01-Ateş böcekleri

1.5K 77 16
                                    


  omega, sıcak yuvalarında saat ne kadar geç olmasına rağmen umursamadan hafif şarkı mırıldanarak tombul karnıyla canın çektiği böğürtlenli kek için hamuru çırparken o kadar mutluydu ki,  bu mutluluğu hiç bir şeye değişmezdi.

  Hava serin bir yaz akşamıydı. Bu Kambarinin sıcak geçen yazında bulunmaz bir nimetti sanki. Kek hamurunu çırparken kafasını çadırın hafif açık kapısından dışarıya uzatıyor, yolunu gözlediği alfanın ve böğürtlenlerinin gelmesini tatlı heyecanıyla bekliyordu.

Hamuru çırpmaktan yorulan bileğini ovup içindeki tedirginlikle takrar dışarıya göz gezdirdi genç tilki omega. Midesi anlamsız bir huzursuzlukla kasılıyor. Göğüs kafesi daralıyor, kalbi son hız çarpıyordu. Kötü şeyler olacak olmasının hissiyatıyla gözleri dolmaya başlamıştı. Alfası, o tedirgindi. Mühür bölgesindeki rahatsız edici sızı ona bunu bas bas bağırıyordu. Donmuş ne yapacağını şaşırmıştı. Oysaki az önce ne kadar huzur kaplıydı içi.

  Elindeki binbir zahmetle yaptığı kek hamurunu umursamada hızlıca bıraktı. Kek hamuru yere dağılmış, topraktan olan çömlek kırılmıştı. Bunu umursamadı omega. Tek düşünebildiği alfasını bulmak ve tedirginliği geçene kadar ona sarılmak istiyordu.

  Elini hafif tombul karnına sararak çadırın girişine doğru savsak ve acaleci adımlarla yürürken tek düşündüğü buydu. Alfayı bulmak. Hızla elini çadırın hafif aralık kapısına doğru uzanırken, ondan önce davranılmış açılmıştı.

  "Kaç...kurtlar omaga... onlar buraya geliyorlar kaçmalısın." Terlemiş alnı, çizikler içinde kalmış kanayan sağ yanağı ve iki büklüm kalarak, nefesleri arasında konuşan alfa direkt gözlerini omagasına dikmişti. Kurtlar... Gözlerinin dolmasına ve her şeyi idrak etmesine yetmişti omeganın. Korktukları başına gelmişti. Kurtlar onları bulmuştu.
  
   "Kaçmalısın omegam. Onlar çok kalabalıklar, sizi bulmamalılar."
Duydukları karşısında kalbi iki taşın arasında eziliyormuşçasına sıkışan omega dolu gözlerle alfasına bakmıştı. Titrek göz bebeklerini alfanın gözlerinin içine bakarken hızlıca onu kendine çekmiş "Sen..." diyebilmişti sadece. Duyacakları şeylerin ağırlığı çökmüştü kalbine.

  "Gitmelisin omega. Bana güven. Alfana güven. Ne olursa olsun seni bulacağım. Kaç ve yavrumuzu kurtar." Sakin yatıştırıcı sesiyle konuştu alfa. Omegasına bunun son kez olmamamasını dileyerek sarılıyordu. "Hayır.. hayır... hayır sen olmadan gitmem alfa. Lütfen beraber gidelim. Lütefen." Çaresizlik içinde hıçkırarak ağlıyordu omega. Onu burada bırakmak istemiyordu. Hayır onu terk edemezdi.

  "Omegam söz veriyorum bulacağım sizi. Endişenlenme. Benim güçlü bir kurt olduğumu unuttun mu yoksa hımm." Yatıştırıcı ve güven veren sesinle eşini ikna etmeye çalışıyordu alfa kurt. Omega içli içli ağlarken duyulan kurt uluma sesleriyle irkilmişti. Alfa kurt eşinden hızlıca ayrılıp " Gitmelisin omegam. Bana söz ver. Ne duyarsan duy asla geriye dönmeyeceksin. Bana söz ver omega."

   İçli içli ağlayan omega duyduklarıyla sarsılmıştı. Kafasını hızla salayarak gitmeyi reddediyor,gözlerini sıkıca yumarak akan göz yaşlarını durdukmak istiyordu. "Omegam benim tatlı beyaz tilkim. Bana söz ver ve git omegam. Git ve yavrumuzu kurtar."

  Omega hızla gözlerini açıp alfasına son kez sarıldı. Yavrusu... gitmeliydi. İçindeki omega yavruyu korumak için uyarılmıştı. Elini karnına sarıp hızlıca alfaya baktı tekrar. Alfa yaşların biriktiği gözleriyle genişce tebessüm etmiş, başını sallayarak onu onaylamıştı. Artan ulumalarla bir kez daha irkilen omega kendine gelmiş ve hızlıca tilki formuna bürünüp, çadırın açık kapısından çıkarken kurt formuna dönmüş siyah alfasına son kez baktı ve kafasını hafifçe eğerek ona istediği sözü verdi. Alfa parlak gözleriyle omegasını uğurlarken bir nebze olsun içi ferahlamıştı. Geçenin karanlığında ateşböceklerinin arasında gözden kaybolana kadar omegasını son kez izlediğinden habersiz...

   

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu fic için umutluyum. Sadece okursanız buraya bir yorum bırakabilir misiniz?

~Ay Dönençesi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin