14/Tatlı Uykusuzluk

505 67 43
                                    

  Günün güzel havasıyla iki omega kendini çadırdan dışarıya attı hemen. Kar artık ortalıklarda görünmüyordu. Bahar tekrar gelmiş, etrafı taze ot kokusu doldurmuştu. Jimin ve Taehyung, güzel havayı fırsat bilip ormana meyve toplamaya gitme kararı almışlardı. Hava daha meyve toplamak için sıcak olmasada şanslılarsa belki böğürtlen bulabilirlerdi. Jeon sürüsünün yerleşkesini terk edip çok uzakta olmayacak ormana doğru ilerlediler.

   Neşeyle gülüşerek, bolca sohbet ederek ormanı dolaşmaya başlamışlardı. İki omega gerçekten mutluydu. Jimin ne aradıklarını bilmesede Taehyung'un kendinden emin duruşuna ayak uyduruyordu. Umarım aradıkları meyveyi bulabilirlerdi. Taehyung ona o kadar ballandırarak anlatmıştı ki eğer görmez veya yemezse meraktan öleceğine adı kadar emindi Jimin. Taehyung'un tiz bir sesle adını haykırmasıyla düşüncelerinden korkuyla irkilip Taehyung'a koştu Jimin. Kalbinin atışını kulaklarında hissedebiliyordu.

   Yanına ulaştığı Taehyung'un hemen elinden tutup kendine çevirdi. Endişeyle bir yarası var mı diye sağını solunu incelerken Taehyung heyecanla kıpırdanıp bulduğuna dair birkaç şey mırıldanıyordu ama Jimin'in anlayabildiği tartışılırdı. Taehyung daha fazla dayanamamış olacak ki hızlıca Jimin'in elini kavrayıp önlerinde durdukları böğürtlen çalılarına doğru yönlendirdi. Jimin itiraz mırıltıları çıkarıp engel olmaya kalksa bile Taehyung'un pek umrunda değildi ve bu da Jimin'in pes etmesini sağlamıştı. "Jimin bak. Onları bulduk. Ne kadar da güzel gözüküyorlar değil mi?" Jimin karşısında gördüğü pembe küçük meyvelere baktı. Taehyung'un elinden elini kurtarıp onlara doğru ilerledi. Tadına bakmak için sabırsızlanıyordu. Avcunu birkaç böğürtlenle doldurup hızlıca ağzına attı. "Jimin dur! Onlar daha olgumlaşmamış." Jimin yüzünü ekşi tatla buruşturup ağzındakini tükürmemek için kendini zor tuttu. Gerçekten kötüydü. Taehyung arkadaşının haline kahkahalara boğulurken, Jimin utançtan kızarmakla meşguldü.

  İsyan edercesine ellerini sallayıp "Yah! Taehyung daha önce söyleyebilirdin. Tadı çok kötü." Taehyung'un kahkahalarının şiddeti artarken gülen arkadaşının omzuna küçük bir yumruk atıp, kollarını göğsünde kavuşturdu Jimin. Taehyung sonunda gülmesini kesip, kendine trip atmakla meşgul olan arkadaşına kocaman sarıldı. "Ama Jimin... o kadar hızlıydın ki söylemeye bile fırsat vermeden yemiştin. Özür dilerim." Sona doğru arkadaşının yanağına öpücük kondurarak gönlünü en güzel şekilde almayı başarmıştı.

  Jimin daha fazla ciddiyetini koruyamayıp kıkırdadı. Arkadaşının sarılmasına karşılık verip, sıcak ve büyülü bir kucaklama içerisine girdiler. Taehyung'un çilek kokusundaki güveni Min sung'un kollarında da aldığına yemin edebilirdi. Ayrılıp biraz kıkırtılarının dinmesini beklediler. Taehyung üzgünce dudaklarını kıvırıp karşıdaki böğürtlen çalılarına baktı. "Galiba bu hafta yiyemeyeceğiz Jimin. Bunların hepsi daha olmamış." Jimin de yüzünü düşürüp hafifce iç çekti. "Olunca yeriz bizde." Sesini neşeyle çıkarmaya özen gösterdi. Taehyung da Jimin'e katılarak onu onayladı. "Söz haftaya yiyebileceğiz Jimin. Hemen Namjoon ve Seokjin  hyung'u da çağırırız bu sefer. Eminim onlarda böğürtlen yemeyi özlemişlerdir."

   Biraz daha ormanda vakit geçirdikten sonra havanın kararmasına yakın Jeon sürüsünün sınırlarına ulaşmışlardı. Hoş sohbet ederek, arada bir kahkaha ile eşlik ettikleri sohbetleri çadırlarının önüne gelene kadar sürmüştü. Çadırın içinede aynı neşeyle girip yemek yapmak için çabalayan Namjoon'u görmeleriyle durdular.

   Namjoon elindeki eti kesmek yerine etle adeta savaşıyor, diğer bir taraftan ocağın üzerine koyduğu suyun kaynayıp kaynamadığını görmeye çalışıyordu. Etrafa saçılmış sebze artıkları ve bazı mutfak araç gerekleri bu manzaraya eşlik ediyordu. Taehyung çadırın halini biraz daha inceleyip sabır dilercesine iç çekti. Hyung'u kesinlikle yemek yapmakta beceriksizdi.
 

~Ay Dönençesi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin