı. Tıpkı Eylül'deki gibi.

"Teşekkür ederim."

Eylül gözlerini bana çevirip dediğimi anlamaya çalıştığında tahmin ettiğim gibi o olmalıydı ki. "Hee." diyerek anladığını belirten bir ses çıkardı. "Rica ederim, ne demek."

Ulaş "Fıstığım! Gel la bu öküzle beni baş başa bırakma." Diyerek ileriden seslendiğinde bana hafifçe gülümseyip Ege ve Ulaş'ın yanına ilerledi.

SINAV ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin