Jimin'den
Herkes evlere dağalmıştı ama benim eve gitmeye pek niyetim yoktu. Onun yerine parkta oturmuş sigaramı içiyordum. Eğer bugün yanımızda taehyung olmasaydı onu buraya getirecektim. Onunda benim gibi eve gitmeyi sevmediğini biliyordum. Birden telefonum çaldı. Elime aldım ve kim olduğuna baktım. Arayan jisooydu. Birden arama kapandı ve ekranda bir yazı belirdi."9 cevapsız arama"
Tanrım! jisoo beni tam 9 kez aramıştı ve ben fark etmemiştim bile kahretsin!
Tekrar telefonum çaldığında açtım ve kulağıma götürdüm."Alo jiss iyi misin?" endişeliydim.
"Jimin-" dedi ve konuşamadı. Ağlıyor muydu? Evet ağlıyordu. Lanet, lanet, lanet, lanet, lanet.
"JİSOO KONUŞ! TANRIM YİNE O ADAM MI YOKSA?" biliyordum. Yine o adam olduğunu biliyordum. O beni asla saçma saplan nedenlerden dolayı endişelendirmezdi.
"Evet a-ama içeri giremedi kapıyı kitledim." dedi tek nefeste.
"Hala kapının önünde mi yoksa gitmiş mi?" diye sordum. Sessiz kaldı. O adam dan ölesiye korkuyordu ve bence haklıydıda. Eğer konu jisoo olmasaydı o adamı çoktan hapse attırmıştım bile ama jisoo buna hep karşı çıktı. Hep o lanet olası herifi savunmaya çalıştı ama nerdesinden turasa tutsun o adam islah olmazdı. Asla değeşeceği yoktu ve bu son damlaydı artık bitmişti. Benim o adama olan inancım bitmişti. Değeşeceğine olan inancım bitmişti. Artık jisoo'yu bu şekilde görmekten ben bitmiştim.
"Jimin o ses senden mi geldi? ananhtar düşürme sesi senden mi geldi? yalvarırım ne olur senden gelmiş olsun" dediğinde anında yerimden fırlamıştım. Sigara izbaritini yere atıp ayağımla söndürmüş ve hızlı adımlarla jisoo'nun evine doğru yürümüştüm.
"Jisoo ben dışarıdayım ama... ama eve yakınım merak etme hemen geliyorum." dedim ve telefonu kapatıp cebime attım.
...
Kapının önünde durmuştum. İçeriden hiç ses gelmiyordu. Umalım ki geç kalmamış olayım...Zile bastım. Kimse açmadı. Tekrar zile bastım. Yine açan olmadı ve tekrar zile bastım. Bu sefer elim telefonuma gitmişti ki o iğrenç yüzü gördüm. Öylece duruyordu ve bana 'ne var ne istiyorsun' der gibi bakıyordu. Sonra bi kapı açılma sesi duydum ve arka tarafa baktığımda jisoo'yu gördüm. Yüzüne sahte olduğu pek belli olan bir gülümseme takmıştı. O iğrenç adam konuştu.
"Jisoo bu kim?" diye sormuştu jisooya dönerek ve ona iğrenç gülşlerinden birini vererek.
"Arkadaşım bugün bize gelcekti ders için bi proje ödevimiz vardı da" jisoo yalan söyleme konusunda çok iyiydi ki bunu benim üzerimdede kullanmıştı! ben pek bezeremesemde bu pisliği kandırabiliceğimi düşünüyordum.
"Ah evet efendim ben park jimin jisoo'nun yakın bir arkadaşıyım müsait miydiniz acaba?" beni süzmüş ve tek kaşı havaya kalkmıştı.
"Evet evet müsaitiz tabiki gelsene içeriye" diye atlamıştı birden jisoo. O öyle deyince o iğrenç adamda geriye çekilmişti içeriye girmem için.
"Annenin bundan haberi var mı jisoo?" diye sormuştu.
"Evet aslında proje ödevim için jiminin geleceğini biliyordu ama sadece bugün geleceğini bilmiyordu şimdi arayıp söylerim." dediğinde o adama çaktırmadan jisoo'ya kaş göz yaptıp çünkü öyle bir şey yoktu yani yalandı bu ya ortaya çıkarsa. O da aynı şekilde bana rahat ol bakışını attığında rahatlamıştım elbet bir bildiği vardır.
"Hmm tamam o zaman bende tam çıkıyordum zaten sizde rahat! rahat! ders çalışırsınız böylece!" bazı kelimeleri bastırarak söylemişti. O kirli düşünceli biriydi ve sözlerinden ve bana olan bakışlarından ne düşündüğünü anlayabiliyordum. Sonuçta o kirli adam için ben bir erkektim!
O montunu giyip evden ayrıldıktan sonra jisoo bana sarılmıştı ve ağlamaya başlamıştı bile. Onu kendimden ayırıp yüzüne baktım berbat gözüküyordu. İçeri odasına götürdum ve 'kahve ister misin?' diye sordum. Yani bu eve ilk gelişim değildi ve jisoo'yuda bu durumda sakinleştirebilecek tek şey acı bir kahveydi. Tamam anlamında başını salladığında içeri gittim. Kahve makinasına kahveyi ve suyu koyup beklemey başladım. Kahveler olduğunda fincanları alıp doldurdum. Sonra tekrar içeri jisoo'nun yanına gittim. Biraz daha toparlanmış gibi gözüküyordu.
"Daha iyi misin?" diye sordum. Evet anlamında başını salladığında ellerini tuttum.
"Bak jisoo buna katlanmak zorunda değilsin. Bu adam böyle ve bunun değişeceği yok analdın mı? hadi gel beni dinle bu seferlik kendi bildiğini okuma yalvarırım." dediğimde kafasını birleşmiş olan ellerimizden kaldırdı ve yüzüme baktı.
"Jimin bende artık katlanmak istemiyorum." dediğinde gülümsedim. Bana doğru yaklaştı ve arazdaki santimlik mesafeyide kapattı. "Yanımda olucak mısın?"
"Sonsuza dek senin yanında olucağıma söz veriyorum."
dediğimde bana sarılmıştı bende ona sıkısıkıya sarıldım.Nerden bilebilirdim ki beni untmayacağını...
_________
Byby<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touch //vsoo
ChickLitBen izin vermeden bana dokunamazsın jiss" ... Taehyung küçüken geçirdiği tramva sonrası kendine kimsenin dokunmasına izin vermezdi ama jisoo ona dokundu. Düzyazı+angst